Özellikle uzun süre bilgisayar kullanan kişilerde dirseğin sürekli bükülü kalması nedeniyle dördüncü ve beşinci parmağa yayılan hissizlik hatta güç kaybı gerçekleşebilir
Ellerimiz dokunma duyumuzun en uç noktasıdır. Çoğu işi ellerimizle yaparız. Eller hayatımızın aynasıdır. Ne işle meşgulsek onun inceliklerini yansıtır. İki ikiz kardeş düşünün, birisi ağır işlerde uğraşmış ve ellerini hırpalamış olsun, diğeri ise eline özen göstermiş birisi. Bu iki ikiz kardeşin DNA’ları tıpatıp aynı olduğu halde birisinin elleri yaşadığı hayat sonucu nasırlı ve yıpranmış, diğeri ise o yılları yansıtmayacak şekilde bakımlı kalacaktır.
Bİrçok hastalık önce ellerde ortaya çıkar
Orta yaşlı bir erkek avuç içi derisinde kalınlaşma hissediyor ve özellikle dördüncü ve beşinci parmaklarını tam kapatamıyorsa ‘Dupuytren kontraktürü’ denen hastalıktan şüphe etmemiz gerekir. Bu rahatsızlık şeker hastalığının başlangıcında ortaya çıkabilir ve de iyi bir şekilde rehabilite edilmezse ameliyatla sonuçlanabilir. Parmaklarda takılma hissi de başka bir tendon hastalığının sonucu olabilir. ‘Tetik parmak’ denilen rahatsızlıkta hasta sabahları uyandığında özellikle parmaklarında takılma hissi duyar. Bu
Ayak eklemi vücudun en uç kısmında yer aldığı için özellikle ayak parmaklarında tıpkı el parmaklarında olduğu gibi soğukluk ve solukluk olabilir. Bu açıdan ayak damarlarının yakın takibi çok önemlidir. Özellikle ayak sırtındaki ‘dorsalis pedis’ adlı damar; bacakların beslenmesinin iyi bir belirtecidir. Bu beslenme zayıfladığında parmaklarda önce soğukluk ve solukluk başlar, hastalık tedavi edilmezse parmaklarda morarma, en son noktadaysa kangrene bağlı organ kaybı izlenebilir. Bu durum daha çok temiz kan damarlarındaki (atar damar) yetmezlikte görülür.
Kirli kan damarlarındaki (toplar damarlardaki) yetmezliklerse venöz yetmezlik adı altında sınıflandırılır. Bu yetmezliğin hafif durumlarında uzun süre ayakta durma sonrasında bacak damarlarında göllenme sonucunda ayak bileği etrafında ödem oluşur. Ayak bileğini kalp seviyesi üzerinde tutmakla bu ödem azaltılabilir. Yine bu ödem, ilk safhalarında varis çorapları ve egzersizlerle tedavi edilebilirken, ileri dönemlerde cerrahi müdahale gerekebilir. Venöz yetmezlikte ayak bileği etrafındaki derinin bozulması başka cilt hastalıklarıyla karıştırılabilir ancak bunun nedeni kanlanmanın bozulmasına bağlı gelişen ülserlerdir.
Spor sonrası
Gün içindeki gerginlikler; baş, boyun, çene ağrılarına yol açabilir. Bu ağrıların fizik tedavi uzmanından psikologa geniş bir ekip tarafından tedavi edilmesi gerekir
Son zamanlarda strese bağlı baş ve çene ağrılarında artış yaşanıyor. Özellikle kısıtlı zamanlarda iş yetiştirmeye çalışanlar sabahları bu ağrılardan şikayet ediyor. Psikolojik yükler altında ezilenler, bu durumu kaslarına yansıtıyor. Sonrasında tıp dilinde ‘bruksizm’ dediğimiz diş sıkması ortaya çıkıyor. Bu rahatsızlık, sadece dişlerin aşınmasıyla kalmıyor; uykuyu ve yaşam kalitesini de bozarak depresyona sürüklüyor. Ancak bu şikayetler; fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanları, diş hekimleri, plastik cerrahlar, psikologlardan oluşan bir ekip tarafından tedavi edilebiliyor. Kişinin psikolojik açıdan psikoterapiyle desteklenmesi, diş aşınmasını ve sıkmayı azaltmak için splintlerin kullanılması, çeşitli fizik tedavi yöntemleri, uygun egzersizlerle hastalar çene ağrılarından kurtulabiliyor.
Çınlama çene rahatsızlığından olabilirKulağı çınlayan çoğu hasta, ilk önce kulak burun boğaz hastalıkları uzmanına gider. Ancak bu çınlamaların bir kısmının çene rahatsızlıklarına bağlı oldukları biliniyor. Örneğin zorlu bir
Ağrı, uyarıcı göreviyle birlikte çoğu zaman insanların hayatını zindana çeviren bir duyudur. Bu duyunun bizi en çok etkilediği alanlardan birisi de kaslardır. Kaslar, iskelet sistemini kaplayarak sadece hareketi değil aynı zamanda ayakta durmamızı sağlar ve organlarımızı korur. Ancak zaman zaman kaslarda kulunç dediğimiz kilitlenmeler olur. Hastalar bu kilitlenmeler nedeniyle uyumakta zorlandıklarını söyler. Hatta dokundukları zaman kulunçlardan tıkırtı şeklinde ses geldiğini ifade ederler ki doğrudur. Tıp dilinde buna ‘krepitasyon’ denir. Bu hastalığa myofibrozit, fibrozit, myofasial ağrı sendromu da denilmektedir. Hastalığın en önemli sebepleri arasında stres ve de kötü vücut duruşu (postür) yer almaktadır.
Uyku kalitem bozuldu
Birçok araştırma, insan beyninin uykuya duyduğu ihtiyacı ortaya koymuştur. Hatta uykusuzluk ölümcül hastalıklara sebep olmaktadır. ‘Fatal familial insomnia’ yani ‘ailesel ölümcül uykusuzluk’ hastalığında hiçbir uyku ilacı fayda vermemekte, uyku sırasında insan vücudunun gerçekleştirdiği biyolojik olaylar engellendiği için bu hastalar bir sene gibi kısa bir sürede kaybedilmektedir. İnsan uykusu çeşitli bölümlerden oluşmaktadır.
REM uykusu dediğimiz
Vücudun yenilenme kapasitesi, yaşlanmayla insanlara ihanet etmeye başlar. Azalan kas yapısı, iştahsızlık ve depresyon gibi hastalıklar, yaşlıların peşini bırakmaz
Yaşlanma sürecinde hücrelerimizin geçirdiği değişimler vücuda yansımaya başlar. Örneğin hücrelerdeki sıvı azalır, bunun etkilerini deride kırışma olarak görürüz. Ya da kol kaslarında sarkmalar olur. Önemli değişimlerden birisi de kas hücrelerinin yağ hücrelerine dönüşmesi. Hatta bu durum yaşlılık bilimi geriatride, ‘kas kitlesi azalması’ olarak adlandırılıyor. Yapılan çalışmalarda 45-90 yaş arasındaki sağlıklı bireylerde kas kitlesinin hiçbir hastalığa bağlı olmadan azaldığı tespit edilmiştir.
Vücudun enfeksiyonlarla savaş için kullandığı bazı moleküller, aşırı artarak yaşlıların iştahının kapanmasına sebep olur. Bu iştahsızlık durumu kas kitlesi kaybıyla birleştiğinde en korktuğumuz durum, ‘düşkünlük’ ortaya çıkar. Düşkün kişi, depresyona da gireceği için yaşamla bağlarını kaybeder ve de içine kapanarak ölümü düşünmeye başlar. Aile yakınlarının kaybı da bu ölüm düşüncesini tetikler.
Egzersiz doğal antidepresan
Çoğu zaman böyle depresyona sürüklenmiş yaşlı hastalara antidepresanlar tavsiye
ABD’li Richard Holbrooke’dan söz ederken, değerli dostum Zülfü Livaneli “ABD’de de insanlar hastanelerde ölür” dedi10 Aralık Cuma günü rahatsızlanışının ardından George Washington Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırılan ABD’li diplomat Richard Holbrooke’a ilk müdahaleyi Hillary Clinton’ın da doktoru olan iç hastalıkları uzmanı Jehan El-Bayoumi yaptı. Oksijen ve rahatlaması için ilaç verilen Holbrooke’a, göğüsteki aortta anevrizma yırtılması teşhisi kondu. Ve hasta, Kardiyovasküler Cerrahi Birim Direktör Yardımcısı Doç. Dr. Farzad Najam tarafından ameliyata alındı. İlk ameliyat 20 saat sürdü. Daha sonra kanama kontrol edilemediği için ikinci bir operasyona alındı. Bu operasyon da yedi saat sürdü. Fakat Holbrooke, 13 Aralık günü tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Akıldaki sorular
Acaba Holbrooke gerekli sağlık kontrollerini yaptırıyor muydu? Aort anevrizması patlamadan önce neden tespit edilemedi? Amerika’daki bu olay, sağlık sisteminin orada da sorgulanması gerektiğini bir hekim olarak bana düşündürüyor.
Demek ki sağlık alanında kendimizi bu ülkelerin yanında küçük görmek devri sona eriyor. Çok iyi biliyorum ki ülkemizde böyle bir vakaya müdahale edebilecek en az
Teknoloji sayesinde parmaklarımızın ucu klavyeye dokunduğu anda hastalıklarımızla ilgili bilgilere anında erişebiliyoruz. Hatta bazı hastalarımız internetten edindikleri bilgilerle kendi tanılarını koyabiliyor. ‘Kendimizin doktoru’ olmak önemlidir ama hekimlik sanatına da gereken önemi göstermeliyiz...
Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanlarının hekimlik sanatını öne çıkardığı alanlardan biri, kalça bölgesinin tedavisi. Kalça bölgesindeki ağrıları hastanın kendisi bile tarif etmekte zorlanır. Ancak hekim, ellerinin altında hissettiği sıcaklık artışının, iltihabi bir hastalıktan kaynaklanıyor olabileceğini bilebilir. Ya da kalça çevresindeki kasların bir tarafının diğer tarafına göre daha zayıf olduğunu tespit edebilir.
Sporcu hastalıkları
Her hekimin dokunma duyusunun çok gelişmiş olması, doğru tanı için yeterli değildir. Hekim aynı zamanda keskin bir gözlemci olmalıdır. Daha hastası odadan içeri ilk adımını attığında fark ettiği topallamanın kalça ya da bel hastalıkları yüzünden oluştuğunu bilmelidir. Örneğin genç bir kadında ‘transient sinovit’ yani geçici kalça iltihaplanması iyi seyirli bir hastalıkken, yaşlı bir erkekte hele de prostatla ilgili şikayetleri varsa,
“Ameliyat olmazsanız felç olursunuz”, “Tuvaletinizi tutamazsınız”, “Erkekliğiniz gider” gibi tehditlere kanmayın. Bel ve boyun fıtığı yüzde 99 oranında fizik tedaviyle geçiyorSon zamanlarda gazetelerde ve televizyonlarda, bel ve boyun fıtığında yüzde 1 olması gereken cerrahi girişimlerin metotları konusunda çok yoğun bir reklam kampanyası var. Bu rahatsızlıkların fizik tedavi ve rehabilitasyonla yüzde 99 oranında geçirilebildiğiyle ilgili tek satır olmadığını üzülerek söyleyebilirim.
Yanlış yönlendirme sağlığınızı elinizden alabilir
Halkı cerrah girişimler konusunda yönlendirmek, onu bir yanlışın içine sokmaktır. Halkımız, bu konuda da birçok sağlık konusunda olduğu gibi bilinçsiz, ortalama eğitim seviyesi düşük. Buna bir de gazetelerdeki ilanlar, televizyonlarda cerrahi müdahaleyi öven reklamlar eklenince, insanlar rahatlıkla etkilenebiliyor. Bu yönlendirmeleri yapanlar, yapılacak cerrahi girişimlerde oluşacak olumsuzlukları ya da başarısızlıkları da bu insanlarla paylaşıyorlar mı? Üzülerek söyleyeyim hayır. Sadece yapılacak işlemlerin nimetlerini anlatmakla yetiniyorlar. Külfetlerine gelince bu konuda ses yok...
Hekim sorumluluğunda ilk madde, ‘hastaya zarar