Banu Şen

Banu Şen

banu.sen@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BİR haftadır yoktum.
‘Ben İstanbul’dayken İzmir’de neler olmuş’ diye merak ettim ama pek de bir şey olmamış. O yüzden ben de ‘İstanbul’da neler olmuş’ onu anlatayım.
Öyle ukala ukala ‘İstanbul’ hayranlığı yapmak istemiyorum. Ancak İzmir ile İstanbul kıyaslamasını otobüste giderken, birkaç yolcuya kulak misafiri olunca elim mahkum ben de yaptım.
Oysa ki uçak fobim yüzünden 8 saat gündüz yolculuğu ile İstanbul’a gitmek kimilerine işkence gibi gelse de benim için baldan tatlıydı.
Hava güzeldi, yollar güzeldi, otobüs desen uçaktan konforluydu. Vaktim de vardı. Eeee? Daha ne olsun?
Kablosuz internetten, 8 kanallı müzik sistemine, tek kişilik koltuk rahatlığına, sınırsız yiyecek-içecek servisine kadar her şey var. Seviyorum ben otobüs yolculuğunu.
Hayır! Hayır! Kendini avutma değil bu. Gerçek.
Hem bu yolculuk sayesinde şu dört duvardan, yani bizim plazadan birazcık kafamı dışarıya uzatmış oldum.
Memlekete bahar gelmiş de haberimiz yokmuş.
Meyve ağaçları çiçek açmış, bu sene yağan yağmurlar kuruyan dereleri coşturmuş. Dere kenarları balık avlayanlar, meyve bahçeleri çiftçilerle dolmuş.
Başımızın üzerinde kuşlarla tamamladık yolculuğu. Yalova’dan bindiğimiz feribota martılar eşlik ederken ‘Şimdi uçakta olsam bu martılardan çoook uzakta olacak, bu çığlıklar yerine mekanik bir motor sesi dinliyor olacaktım’ diye de mırıldandım.
Benden size tavsiye: Arada sırada otobüse de binin.
‘Uçak biletleri çok ucuz. 8-10 saati çekmeye değmez’ demeyin. Biraz da otobüs firmaları kazansın. Onlar kazanınca benzinci, mola yerindeki esnaf da kazansın.
Tıpkı ‘Alın verin ekonomiye can verin’ reklamı gibi oldu ama...
Olsun. Arada sırada destek de olmak lazım.
İstanbul’a gelince...
Otobüste İstanbullu birkaç yolcunun sohbetine kulak misafiri oldum demiştim ya... ‘İzmir ne kadar kalabalıklaşmış. Trafiği de İstanbul’u aratmıyor’ diye uzayıp gidiyordu o sohbet. Ben de hiç niyetim yokken, zorunlu bir karşılaştırma içine girmiş oldum böylece. İstanbul’da bir hafta geçirince zaten o sohbetteki karşılaştırma da kendiliğinden doğrulanmış oldu.
Evet, itiraf ediyorum... İstanbul artık İzmir’den daha düzenli geliyor bana da.
Pazar günü dışında hiç trafikte sıkışıp kalmadım. Gideceğim yere tam vaktinde gittim. İzmir’de daha fazla trafik sorunu yaşadığımızı fark ettim.
Uzayıp giden belediye otobüsü kuyrukları, özellikle akşamları adım adım ilerleyen araba yığını işkencesiyle hiç karşılaşmadım. Karşıya geçmek isteyenler deniz otobüsü rahatlığını yaşıyor, metrobüs sayesinde otobüsler yolları kapatmıyor, yoğun saatlerde metro imdada yetişiyor. Bana kalırsa İstanbullular biz İzmirlilerden artık daha rahat yaşıyor. İzmir’in tek avantajı mesafelerin kısa olması. Bunu bu son gidişimde daha iyi anladım.
Ben daha iyi anladım da...
Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu da benim olduğum tarihte İstanbul’daymış. ‘Acaba o da aradaki farkı gördü mü?’ diye merak etmeden de duramadım.