Son zamanlarda sıkça çevremizde duyduğumuz Parkinson hastalığında ilaç desteği dışında hastalara uygulanması gereken rehabilitasyon programlarından bahsetmek istiyorum.
Altında yatan nedenler
Parkinson hastalığı, istirahat halindeyken kasların karakteristik titremeleri, hareketlerin yavaşlamasıyla görülen merkezi sinir sisteminin kronik bir hastalığıdır. Çeşitli sebeplerle meydana gelebilir. Beyindeki sorunlarla oluşabildiği gibi, damar kireçlenmeleri de bu hastalığa yol açar. Bazen de hiçbir neden olmadan gelişebilir.
Pek çok hastada hastalığı hazırlayan sebepler kesinlikle anlaşılamaz. Örneğin genetik, yorgunluk, aşırı heyecanlar, vücutta bazı maddelerin eksikliği ve fazlalığı, çeşitli teskin edici ilaçların uzun süre kullanımı hastalığa zemin hazırlar.
Hastalığın belirtileri
Parkinson hastalığının çoğunlukla 50-60 yaşlarında başlamış olması göz önüne alınacak olursa hastalık sebepleri arasında damar kireçlenmesi ve beyinde hareket sistemini etkileyen bölümlerdeki bozulmaların sorumlu tutulması gerekir. Hastalık, sinsi bir şekilde başlar. Eğer tedavi edilemezse gittikçe ağırlaşır. Hastalığın ilk belirtileri bazı tekrarlanan işlerin yapılmasında, harf ve rakamların yazılışında yaşanan beceriksizliktir. Zamanla bütün hareketlerde yavaşlama ve yüzün görüntüsünde donuklaşma ortaya çıkar. Hasta, yemek yeme, traş olma, giyinme, yıkanma, saçını tarama gibi günlük işlerin yapılmasında zorluk çekmeye başlar. Bazıları bacaklarındaki tarif edilemez yorgunluktan ve ağırlaşmadan şikayet eder.
Ufak adımlarla yürüme ve yürürken kolların sallanmaması önemli bir belirtidir. Bu, ileri devrelerde kaslarındaki kasılmanın artışı ve titremelerle kendini gösterir. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde hastaların isteği dışında parmaklarını para sayar gibi oynattığı dikkati çeker.
Pasif hareketlerde tutukluk vardır. Bu tutukluk halinin biraz zorlamayla hemen kaybolduğu görülür. Bu nedenle bu bulgulara ‘kurşun boru belirtisi’ veya ‘çıkırık belirtisi’ denir. Hastanın istemli hareketlerinde de zorluklar baş gösterir. Örneğin hasta bir işe başlarken zorlanır. Yürürken kolunu sallayamaz, büyük adımlarla yürüyemez. Oturup istirahate geçmesi zaman alır.
Ayrıca hastalarda normalde gözlerde görülebilen göz kırpmalarının da kaybolduğunu fark edersiniz. Yutmada güçlükler, bir de tükürüğün yutulamaması gibi sorunlar oluşabilir. Cildin yağlanması, bol terleme, kabızlık, çarpıntı ve idrar kontrolünde bozukluklar yaşanır. Yine Parkinson hastalarında tikler, kişilikte değişmeler, huzursuzluk, isteksizlik, durgunluk, devamlı yardım isteme hali görülebilir.
Rehabilitasyonun önemi
Parkinson hastalığı senelerce süren ve çoğunlukla gittikçe ağırlaşan bir hastalık olduğu için rehabilitasyon yöntemlerinin uygulanmasıyla çok iyi sonuçlar alınabilir. Bu hastalıkta rehabilitasyonun amacı, sonradan ortaya çıkabilecek çeşitli sorunları önlemek ve mümkün olduğu kadar hastayı günlük işlerini ve toplum içindeki görevlerini yerine getirebilir durumda tutmak olmalıdır. Parkinson hastalığında çok önemli sorunlarla karşılaşılmaz çünkü hastalık sinsice ilerler.
Günümüzde hastalığın tedavisinde oldukça etkili ilaçlar kullanılıyor. Fakat hastanın her yönüyle kontrol edilebilmesi için fizik tedaviye, psikoterapiye ve özellikle rehabilitasyona ihtiyaç duyulur.
Bu noktalara dikkat
Tüm bu tedavi şekillerinin uygun zamanlarda ve birbirini destekler durumda uygulanmasıyla iyi sonuçlar alınabilir. Fizik tedavi özelikle hafif eklem, vücut dengesi ve yürüme bozukluklarının bulunduğu vakalarda etkilidir. Germe egzersizleri parmaklara, bileğe, omuz ve dizlere, bazen de boyuna yapılmalıdır. Hastalara paralel bar içinde veya dışında düzgün ve geniş adımlarla yürümeleri öğretilmelidir. Burada ilerleyen ve kalıcı bir hastalık söz konusu olduğu için hasta yakınlarına bu programların öğretilmesi ve uygulanmaları sağlanmalıdır.
Bu işlerin yapılışını kolaylaştırmak için hastalara bol çamaşırlar giydirilmeli, düğme yerine fermuar kullanılmalıdır. Kullanmakta zorluk çekecekleri için bu hastalara diş protezleri yaptırılmamalıdır. Bütün hastaların yavaş ve rahat bir yaşam biçimine dönmeleri, çalışma tempolarını da ağırlaştırmaları gerekir. Ancak hastalar hayattan elini eteğini çekecek hale gelmemelidir. Bu hastalar zaman içinde etrafla ilgilerini kesip içlerine kapanabilir. Onları arkadaş gruplarıyla vakit geçirmeye, eğlenmeye zorlamak gerekir.
Kaynak: Rehabilitasyon- Prof. Dr. Orhan SENGİR