VÜCUDUNUZU ESKiTMEYiN

5 Mayıs 2010

Her bir kimyasalın, vücudun eskimesinde ve yorulmasında ayrı bir payı var. Onun için vücudunuzu ilaç çöplüğü haline getirmemeye çalışın

Her gün televizyonlarda veya yazılı basında şunu yiyin, bunu yemeyin diye birçok yazı ve haber çıkmaktadır. Hangisi doğru, hangisi yanlış, bunu üzülerek söyleyeyim, sorgulamaktan aciz hale düşüyorsunuz. Sorumlu veya sorumsuz insanlar bunları sunmakta ve dayatmakta. Siz de bu bilgi kirliliği içinde tercih yapmak durumundasınız. Bir gün iyi ve doğru denen şeye ertesi gün kötü ve yanlış diyenler çıkıyor. Son günlerde kullanılan bir deyim var. ‘Önce söze bakacaksınız doğru mu diye, sonra söyleyene bakacaksınız adam mı diye?’ Çocukluk ve gençliğinizde şayet kronik bir hastalığınız yoksa zaman içinde bir takım hastalıklarla tanışıyorsunuz. Bir de gereksiz yere kullanılan ilaçlarla. Her sağlık sorununuzu da bu ilaçlardan biriyle çözmeye çalışıyorsunuz. İşte vücudunuzun eskimesi de burada başlıyor . Gereksiz yere kullanılan ilaçlarla ve alınan gıdalarla. Bir ailenin genetiğinde hipertansiyon, kalp hastalığı ve şeker hastalığı varsa bu ailenin bireylerinin özellikle kilo sorununa dikkat etmeleri gerekir. Dolayısıyla aldıkları gıdalara ve

Yazının Devamı

ABD’DE BOYUN FITIĞI OLMAK

28 Nisan 2010

Geçenlerde bir e-posta geldi. Sağlık sisteminin en iyi ve en bilimsel olduğu iddia edilen ülkeden. Sizlerle paylaşmak istiyorum. Vatandaşımız bir sorun yaşamış diye ismini vermeyeceğim...

Hocam, dokuz ay önce yüksek lisans amacıyla ABD’ye geldim, Orlando’dayım şu anda. İngilizce kursuna gidiyorum, Türkiye’de bankacıydım, gelmez olaydım buraya. 4 Şubat 2010’da ışıklarda beklerken arkadan bir cip vurdu arabama, avukata verdim. Sırtımda çok az bir ağrı vardı. Sıradan bir ağrıdır diye düşündüm, doktora başvurdum ama avukat tavsiyesiyle ileride bir şey çıkma ihtimaline karşı kayroterapiye gittim. Anlayacağınız elektrikli masaj yapıyorlardı. Birkaç kez yaptılar. Güvenmedim çünkü sırtımda ağrılar biraz artmıştı. Onun yerine sıcak torbalar koydular, sonra da masaj yaptılar. Masajı sert yaptırmadım birkaç kez dışında. Onun haricinde ultrason masajı yani bir kremle bir makine eşliğinde masaj yapıldı ara sıra ve de jimnastik egzersizleri. Bisiklet, büyük plastik top üzerinde kalça ve elinizde küçük topla, sağa sola kol ve kalça çevirme hareketleri egzersizler. Tedavinin başında ben kendim röntgen istedim ama onlar direkt tedaviye geçtiler ve röntgen sonucunda doktor Sprain Strain dedi. 4

Yazının Devamı

İLACINIZ SEVGi OLSUN

21 Nisan 2010

Hekimler sağlık sektörünün ve ilaç sanayinin neden oyuncağı haline geldi? Hekime olan güven neden giderek azalıyor? Bunu açıkça görmeniz ve özeleştiri yapmanız gerektiğine inanıyorum

Tarihler boyu hep toplumsal saygınlığı olan bir meslek grubu neden kendini savunur hale düşüyor ve inandırıcılığı kayboluyor? Dünyada yapılan işlerin ve mesleklerin içine para ve çıkar ilişkisi girmeye başladıysa sonunda bu meslek grubu ağır faturalar ödemeye mahkum olur. İşte bizler de bu faturaları ödeyenler durumuna geliyoruz. İlaç ve sağlık sektöründe başlangıçta çok masum olan ve tanıtım amaçlı yapılan promosyonlar artık günümüz dünyasında büyük organizasyonlar ve çıkarlar haline dönüştü. Eğer bir bilimsel çalışmada kişilerin çıkarları daha öne çıkıyorsa o bilimsel çalışmanın sağlıklı ve doğru olduğundan söz edilebilir mi?
Yine bir bilimsel çalışma, ‘X’ ilacının veya ‘X’ sağlık gerecinin satışı ve pazarlaması üzerine planlanmışsa o çalışmanın saygınlığı ya da bilimselliği olur mu? Bu çalışmaların köşe taşlarında bilerek veya bilmeyerek hekimler oturtulursa o meslek grubunda artık saygınlıktan ve güvenilirlikten söz edilebilinir mi?

Mesleki vicdan olmalı
Ekonomik koşullar tüm meslekleri

Yazının Devamı

BEL FITIĞINDA DÜŞÜK AYAK

14 Nisan 2010

Bel fıtığı hasta-sıysanız ve ayak parmaklarınızda hafif de olsa uyuşma ve güç kaybı varsa derhal bir uzmana başvurun. Sonuçları üzücü olabilir

Bel ve boyun fıtığı olan kişiler genellikle durumlarını ağrıya göre ifade ederler. Çünkü insanın ilk algıladığı duygu ağrıdır ve hastaların yakınmalarının başında gelir. Ağrının ötesinde, düşük ayak gelişmesi ise en istenmeyen bel fıtığı sorunlarından biridir. Tedavisi çok zordur hatta mümkün değildir. Hastalar bu durumu, sağ veya sol ayak parmaklarının uyuşması yada yürüdüğü zaman ayağının takılması olarak ifade ederler. Hemen tedaviye başlanmazsa, istenmeyen ve hatta sakatlığa kadar varan sonuçlar görülmeye başlanır. Onun için biz bu hastaları yürüme testinde muayene ederken, ayak parmaklarının ucunda ve topuk üstünde yürümelerini söyleriz. Hastanın eğer parmak ucu yürüyemiyorsa yani ayak düşüyorsa beşinci bel omuru ile birinci sağrı omuru arasında bel fıtığı vardır. Topuk üstü yürüyemiyorsa dördüncü bel omuru ile beşinci bel omuru arasında bel fıtığı olduğunu düşünürüz.

Kas gücü kayıpları var mı?
Bel fıtığı bulgusu, başka bulgularla karıştırılabilir mi? Tabi ki olabilir. Mesela hastada topuk dikeni varsa hasta topuk üstü yürümekte güçlük

Yazının Devamı

REHABiLiTASYONDA PSiKOLOJiNiN ÖNEMi BÜYÜK

7 Nisan 2010

Hasta fiziksel olarak tedavi edilirken, psikolojik alanda da değerlen-dirilmelidir. Böylece tedavide istenilen başarı daha kalıcı olabilir


Hastanın sağlık ve yaşam fonksiyonlarının en iyi düzeye getirilebilmesi ile ilgili tüm çalışmalar rehabilitasyon kapsamına girer. Bu açıdan hastadaki bulgulardan ziyade hastaya odaklanmak çok önemlidir.
Fiziksel tıp ve rehabilitasyon alanları, psikolojik değerlendirme ve müdahaleyi rehabilitasyon sürecinin önemli bir parçası olarak kabul eder. Bu çalışmaların amacı, kronik herhangi bir darbe sonucu oluşan yada doğuştan sakatlığı veya hastalığı olan kişiyi en iyi düzeylere taşıma çabasıdır. Bu süreç kişiye odaklıdır. Hizmetler kişinin tercihleri, ihtiyaçları ve kaynaklarına göre sunulur.

Engelleyici bariyerler azaltılmalı
Hastanın yaşadığı içe kapanma ve tedaviyi reddetme konusunda psikolojik destek alması şarttır. Bu da kişinin kayıp ve kedere karşı cevaplarının gözlemlenmesine dayanır. Kişinin psikolojik ve sosyal dengeye ulaşma isteği burada önemli rol oynar. Tedavinin başlangıcında hastanın hastalığına karşı tepkilerini en aza indirmek , hastayla ilgili tüm bilgilere ulaşmak ve yine duygusal rahatlama ve destek aramak da bu

Yazının Devamı

ÖYKÜ ALMA TIBBIN SANAT YÖNÜDÜR

24 Mart 2010

Tıpta, hasta ve ailesiyle ilgili kayıtlar çok önemlidir. Yalnız bu kayıtların çok ciddi tutulması gerekir. Yoksa hiçbir anlamı olmaz


Tedavi planının oluşturulabilmesi için iyi bir öykü ve fiziki muayene önemlidir. Kayıt işlemi de diğer sağlık hizmetlilerinin yararlanacakları bir belgedir. Bu kayıt gerektiğinde tıbbi ve yasal bir doküman oluşturur.
Öykü alma becerisi tıbbın sanat bölümüdür ve hastanın durumunun tümüyle değerlendirilebilmesi için gereklidir. Bu işlem günümüzde özelikle ülkemizde zamanla yarışan hekimlerde böyle mi? Değil. Günde 40 - 50 hasta görüyorsanız, bir hastaya ayıracağınız zaman da o kadar azalıyor.
Öncelikle fizik tedavi ve rehabilitasyoncu, hastanın hastalığının veya yaralanmasının ona yaşattığı fonksiyonel kayıplar üzerinde durmalıdır. Bu kayıpların tanımlanması, tedavi için ana planı oluşturur.
Örneğin felçli olan bir hastada önemli olan sorunun olduğu yer veya hikaye değil, bunun sonucu gelişen fonksiyon kayıplarına odaklanmaktır. Hastanın günlük yaşam aktivitelerini ne kadar etkilediği ya da eksikliklerdir. Hastanın geçmiş hikayesini almak için geçirilen zaman hastanın doktorlarla yakınlaşmasını ve aralarında dostluk ve güven oluşmasını

Yazının Devamı

HASTALIK HASTASI OLDUK

17 Mart 2010

Kulaktan dolma bilgilerle, endişe ve korkularla yaşamı yaşanmaz kılıp, sağlığınızın doğal akışını bozmayın

Tıp fakültesinin ilk sınıflarındayken, hangi hastalığı okursak o hastalıktan kendimizde bir şeyler arardık ve sonunda da bulurduk.
Günümüzde sağlıkla ilgili bilgiler internette, gazetelerde, televizyonlarda, dergilerde doğru yanlış ortalığa saçılmaya başlandı. Dikkatimi çeken bunları okuyan ve izleyen insanlar bizim tıp fakültesinin ilk sınıflarında yaşadığımız hastalık hastalığına yakalanmış olması.
İnsanlar kendilerine güzel duygular, sevgiler ya da doğayla kurulmuş dostluklar yerine hastalıkları aşılıyor. Bazen de farkına varmadan onlarla ilgili ilaçlar kullanmaya başlıyor.
İnsanoğlunu doğadan giderek koparan teknoloji, kendisiyle beraber hastalıkları da taşıyor. İç dünyamıza ve dış dünyamıza.

Görmüyoz, duymuyoruz

Yazının Devamı

GECELERi NEDEN UYUYAMIYORUZ?

10 Mart 2010

Sağlığın en iyi işaretlerinden biri iyi uyunan bir uykudur. Mümkünse 30 - 40 yaşlarından sonra gündüzleri yarım saat veya bir saat uyumaya çalışın

Birçok kimse uykuya rahat geçemediğinden veya geceleri uyuyamadığından bahseder. Ve hemen uyku ilaçlarından medet ummaya çalışır. Hiçbir zaman niçin uyuyamadığını kendine sormaz.
Bazıları da büyük bir keyifle “Ben başımı yastığa koyar koymaz uyuyorum” der. Başını yastığa koyar koymaz uyumak hem iyi bir alışkanlıktır, hem de sağlık işaretidir. Çünkü insanlar günün tedirginlğini, sorunlarını gece yatağa taşıdığı zaman, uyumakta zorluk çeker. Ayrıca sağlıkla ilgili sorunları, ağrı sızıları varsa yastıkla kavga eder. Bir türlü boyunlarını rahat ettiremezler. Onların da büyük bir ihtimalle boyunlarıyla ilgili sorunları vardır.
Kalp yetmezliği olanlar genellikle çok yüksek yastıklarda yatar. Solunum yetmezliği de buna eklenince neredeyse oturur gibi uyumaya çalışırlar.
Son zamanlarda gittikçe artan reflü sorunu olan hastalar da dik yatmaya çalışır. Hatta bunun için özel yastıklar yapılmaya başlandı. Halbuki aldıkları gıdalara ve yemek yedikleri saate dikkat etseler belki bu sorunu yaşamayacaklar. Daha doğrusu kendi vücutlarına

Yazının Devamı