Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Laiklik

İsmail Kahraman ne yaptığının farkında mı?
AKP’lilerden bile onun fikrine sahip çıkan, onu destekleyen olmadı, yok.
Laikliğin Türk toplumunda ne kadar sahiplenildiğini tepkiler gösterdi.
Kahraman acaba ne yapmak istedi? Toplumun laiklik kavramıyla bir sorunu yok ki Kahraman onu ortaya atsın. Öyleyse, Kahraman niye böyle yakışıksız konuştu?

***

“Nükleer olmazsa olmazımız”
Bu başlık geçen gün çıktı. Çok sevindim.
Evet nükleer olmazsa olmazımız olmalı. Geç kaldık bile.
Atı alan Üsküdar’ı geçti.
Bunu bilip ona göre hareket edelim yeter.
Biz geri kalmışlığımızı hızlı, çok hızlı hareket ederek kapatalım, kapatmalıyız.
Bilelim ki bugün dünyada 450’den fazla nükleer santral işletiliyor.
100’den fazla nükleer santralin inşaatı sürüyor.
Türkiye’yi geleceğe hazır hale getirmek için nükleerden vazgeçemeyiz.
***
Yıllardır söylüyoruz, yazıp çiziyoruz, yine tekrar edelim. Bizi dışa bağımlı olmadan idare edecek olan enerji kaynağı “nükleer”dir.
Ama bazıları, “Nükleer tehlikelidir” diye bizi bu alanda geri bıraktı.
Oysa “nükleer tehlikeli” ise bu tehlike sınırlarımızda var. Bulgaristan’da, Ukrayna’da, Ermenistan’da ve İsrail’de var. Üstelik bunlar eski teknolojiyle yapılmış nükleer santraller değil mi?
Öyleyse, Türkiye’nin kendi topraklarında hammaddesinin de bulunduğu iddia edilen bu “nükleer santraller”den mahrum edilmesinde art niyet aramak gerekmez mi?
***
Bu konuda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Berat Albayrak da bizim gibi düşünüyor.
“Nükleer karşıtı bir lobi var. ‘Nükleere karşıyız, kömüre karşıyız.’ İstemezükçü yaklaşım var. Mesela kömür Türkiye’nin yerli enerji portföyünde yüzde 12. Kişi başı emisyonda Avrupa ülkelerinin 2’de, 3’de 1 düzeyinde olan bir ülkeyiz. Türkiye’nin bu yatırımların hepsini yapması lazım. İstemezükçülere bir tavsiyem var. Gelişmiş ülkelere gidin, termik santrallere bakın Avrupa’da. Bizim hem filtreleme hem de karbon emisyonlarına bakıldığında bazıları doğal gazdan daha çevreci. Şimdi yeni teknolojilerle düşük kalorili kömürleri bile randımanlı üretebiliyoruz. Nükleerle ilgili daha somut bir algı yönetimi izleyeceğiz. Nükleer olmazsa olmaz bizim için.
***
Türkiye’nin nükleeri kullanmamasının ve sözde çevreci söylemlerle yapılmamasının hiçbir rasyonel tarafı yok. Fukuşima sonrası birçoğu ek güvenlik tedbirleri de ortaya konularak yapıldı. Fukuşima’ya rağmen bu kadar nükleer santral inşa ediliyor olması göz ardı edilemez. Türkiye’yi gelecekteki durumlara hazırlamamız için nükleerden vazgeçemeyiz. Özellikle Ermenistan’daki Metsamor santrali ciddi risk teşkil ediyor. Allah muhafaza teknik bir kaza olması halinde bölge ülkeleri için çok ciddi risk. Bulgaristan da öyle. Çevreci arkadaşlara tavsiyem; biraz da buralarla ilgilensinler.
***
Rusya ile devletler arası sözleşmemiz, karşılıklı sorumluluklarımız var. Her iki taraf da sorumluluklarını yerine getiriyor.
***
3. santral konusunda Çin seyahati çok önemliydi. Westinghouse; dünyanın en büyük firması. Japon sahipliğinde ABD menşeli, Çin’le de ortaklığı olan bir konsorsiyum. Üçüncü santralin yeriyle ilgili seçenekleri 10-15’e indirdik. 18 kritere göre karar veriyorsunuz. Bu yıl içerisinde ortaklık sözleşmesini imzalayıp yolumuza devam edeceğiz.”
Türkiye’nin nükleer yolu açık olsun...

Haberin Devamı

İSTANBUL Yatay mimari

Haberin Devamı

“Dikey mimari”, “yatay mimari”.
Son günlerde bu iki tabir güncel oldu. Başbakan Davutoğlu bunu ortaya attı.
İstanbul için, “yatay mimari”yi o savunuyor.
Peki bugüne kadar savunulan dikey mimariye ne olacak? Onu savunanlar da AKP’li değil miydi?
Zeytinburnu’ndaki, İstanbul siluetini bozan gökdelenlerdeki bazı katlar hâlâ yıkılacak. Bekliyoruz.
Şehirde şu 10-15 yılda öyle yüksek binalar yapıldı ki, onlara müsaade edildi ki, onlar teşvik edildi ki İstanbul İstanbul olmaktan çıktı.
Şimdi Davutoğlu çarkı tersine çeviriyor. İnşallah başarılı olur. Göreceğiz.

Haberin Devamı

BUNU Muhalefet söylesin

“Yatay, dikey” tartışması bana şunu da hatırlattı.
Yatay İstanbul’u Kılıçdaroğlu ortaya atıp savunmalıydı.
Dikeyi AKP yaptı, şimdi dikeyi de eleştiren AKP’nin başbakanı.
Peki CHP nerede, onun lideri nerede, uyuyor mu?
Esip gürlemesini, küfür etmesini biliyor da İstanbul gibi bir şehrimizin iyiliği için yapılacakları bilmiyor mu? İstanbul’daki kötü yapılaşmayı görmüyor mu?
Geçen gün benim gücüme giden bir olay oldu. Ondan da söz etmeliyim.
Cumhurbaşkanı herkesin elini sıktı ve o herkesle sırada olan Kılıçdaroğlu’nu atladı, elini sıkmadı.
Bu hakaret anlamına gelir. Ana muhalefetin başkanı buna nasıl susar, kabullenir. Ben içime sindiremedim. Ama o...