Yeter artık.
Bu şahadetlere bir çare bulun ve bitsin.
Her gün, her gün 3-5 şehit olur mu, olmasın.
Geçen gün bir karakolumuz altüst oldu.
3 şehit, 24 yaralı var.
24 yaralı, ne demek?
1 olayda 24 yaralı.
Yeter artık!
Sıkıyönetim mi, ne olacaksa olsun ve bu can kaybımız son bulsun.
Can kaybımız bitsin.
Ankara’dakiler boşuna orada değil.
Çareyi onlar üretecek, halk rahat edecek.
Nerede?..
Ne çare var, ne rahat...
EĞİTİMDE
İflas ettik...
Eğitimde iflas ettik.
Üniversitelerimiz çoğaldı ama hoca yok.
Üniversiteler lise gibi.
Üniversite giriş sınavında doğru dürüst soru bile hazırlayamıyoruz.
Hep yanlış.
Hep iptal.
Hep sistem değişiyor.
Yabancı dile bazen önem veriliyor, bazen boş veriliyor.
Üniversiteye hazırlayan eğitim yıllardır bir öyle bir böyle.
Senelerdir istikrar yok.
Sanki eğitim oyuncak.
Bakanların oyuncağı.
Bakın, OECD’nin 15 yaş raporu yayımlandı, Türkiye için facia...
Matematikte 64 ülke arasında 45. sıradayız, okuduğunu anlamakta 64 ülke arasında 37. sıradayız. Fen bilgisinde 64 ülke arasında 41. sıradayız.
Bravo bizim Milli Eğitim’e, değil mi?
Çocuklarımızı iyi yetiştiriyorlar!..
Ben yıllardır eğitimimizin aleyhindeki gerçekleri yazmaktan bıktım. Milli Eğitim bakanları esip gürlemesin, bu zavallılığımıza çare bulsunlar.
İkide bir değişiklik değil, bir kez değişiklik yapılsın ama bu değişiklik işe yarasın ve son olsun.
Olmaz mı?
TÜRKİYE
Geri mi kalalım?..
Türkiye’de bazı şeylere karşı olanlar var.
Mesela, altın araması bir bölgemizde günlerce sorun olmuştu. Sonra karşı çıkan bazı göstericilerin büyük bir Avrupa devleti tarafından, dışarıdan desteklendiği söylendi.
Karadeniz’de yaylaları birleştirecek turistik yola da karşı çıkıldı.
Bunları örnek diye verdim, daha vardır, ama yerimiz sınırlı...
Bunlar, şöyle yapılsın, şöyle olsun, zararları yok edilsin denmiyor da toptan yok olsun istenmiyor, yani yapılmasın deniyor, ilginç.
Nükleer santraller de öyle.
Dünyada şu kadar nükleer santral var ve elektrik yıllardır onlardan elde ediliyor. Olsun. Bizde istenmez. Biz böyle kalalım. Yani fakirliğe ve başkalarına muhtaç olmaya devam edelim. Büyük devletler böyle istiyor. İyi mi?..
Bunu bana Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın Çin’de nükleer santrali dolaşması hatırlattı.
Türkiye’de 3. santral yapılacak ve buna ABD’li şirketle beraber Çinliler de talip.
Kim talip olursa olsun, bir an önce olsun ve son teknikler kullanılsın.
Türkiye öbür devletlerden, milletlerden geri kalmasın. Enerji fakiri kalmasın...
DOST YOK
Düşman çok...
Taha Akyol’u anlatmaya lüzum yok.
Tanıyorsunuz.
Onun yeni bir eseri var.
Televizyonda okuyucularla buluşuyor.
Ben de izliyorum.
Ve bir kez daha izliyor ve öğreniyorum, büyük devletler daima Türkiye’ye düşmanlık yapıyor. Bölüyor, parçalıyor. Türk topraklarını paylaşıyor. Ve istediği devlete peşkeş çekiyor.
Ve bunların çoğu gizli anlaşmalarla yapılıyor. Gizli, gizli, gizli.
Yani dost yok, düşman çok.
Türkiye tarihten ders almalı. Kimseye değil, kendi kuvvetine güvenmeli.
Dün belki bunu yapmadı ama bugün ihmal etmemeliyiz.
Bize dost yine biziz, unutmayalım.