Evvela bir tespit.
“Muhalefet yok.”
Bu benim tespitim mi?
Hayır.
Birçok kişi bunu söylüyor.
İktidarda kim olursa olsun. İyi veya kötü.
Ama onu denetleyecek ve yedekte bekleyecek kadar donanımlı, yani her an iktidar olmaya hazır bir muhalefet olmalı.
Türkiye’de kimsenin beklemediği bir şey oldu. Başbakan “istifasız, yumuşak geçiş”le gitti.
Yani Erdoğan tek başına iktidarın sahibi oldu.
Onun istediği de zaten buydu. İktidarı tek elde toplamak. İşleri “düşük profilli bir başbakan”la idare etmek.
***
Önce şunu tespit edelim.
Davutoğlu gibi yabancı dile hâkim bir başbakan az bulunur...
Yabancı dil biliyor ve yabancılarla konuşup anlaşıyor.
Türkiye’nin bugün iki yüzü var.
1) Siyasi yüzü.
2) Gerçek yüzü.
Siyasi yüzü karışık. Yani birbirine girmiş durumda.
İstikrar yok. Küfür, kötü söz, kavga, dövüş gırla gidiyor.
Mesela, parlamentoda Anayasa Komisyonu’nda olanlara “çüş”ten başka ne denebilir?
Sanki bu memlekette serbest seçim olmuyormuş gibi.
Laiklik
İsmail Kahraman ne yaptığının farkında mı?AKP’lilerden bile onun fikrine sahip çıkan, onu destekleyen olmadı, yok. Laikliğin Türk toplumunda ne kadar sahiplenildiğini tepkiler gösterdi. Kahraman acaba ne yapmak istedi? Toplumun laiklik kavramıyla bir sorunu yok ki Kahraman onu ortaya atsın. Öyleyse, Kahraman niye böyle yakışıksız konuştu?
***
“Nükleer olmazsa olmazımız”
Bu başlık geçen gün çıktı. Çok sevindim.
Evet nükleer olmazsa olmazımız olmalı. Geç kaldık bile.
“İslam İşbirliği Teşkilatı” toplantısı sonuç bildirgesini yayınladı ve geçen hafta cuma toplantı bitti.
Ama sonuçta, yani ortak bildiride İran’la bir ihtilaf ortaya çıktı. Neyse ki bu ihtilaf kısa sürdü.
Bir önceki teşkilat başkanı Mısır’da şimdiki başkan Türkiye’nin cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını dinlemedi bile. Bu da bir ihtilafa işaret etti.
Bu olaylar gösteriyor ki Müslüman ülkeler “birlik” de kursa aralarında itilaf varsa bu bitmiyor, sürüyor.
Çünkü menfaat, çıkar, dinle imanla ilgili değil.
***
İyi ki TV programları var.
Yeter artık.
Bu şahadetlere bir çare bulun ve bitsin.
Her gün, her gün 3-5 şehit olur mu, olmasın.
Geçen gün bir karakolumuz altüst oldu.
3 şehit, 24 yaralı var.
24 yaralı, ne demek?
1 olayda 24 yaralı.
Türkiye’nin kurtuluşu, aydınlık bir yola çıkması mevcut partilerin işbirliğine bağlı.
Bu işbirliği geçici de olabilir. Olsun.
Türkiye düze çıkana kadar sürsün ve sonra her parti kendi yoluna...
79 milyonun huzuru ancak böyle sağlanabilir.
Gerisi masal.
İnanılacak tek girişim kaldı o da partilerin işbirliği.
Özellikle “terör” için işbirliği.
“Anayasa değişecek.”
Yeni anayasa yapılacak.
Yıllardır söyleniyor.
“Bu darbe anayasası, bunu askerler yaptı.”
O gün o lazımdı, o yapıldı.
Şartlar onu gerektiriyordu, o oldu.
Siz yani bugün konuşanlar o gün neredeydiniz, niye sustunuz?