“Anayasa değişecek.”
Yeni anayasa yapılacak.
Yıllardır söyleniyor.
“Bu darbe anayasası, bunu askerler yaptı.”
O gün o lazımdı, o yapıldı.
Şartlar onu gerektiriyordu, o oldu.
Siz yani bugün konuşanlar o gün neredeydiniz, niye sustunuz?
Sonra aradan yıllar geçti siz yeni bir anayasayı beceremediniz.
İşte bugün de beceremiyorsunuz.
Atıp tutuyorsunuz o kadar.
Halk bunları yiyor mu, hayır.
Masaya dördünüz oturun ve konuşun. Önceden şartlar ileri sürmeyin, olmaz mı?
Olur ama sizin gönlünüzde yeni, çağa uygun bir anayasa yok. Siz siyaseti boş laf zannediyorsunuz ve konuşup duruyorsunuz. Çünkü bu kolay. Adeta eğleniyorsunuz.
İş yok.
Yeni anayasa da yok.
Sizi bunun için mi seçip Ankara’ya yolladılar?
* * *
Ben “yarı başkanlığı” hep savundum.
Ama bugün vazgeçiyorum.
Yarı başkanlık Allah emri değil ya.
Birçok ülke başkanlık sistemiyle idare ediliyor.
Bazıları yarı başkanlıkla.
Birçok ülke de parlamenter sistemin faziletine inanmış.
Sistem ne olursa olsun demokrasi ön planda olmalı.
O zaman problem yok.
Yani önce demokrasi.
Yani sistem ne olursa olsun idareciler dirayetliyse ve demokrasi âşığıysa sonuç aynıdır ve halkın yararına olacaktır.
Ama yönetici, iktidar lideri dikta meraklısıysa sistem ne olursa olsun halk yararına işlemeyecektir.
* * *
Türkiye’de muhalefet, yani üç parti, “parlamenter sisteme devam” diyor.
“Yalnız bu Anayasa’nın günümüze uymayan maddelerini değiştirelim. Sivil bir anayasa yapmış olalım” görüşündeler.
İşte ben de bir Türk vatandaşı olarak yıllardır savunduğum “yarı başkanlık sistemi”nden vazgeçiyorum.
Ey AKP, sen de ille de “başkanlık sistemi” masada olsun diye dayatma.
İyi ve güne, Türkiye’ye uygun bir parlamenter sistemde masada olsun, tartışalım de. Olmaz mı? Yeter ki demokrasi yaşasın.
Birçok ülke bu sistemle çok güzel idare edilmiyor mu?
Unutmayın ki 3, 1’den büyüktür!..
TERÖRE KARŞI BİRLİK
3 parti teröre karşı “ortak bildiri” yayımladı.
Son yıllarda belki de ilk defa partiler arası birlik.
Bu ortak bildiride, teröre, dolayısıyla teröriste karşı AKP, CHP, MHP var, HDP yok.
Türkiye’yi ve 79 milyon vatandaşı yakından ilgilendiren her konuda inşallah hep böyle birlik ve birliğin hayırlı sonuçlarını görürüz.
BİNALİ
Ve banliyö hattı...
Bir okuyucum Bakan Binali Yıldırım’ı methedişimi haklı bulmamış.
“Hani İstanbul’un banliyö trenleri ne oldu” diyor!
Doğru.
Banliyö trenleri trafikte ezilen halkımızın, İstanbullunun çoğuna rahat bir gidiş geliş sağlıyordu.
Raylar söküldü ve banliyö hattı yapımı ileri, çok ileri bir tarihe atıldı.
Halk durumdan şikâyetçi.
Program öne alınmalı.
Binali Yıldırım bu taşıma sisteminin de bir an önce hizmete girmesine hızla çalışmalı. Ondan da bu beklenir.
Değil mi?
BRAVO!
Avrupa 1.’si olduk
Geçen gün bir istatistik açıklandı.
Ve biz Avrupa’da 1. ilan edildik.
Tabii 1. olmak, hem de Avrupa’da marifet değil mi?
Sevinilecek bir durum.
Ben de önce çok sevindim.
Ama haberin devamını öğrenince sevincim kursağımda kaldı, daha doğrusu üzüldüm.
Biz, yani Türkiye, Avrupa’da cep telefonuyla konuşma süresinde 1’inciymişiz.
Aferin bize!..
Ben bu cep telefonlarının “evet”, “hayır” demeye yaradığını, bunun için kullanılması gerektiğini söylüyorum.
Oysa bizde telefon sohbetleri saatler bile sürüyor.
Tabii bu bizi Avrupa 1’incisi yapar.
Bu gevezelik şampiyonluk getirirse bununla iftihar edilir mi?
DÖRT AYDA
Eş buldun buldun
TV’lerdeki eş bulma programlarını ben hep savunurdum.
“Türkiye’yi, Türk halkını öğrenmek isteyen o programları izlesin” derdim. Sonra bu programların sosyal işlevsel bir yönü de vardı.
Ama son zamanlarda o programlar değişti.
Hele, çok izlenen ikisi sanki bir acayip oldu.
Benim derdim onlarla.
Bir defa evlenen yok.
Evlenmek için gelenler aylarca kalıyor. Hepsini artık tanıyoruz.
İkide bir aynı adam veya kadınları eşlerini seçerken izliyoruz, dinliyoruz, aynı laflar.
Sonra eş bulma programları adeta “kayıp bulma” programlarına döndü.
Programı yönetenin boş konuşmalarla vakti geçirmek istemesi de dikkatlerden kaçmıyor.
Son zamanlarda, konuşanın kelimelerinin sessizlikle silinmesi de izleyicinin sinirini bozmuyor mu?
Sonra, kavgalar, atışmalar ve terbiye dışı sayılabilecek münakaşalar gırla gidiyor.
Bu programlara bir çekidüzen vermek gerekiyor.
Mesela, eş bulmaya gelenlere en çok 4 ay verilse, ondan sonra programdan çıksalar olmaz mı?