Banu Şen

Banu Şen

banu.sen@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ÖYLE feminist, erkek düşmanı kadın imajına bürünecek değilim. Hele bu saatten sonra asla! Son zamanlarda yazdıklarım, erkekleri kızdırınca sanki etraftan böyle bir koku alıyorum.
Ama elbette, kendi cinsimle ilgili kulağıma bir ses geldiğinde, gözüme bir şey takıldığında es geçemiyorum.
Hem canım, arada sırada erkeklerin de hakkını teslim eden yazılar da yazıyorum ben.
Sosyal hayatta erkekler fazla olunca, doğal olarak eleştirilecek çok fazla erkeksi şey oluyor.
Mesela bizim gazetenin yazı işleri ki genelde hep böyledir; erkek ağırlıklı.
Ya da herhangi bir ofis, banka, kafe, pastane, kamu kuruluşu... Hep erkek, erkek!
Bir yerde gözünüze kadınların fazla olduğu çarpsa, “Aaa ne hoş” dersiniz. Ya da “Offf amazonlar bir arada” diye iç geçirirsiniz. Ama sonuçta bu durum dikkat çeker.
TBMM’ye, il genel meclisine, parti yönetimlerine, kurultaylara bakıyorsunuz. Ne görüyorsunuz? Takım elbise, kravat, sakal, bıyık. Yerel yönetim seçimleri oluyor.
Adayların afişlerini, resimlerini getirin gözünüzün önüne. Etraf adamdan geçilmiyor. “Kota kota” diye kadınlar yırtınıyor. Arada bir es kaza bir yerlere bir kadın seçiliyor, günlerce davul zurna çalmadığımız kalıyor sevinçten.
Cumartesi yapılan CHP İzmir İl Kongresi’nde yaşananlara ne demeli? 48 kişilik kurultay delegeleri arasına ismi yazılan Aliağa İlçe Başkanı Özlem Şan Oğuzhan’ın ismi İl Başkanı Ekrem Bulgun’un bile haberi olmadan silinmiş. Habersiz, sorgusuz, sualsiz, sessizce...
İşte böyle. Bir kadının her an her yerde yaşayabileceği, karşısına çıkabileceği yok sayılma durumu. O silinen bir erkek olsaydı ya kıyameti koparırdı, ya da kazan kaldırılır, kavga çıkar, yumruk yumruğa girilirdi.
Ama oyun eğer bir kadının üzerine oynanıyorsa, sessiz sedasız üzeri kapatılıverir. Azıcık sesini yükselten, hakkını arayan bir kadınsanız da hemen “Şirret, cırtlak, cadı, çatlak, çığırtkan” yaftası yapıştırılıverir. Bu yüzden de sesinizi çok fazla çıkartamazsınız. Sadece sosyal hayatta değil; evde de durum farklı değil.
Yoook...
Öyle demeyin. Erkeklerin içinden “Azıcık mı? Kadınlar mı? Hepsi aynı çene” dediklerini duyuyorum. Her zamanki gibi yine abarttıklarını biliyorum.
* * *
Vallaha ben feminist değilim. Erkek düşmanıyım zannedilmesin, diye ben de bizim kızları topladım şimdi. Tek tek onlara soruyorum. “Kocanızda, sevgilinizde hatta erkeklerde genelde gördüğünüz en belirgin sinir, gıcık olduğunuz özellikler neler?” diye. İşte yanıtlar.
İşte kadınları deli eden bazı erkek özellikleri:
- Ellerinde kumanda, televizyona bile hükmetmeleri.
- Maç günlerini, maç saatlerini ve sonralarını erkeklere özel tapınma günleri ilan etmeleri.
- Ev işlerine yardım etmemeleri.
- İnce düşünememeleri.
- Konuşmaktan çekinip, karşısındakinin anlamasını beklemeleri.
- Öyle değilmiş gibi görünseler de kıskanç olmaları.
- Eşitiz deyip, eşitliğe inanmamaları.
- Sevgiliyken harika, süper düşünceli, evlenince hödük olmaları.
- Her şeyi biliriz havasında gezmeleri.
- Hep haklı olduklarına inanmaları.
- Danışıp, fikir alıp sonunda kendi dediklerini yapmaları.
- Sürekli kendisini kanıtlama arzusunda olmaları.
Not: Bunlar sadece birkaçı... Bu arada, bunlara uymayan bazı istisna erkekler olduğunu da söylemeden geçemedi bizim kızlar...