Yeni yılın ilk ayı bitti bile, zaman nasıl geçiyor anlamıyoruz değil mi? Bu yıl yılbaşı hediyelerimin içine ‘İyi Yaşam Günlüğü’ ve ‘Afiyetle Diyet’ kitabımı da ekledim. Çünkü tecrübelerime göre, diyetle ilgili çok konuşulmasına rağmen doğru beslenmeyi, afiyetle ve keyifle sürdürürken, ideal kiloda kalmayı başaranların sayısı çok az.
Diyetin psikolojisini ve doğru hedef seçmeyi anlattığım bu kitabımda, bir kere daha sevdiklerime ve danışanlarıma kilo vermekten çok ideal kiloda kalmanın önemini hatırlatmak istedim. 2015’te sağlık ve diyet haberleri çok konuşulmuş ama dünya hâlâ şişmanlamaya devam ediyor.
Interpress’in, 2015 yılında basında yer alan 332 bini aşkın genel sağlık haberini kapsayan araştırmasına göre; yıl içinde en çok beslenme, diyet ve kanser haberleri öne çıkmış.
‘Beslenme ve diyet’i araştırıyoruz
- Geride bıraktığımız 2015 boyunca yazılı basında çıkan 332 bin 309 genel sağlık haberini tek tek inceleyen medya takip ajansı Interpress’e göre, ‘beslenme ve diyet’ konusu üzerine 60 binden fazla haber yayınlanmış.
Beslenme 40 bin 133, diyetse 20 bin 370 haberde işlenmiş.
- Kalp damar hastalıkları ve astım da çok konuşulanlar arasında. Artık herkes kalp ve
Kırmızı renkli besinlerin kansere ve kalp damar hastalıklarına karşı koruyucu etkisinin olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Peki nedir kırmızı renkli besinleri bu kadar faydalı yapan? Gerçekten vücudumuz için faydalı mı? Gelin birlikte inceleyelim...
Kırmızı renkli besinlerin kansere ve kalp damar hastalıklarına karşı bilinen koruyucu etkileri, çoğunlukla pancar ve kırmızı lahanada olduğu gibi antosiyanin içeriğinden kaynaklanmaktadır. İkisi de renklerini, söylemesi zor ama faydası çok olan betanin ve vulgaksantin adlarındaki pigmentlerden alır.
Pancar
Pancar, betalain denilen, meyve, sebze, baharat, kuruyemişler ve tohumlarda bulunan ve aktif olarak insan sağlığına destek veren bitki özü moleküller olan sağlık için faydalı bileşikler içerir. Bu moleküller bitkilere renklerini, aromalarını vererek, bitkilerin bağışıklık sistemini oluştururlar. Tek bir meyve ya da sebze 100’den fazla fitonutrient içerebilir.
Betalain maddesi ayrıca kalp damar hastalıkları gibi kronik hastalıklara karşı koruyucu etki gösterir. Ancak pişirmeyle etkisinde azalma olabileceği için 15 dakika ya da daha az buharda, bir saatin altında da fırında pişirmenizi öneririm.
Kanın temizlenmesi ve karaciğerin zehirlerden
Benim için bireyin bedenen ve ruhen sağlıklı olması, ideal kilosunu koruması kelime anlamıyla ‘iyi yaşam’ı ifade eder. Gazete, dergi ya da sosyal medyada gördüğünüz onlarca diyet listesinden sıkıldıysanız ve rejim yapmadan kilo vermek istiyorsanız, size iyi bir haberim var.
Hayatınızda bazı küçük ama önemli değişiklikler yaparak, hem daha kolay kilo verip hem de verdiğiniz kiloları koruyabilirsiniz. Burada önemli olan, bu küçük adımları alışkanlık haline getirip yaşam tarzı değişikliğine gitmek.
1. Lifi hayatınıza sokun: Lifli besinler tüketmek; kalp sağlığının korunması, kan şekerinin dengelenmesi ve mide - bağırsak düzeninin sağlanması gibi birçok fayda sunar. Ayrıca bu besinlerin çiğneme süresi daha uzun olduğundan alınan enerjinin bir kısmı çiğnerken harcanır.
Midede daha uzun süre kaldıkları için tokluk hissini uzatır ve kilo vermeye de yardımcı olurlar.
Dünya Sağlık Örgütü, günlük 20 - 30 gram lif tüketimini öneriyor. Sabah kahvaltılarında süt veya yoğurtla lif içeren yulaf ezmesi ya da tahıl gevrekleri tercih edebilirsiniz. Öğle ve akşamları sebze yemeği ve salata tüketimine önem verin. Günlük beş porsiyon sebze - meyve tüketmeye ve kabuklu meyveleri iyice
ocuklar sağlıklı kiloyu ve büyümeyi anne - babalarının ve ailelerinin yardımıyla gerçekleştirir. Böylelikle iyi yaşam seçimlerinden tüm aile de yararlanır. Sağlıklı yiyecekler seçmek, fiziksel aktiviteyi artırmak ve profesyonel yardım almak… Bunların hepsi yardımcı olabilir.
Kısa zamanda kilo verdiren yanlış diyetler, iştah kesiciler ya da aşırı kilolu bir çocuğu küçük düşürmek veya alay etmekse yardımcı olmayan yöntemlerdir. Ancak malesef bazı çocuklar, okulda diğer arkadaşları tarafından bu tür durumlara maruz kalabilir, bu konuda da dikkatli olmak önemlidir.
Aşırı kilolu birçok çocuğun aşırı kilolu yetişkin olarak devam etme ihtimali yüksektir. Oyundan okul çocuğu dönemine geçişte beslenme ve yaşam tarzlarını en fazla etkileyen etmenlerden biri de
ebeveynlerdir. Evdeki en basit bir ayrıntı bile harika veya tam tersi bir etki yaratabilir.
Aşırı kilolu mu, obez mi?
Bir insanın az / aşırı kilolu mu yoksa sağlıklı kiloda mı olduğu, vücut kitle indeksi hesabıyla anlaşılır.
Bir çocuğun vücut kitle indeksi yaşına ve fiziksel gelişimde hangi yaş aralığında olduğuna göre değişir. Sadece vücut kitle indeksi faktörü çocuklar için yeterli değildir.
2 - 18 yaş arası çocukların gelişimi için düze
Yazar Anthony Greenbank, “Zor günlerde ayakta kalabilmek için Einstein’in beynine, Herkül’ün kaslarına, ralli sürücüsünün reflekslerine ihtiyacınız yok. Ne yapacağınızı bilin, yeter” demiş. Bu sizin, beslenme tarzı değişikliği çabalarınız için de geçerlidir. “Ne yapacağınızı bilin, yeter.”
Beslenme tarzını değiştirmek isteyen ve zorlanan insanlar genelde çareyi bilgi almakta değil, diyetisyende ve beslenme programlarında arıyorlar. Aslında davranış değişikliğinde çare, bilgidir, sadece diyet programı ya da diyetisyenler değil.
Birçoğumuz için her değişim, yeni ümitler doğurur. Yeni popüler diyetler, yeni terapiler, mucize besinler...
Ne gariptir ki ezelden beri süregelen bu vaatler hemen her zaman başarısızlıkla sonuçlanır.
Peki biz neden durmadan kandırılıyoruz? Çünkü, sonucun başarısızlık olduğunu bilsek de zorlanmadan başarılı olacağımıza inanıyoruz, en kısa yoldan değişikliği gerçekleştirmek istiyoruz.
Beslenme tarzını değiştirmek isteyen bazı insanların başarının şans, alınyazısı veya sahip olmadıkları bazı şeylere bağlı olmadığını öğrenmemeleri büyük bir talihsizlik. Bu kişiler hedeflerine doğru ilerlerken bazen bir duvara çarpıyor, devam etmeye çalışmak yerine
Modern yaşam, hayatımıza hem yenilik ve kolaylık hem de çeşitli olumsuzluklar getirdi. Hepimizin bildiği gibi çağımızın en büyük sorunlarından biri stres! Evde, sokakta, işte, trafikte, otobüste, metroda, sosyal ilişkilerde ve özel hayatımızda stres bizi bir duvar gibi kuşatıyor. Belki de stres yüzünden birçoğumuz anı kaçırıyoruz. Sürekli ertesi günün, bir sonraki ayın planını yapıyor ve gelecek için endişeleniyoruz.
Peki stresin sadece negatif etkileri mi var? Aslında stres her zaman kötü bir şey olmayabilir.
Rahatlık alanınızdaki stres, baskı altında en iyisini yapmanızı sağlayabilir hatta tehlike anlarında sizi güvende tutabilir. Ama stres bunaltıcı hale geldiğinde sağlığınıza, psikolojinize, insan ilişkilerinize ve yaşam kalitenize zarar verebilir.
Stres bazen de iyidir
Stres, vücudun herhangi bir talep ya da tehdite tepki verme yoludur. Tehdit hissettiğiniz zaman, sinir sisteminizi acil olarak eyleme geçirmek için adrenalin ve kortizol salgılarsınız. Kalbiniz daha hızlı atar, kaslarınız gerilir, kan basıncınız yükselir, nefes alıp verişiniz sıklaşır ve duygularınız hassaslaşır.
Bu fiziksel değişiklikler sizin gücünüzü ve dayanıklılığınızı artırır, tepkilerinizi hızlandırır ve
Çarşamba günü sizlere bağışıklık sisteminden ve güçlendirmenin yollarından bahsetmiştim. Devamı olan bu yazımdaysa bağışıklık sisteminin önemli oyuncularını sizlere hatırlatmak istedim. Bağışıklık sistemi kompleks bir yapıya sahiptir. Belirli bir mucize yiyecek, sizi soğuk algınlığı mikroplarından ve grip virüslerinden korumaz. Sağlıklı yemek, kısacası dengeli beslenmek, bağışıklık sisteminiz için yapabileceğiniz en iyi yatırımdır.
Savaşan herhangi diğer bir güç gibi, bağışıklık sistemi ordusu da midesiyle hareket eder. Bağışıklık sistemi savaşçıları iyi, düzenli beslenmeye ihtiyaç duyar. Bilim adamları uzun zamandır yetersiz ve dengesiz beslenen insanların, bulaşıcı hastalıklara karşı daha hassas olduğunu kabul etmiştir. İşte bağışıklık sistemimizi güçlü yapan ordu:
C vitamini
C vitamininin bağışıklı sistemiyle ilişkisini büyük bir olasılıkla biliyorsunuz ama belki de yeşil sebzelerin ve diğer bazı besinlerin portakal, mandalina ve turunçgiller gibi C vitamini kaynağı olduğunu bilmiyordunuz. Ispanak, dolmalık biber, Brüksel lahanası ve çilek diğer çok zengin C vitamini kaynaklarıdır.
E vitamini
C vitamini gibi E vitamini de vücudunuzun enfeksiyonlarla savaşmasına
Dünyayla etkileşimimiz sırasında bulaşıcı hastalıklardan, bakterilerden ve virüslerden korunma yeteneğimiz büyük ölçüde bağışıklık sistemimizin sağlıklı işleyişine bağlı. Ancak sadece çevrenin etkisiyle gelen hastalıklar değil, kanser gibi ilerleyici hastalıkların gelişiminin engellenmesi, kanserli hücrelerin yok edilmesi de yine bağışıklık sisteminin görevleri arasında.
Sağlıklı ve dengeli beslenme bağışıklık sistemini destekleyen en önemli faktörlerden biri. Yetersiz beslenme nedeniyle bağışıklık sistemi zayıflar ve vücudu enfeksiyonlara açık hale getirir ve yaralar daha geç iyileşir.
Araştırmalar bağışıklığın yaşla birlikte zayıfladığını ortaya koymakta. O nedenle yaşı daha ileri kişilerin hastalıklara yakalanma riskini azaltmak için bağışıklığı güçlendiren yiyecekleri tüketmeleri önemli. Bu kış aylarında grip gibi bulaşıcı hastalıklardan korunmanız için, tükettiğiniz besinlere daha çok dikkat etmenizi öneriyorum.
Yeterli miktarda vitamin ve mineral alarak, protein, karbonhidrat ve yağ bakımından dengeli bir beslenme programı uygulayarak, bağışıklık kalkanınızı her an çalışır halde tutabilirsiniz.
Güçlendirmek için
Sadece belirli bir besin grubunu tüketerek ya da