Bu “mazeret” neyin mazereti?

30 Mart 2010

SIKILDIM! Evet sıkıldım. Geçen haftanın kasvetinden sıkıldım.
Hava güzel miydi? Evet.
Kış bulutları dağılmış mıydı? Evet.
Kordon cıvıl cıvıl mıydı? Evet.
Bostanlı, Karşıyaka, Göztepe, sahil? Evet.
İzmirli kızlar çekmiş mi şortları, güneş gözlüklerini? O da evet.
İzmir’in delikanlıları havalı havalı dökülmüşler mi caddelere? E o da evet!

Yazının Devamı

Kadın, kadın kadın...

26 Mart 2010

BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu bile İzmir EXPO 2015 yarışını kaybettiğinde, “Sizinle çalışmak büyük bir keyifti” demişti.
Paris’te BIE delegeleri önünde sunumunu yapan Milano Belediye Başkanı Letizia Moratti etkileyici konuşmasına başlamadan önce, sanki İzmir’in önünde 1-0 öndeydi. Yabancı basın, Moratti’nin yürüttüğü kampanyayı daha çok ön plana çıkarıyordu.
EXPO 2015’i Milano kazandığında, bu kentin “Demir Lady”si olarak tanınan aynı zamanda başarılı iş kadını Belediye Başkanı Letizia Moratti’nin yürüttüğü kampanyanın etkili olduğu söylendi.
İzmir’in EXPO 2015 kampanyasını yürüten “Erkekler ordusu”na karşı Moratti, Milano’nun adaylığını destek amacıyla çok sayıda ülkeyi ziyaret ederken, İtalya’nın tüm siyasi partileriyle iş dünyasını bir araya getiren “Büyük bir koalisyon” oluşturdu. Financial Times Gazetesi o dönemki yayınlarında, Moratti’nin yarattığı bu büyük koalisyonu Almanya Başbakanı Angela Merkel’in koalisyonuna benzetti.
Dün, Birleşmiş Milletler’in 2006’dan bu yana Türkiye’de yürüttüğü “Yerel Siyaset ve Karar Almaya Kadının Katılımının Artırılması Projesi”nin Yerel Medya Atölye Çalışması’nda rakamlar arasında gidip gelirken gözümün önüne işte az önce

Yazının Devamı

Kocaoğlu da İstanbul’da fark etti mi?

23 Mart 2010

BİR haftadır yoktum.
‘Ben İstanbul’dayken İzmir’de neler olmuş’ diye merak ettim ama pek de bir şey olmamış. O yüzden ben de ‘İstanbul’da neler olmuş’ onu anlatayım.
Öyle ukala ukala ‘İstanbul’ hayranlığı yapmak istemiyorum. Ancak İzmir ile İstanbul kıyaslamasını otobüste giderken, birkaç yolcuya kulak misafiri olunca elim mahkum ben de yaptım.
Oysa ki uçak fobim yüzünden 8 saat gündüz yolculuğu ile İstanbul’a gitmek kimilerine işkence gibi gelse de benim için baldan tatlıydı.
Hava güzeldi, yollar güzeldi, otobüs desen uçaktan konforluydu. Vaktim de vardı. Eeee? Daha ne olsun?
Kablosuz internetten, 8 kanallı müzik sistemine, tek kişilik koltuk rahatlığına, sınırsız yiyecek-içecek servisine kadar her şey var. Seviyorum ben otobüs yolculuğunu.
Hayır! Hayır! Kendini avutma değil bu. Gerçek.

Yazının Devamı

Başkan Kocaoğlu cesaret isteyen bir iş yaptı!

19 Mart 2010

MALÛM... Artık duymayan kalmadı; Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu İzmirli kadın gazetecilerle bir akşam yemeği yedi. Yedi de yemekte de yemekten sonra da bakıyorum da millet de birbirini yedi.
Asansör Restoran’daki gecenin sabahında İstanbul’a yola çıktım. Yolda aldığım notlara baktım. ‘Birkaç gün izlerim, kim ne yazmış bir bakayım... Bu notları öyle kağıda dökerim’ dedim. Öyle de oldu. İstanbul’dan bakıyorum, okuyorum da; ne yorumlar, ne atıp tutmalar...
‘Öyle diiiiil!’ demek için aldım bilgisayarı şimdi. Söylemesi ayıp Boğaz manzarası eşliğinde İzmir’e bakıyorum...
* * *
O gece için söylenebilecek tek şey var belki de... Başkan Kocaoğlu her yiğidin harcı olmayan bir şey yaptı. Hiç de kolay, hemen herkesin cesaret edebileceği bir organizasyon değil bu. Sen al o kadar kadın gazeteciyi bir masanın etrafında topla!
Hem kadın, hem gazeteci!!! Sıradan bir cümlenin içinde bile ikisi yan yana çok tehlikeli duruyor.
Aslında bu ilk değildi. 2004’te daha çiçeği burnundayken yine bizi Balçova’da ortasında papatya öbeği olan zarif bir masanın etrafında toplamıştı. O gece Başkan daha az konuşmuş bizler de biraz kadın sorunlarından dem vurup biraz da yeni gelin gibi

Yazının Devamı

Zmirna’nın ruhu hâlâ buralarda geziniyor

16 Mart 2010

Adına yazılmış onca şiir, söylenen onlarca şarkıdan da öte söylenceler bile doğrular İzmirli kadınların gücünü... Anadolu mitolojisinde anlatılan, tamamen kadınların kurduğu ilk ve son devlet... Amazonlar!
Söylenceye göre İzmir adını, erkeklerin korkulu rüyası güzel kadınlar çetesi Amazonlardan almış. Dal gibi vücutlu, atlarına çıplak binen, oklarının yaylarını daha iyi çekebilmek için sağ göğüslerini kestiren Amazonlar, bir zamanlar Anadolu’yu kasıp kavururmuş. Amazon kadınları bir gün; Ege sahillerinde de dört nala koştururken İzmir kıyılarına gelmiş. Burayı çok beğenip bir şehir kurmaya karar vermişler. Liderlerinin adı Zmirna olduğundan, yeni kurdukları şehre onun adını vermişler. Bu ad zamanla değişip, Smyrna, Ismira ve İzmir olmuş.
Ondandır belki de İzmirli kadınların özgürlüğe, güce, güvene düşkünlüğü! Biraz inatçılığı, biraz burnunun büyüklüğü, biraz da dışa dönüklüğü... Bu topraklarda mutlak kadın egemenliği varmış bir zamanlar...
Bu söylenceye zaman zaman ihtiyaç duyuyorum yazılarda. Yine öyle oldu işte! Yayın Danışmanımız Hamdi Türkmen’in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yazdığı yazıya cevap vermeyi bekliyordum zaten. Üstüne bir de ‘genç kadın’ yazarlarımızdan Ayşe

Yazının Devamı

Deprem olunca ortaya çıkan sonra da yok olanlara kızgınım

12 Mart 2010

ELAZIĞ’DA onlarca insan toprak altında kaldı. Orada insanları, depremden çok yoksulluğun öldürdüğü konuşulurken, kara bulutlar gezdi yine ülkenin üzerinde... Bizimse buralarda o vakitlerde, başımızın üzerinde toprak rengi toz bulutları vardı. Çiseleyen yağmurla arabaların, çantaların, yolların, paltoların, bankların kısacası dışarıdaki her şeyin üzerine iz bıraktı o toz bulutları. Meğer Sahra Çölü’nden havalanan kumlar bizim üzerimize gelmiş, yağmurla birlikte üzerimize yağmış. Hâlâ İzmir’de arabalar sanki çölde safari yapmış gibi geziniyor ortalıkta. Yollar kiremit tozuyla boyanmış gibi alacalı.
Ve elbette yine şehir efsaneleri de dolanıyor etrafta.
“Pazartesi Elazığ’da deprem oldu ya, aynı saatlerde bu kırmızı renk bulutlar acaba depremin mi habercisi?”
“Bulutlar toplandı toplandı ya, havada sıkıntı var. Buradaki faylar da harekete geçmiş olmasın?”
Ve daha benzer birçok, şehir efsanesi!
* * *
“Bugün sol tarafımdan kalktım da ondan” desem, değil. Günlerdir aynı şeyleri düşünüyorum ben. Uzaktan olup bitenleri gördükçe, konuşulanları duydukça isyan edesim geliyor. Televizyonda kanalları dolaşıyorum. Bilim adamları yine sahnede. Her deprem sonrası ne kadar deprem profesörü

Yazının Devamı

Kırk yılda bir maça gidince...

9 Mart 2010

BUNDAN birkaç hafta önce Ekonomi Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi’nin genel kurulunda oy kullandık.
Yeni yönetimi belirlemek için sandık başına gittiğimizde bir de anket doldurduk. O ankette ilginç bir soru vardı. “Bir daha dünyaya gelseniz yine aynı mesleği, gazeteciliği seçer miydiniz?”
Yanıtlarken hepimiz birbirimize sorduk; “Seçer miydin gazeteciliği?”
Gülüşmeler oldu, espriler... Ama çoğumuz “Evet” dedi. Tabii biraz da başka şartlarda olursa...
Ben de bir daha dünyaya gelsem yine bu mesleği, gazeteciliği seçerdim. Ama ikinci gelişte, ya savaş ya da spor muhabiri olmak isterdim. Nedenlerini sıralamaya kalkarsam asıl konudan sapacağım için sonraya bırakıyorum...
Spor ya da savaş muhabiri olma hayalimi, önceki gün gittiğim Altay - Hacettepe maçında bir daha düşündüm. Öyle çok önemli, bütün Türkiye’nin gözünün üzerinde olduğu bir maç değildi. Ama İzmir ve Ankara için önemliydi.
Sık sık maçlara giderim sanmayın. 40 yılda bir... Futbolla ilgili derin bilgilere sahip değilim. Hatta çok fazla da anlamam diyebilirim. Ancak her kadın gibi, istersem ben de pekala futboldan anlayabilir, ilginç, uzun yorumlar yapabilirim.

Yazının Devamı

Vallaha ben feminist değilim bizim kızlara sorup yazdım...

5 Mart 2010

ÖYLE feminist, erkek düşmanı kadın imajına bürünecek değilim. Hele bu saatten sonra asla! Son zamanlarda yazdıklarım, erkekleri kızdırınca sanki etraftan böyle bir koku alıyorum.
Ama elbette, kendi cinsimle ilgili kulağıma bir ses geldiğinde, gözüme bir şey takıldığında es geçemiyorum.
Hem canım, arada sırada erkeklerin de hakkını teslim eden yazılar da yazıyorum ben.
Sosyal hayatta erkekler fazla olunca, doğal olarak eleştirilecek çok fazla erkeksi şey oluyor.
Mesela bizim gazetenin yazı işleri ki genelde hep böyledir; erkek ağırlıklı.
Ya da herhangi bir ofis, banka, kafe, pastane, kamu kuruluşu... Hep erkek, erkek!
Bir yerde gözünüze kadınların fazla olduğu çarpsa, “Aaa ne hoş” dersiniz. Ya da “Offf amazonlar bir arada” diye iç geçirirsiniz. Ama sonuçta bu durum dikkat çeker.

Yazının Devamı