İSTANBUL-STOCKHOLM KARŞILAŞTIRMALI SANAT DAVETLERi

20 Eylül 2011

Perşembe İstanbul’da Bienal açılış partisi, cuma Stockholm’da Absolut Art Awards gecesindeydim. İki geceden karşılaştırmalı notlar...

İKSV binasının önünde uzun bir kuyruk... Kuyruk insanları, içerideki Bienal partisinin bol çeşnili kalabalığını ‘tease’ eder nitelikte. Önümdeki grup, mesela, ‘parti varmış geldik’çilerden. Tüm davetler, partiler aynı gecede olur muymuş hiç? Nasıl yetişsinler hepsine birden? “Onlarınki de can”mış, öyle diyorlar.
Birkaç adım ötede Bienal için gelmiş gazeteciler var. Ekip, kozmopolit kalabalık karşısında şaşkın. Arkalarındakilere fırlatılan “Acaba hangi gezegenden?” bakışı tam bienallik. Çek kareyi, koy sergilenen işler arasında.
Kapı önünde sigara tüttüren 1-2 sanat yazarı ve galeri sahibinin derdi başka: Biletix kalabalığı.
“Gecenin biletleri Biletix’ten satışa konunca, biletini alan gelmiş, içerisi Bienal’le ilgili olmayan insanlarla doluymuş, burada ne işleri varmış” öyle diyorlar.
Günün anlam ve önemini belirten sanatsal laflar, artistik beyanlar uçuşmuyor havada. Varsa yoksa, organizasyonun eksikliğine saydırmalar, yanından geçeni çekiştirmeler, ona buna giydirmeler... Oysa, bu ‘perşembe’ partisini, diğer partilerinden ayıran

Yazının Devamı

NiŞANTAŞI ÇEVRESiNDE ÇARŞILAR KARIŞIRSA

18 Eylül 2011

Beşiktaş Çarşı Grubu’yla Vogue Fashion Night Out sebebiyle toplanan Nişantaşı çarşı grubunun perşembe gecesi ortak neler yaşamış olabilir? Üzerinde, barmen değil miksolojist, galeri değil ‘artspace’ kavramlarına dair bir güzelleme...

VOGUE ÇARŞISI MI BEŞiKTAŞ ÇARŞISI MI?
Perşembe gecesi Vogue’un Nişantaşı’ndaki Fashion Night Out kalabalığı birkaç adım ötedeki Beşiktaş-Maccabi Tel Aviv maçı kalabalığıyla karışında Nişantaşı’nın komşu muhitleri Harbiye, Osmanbey ve Maçka’da ortaya çıkan fotoğraf enteresandı: Siyaha, beyaza boyanmış Beşiktaş’ın ‘çarşı’ erkekleriyle, alla fondotenle boyalı Nişantaşı’nın ‘çarşı’ kızları birbirlerine teğet geçip, kendi dünyalarına adım attı. Nabız atışları aynı, sebebi farklı. Her iki grup da geceden galibiyetle ayrılmanın gururuyla döndü evine.
Kadınlar için indirimli alışveriş yapmaktan daha büyük galibiyet, değerli ‘3 puan’ mı vardır? Saatlerce Nişantaşı trafiğinde kalanlar işin aslını çözemedi: “Maç kalabalığı bu”, “Yok, yok ‘a la Vogue’ bir kalabalık bu.”
Vogue Fashion Night Out’un Nişantaşı ayağında alışveriş temennisiyle yola çıkanlar tek tük de olsa belirgindi: Abartılı olmayan rahat/ günlük kıyafetler giyilmiş, koşar adım bir

Yazının Devamı

RÜZGAR, PAZAR VE ‘ABLALIK’ ÜZERiNE

13 Eylül 2011

'Shop&Miles Sailing Cup’ın ikinci etabı olan Turgutreis’deyiz. En önde gidiyoruz. Etap tamamlanmak üzere, her şey yolunda. Derken denizin ortasında bir adam...


DENİZDEN: SİVAS TROPEZ’DEN ST. TROPEZ’YE
Denizin ortasında 8-10 adam... Hepsi ayrı telden, ayrı kültürden. Ortak paydaları deniz, rüzgar, yelken. Ekip bir araya geleli henüz bir yıl olmasına rağmen 40 yıllık yol arkadaşı gibiler. Birbirinin sözlerini tamamlamalar, ‘leb’ demeden leblebiler, bir bakışla bin laf anlatmalar... Kusursuz uyumun başrolünde rüzgar var. Shop&Miles Sailing Cup’ın Göcek etabında birinci gelerek 'Les Voiles de Saint Tropez' yarışlarına katılacak ikinci Türk takımı Bay Farr Lemon’un teknesindeyim. Denizde hikaye bol. Tatlı tatlı anlatıyorlar: “Shop&Miles Sailing Cup’ın ikinci etabı olan Turgutreis’deyiz. Önde gidiyoruz. Etap tamamlanmak üzere, her şey yolunda. Derken denizin ortasında bir adam... Kanosu devrilmiş, kaşı gözü patlamış, yara bere içinde... Kanosuna tutunmuş, öylece duruyor."Yüzme biliyor musun?" "Hayır", "Yardıma ihtiyacın var mı?" "Evet." Adamın yanıtı üzerine sanki daha önceden anlaşmışçasına, aramızda tek bir diyalog geçmeden, yarışmadan diskalifiye olmak pahasına adamı

Yazının Devamı

HOUSTON BiR SORUNUMUZ VAR

11 Eylül 2011

Türk erkeğinin dünyasında modaya pek yer yok. Kendine iyi kötü bir tarz, el yordamıyla da 1-2 alışveriş adresi benimseyip defileye gitmeden, “Yeni trend neymiş?” diye meraklan-madan bir ömür geçirebilir


Şehrin tüm kadınları, İstanbul Fashion Week’in yorgunluğunu üzerinden atmadan, 15 Eylül’deki Vogue Fashion Night Out için şimdiden paçaları sıvamış, alışveriş çılgınlığı için geri sayıma başlamışken erkek cephesinden bir astronot konuşuyor: Geçen ay, Marie Claire dergisinden bir mesaj: “Bu sezonun trendlerini erkeklerin gözünden yorumlandığı bir haber hazırlıyoruz. Sezon koleksiyonlarını sizinle paylaşsak bizim için yorumlar mısınız?” “Emin misiniz? Kadın modasından filan anlamam ben.” defansıma karşılık “İşte tam olarak istediğimiz de bu! Erkek bakışı” şeklinde gelen kontraatak karşısında savunmasız kaldım. Görüş aldıkları erkeklere maskülen, fetiş, kürk gibi başlıklar ve bu başlıklarla alakalı yorum yapmaları için defilelerden kareler yollanıyor. Yeni sezon defilelerden kareler önümde, “Bu fotoğrafta ne görüyorsun? Sana ne hissettiriyor?” gibi sorular kafamda, olayın benim açımdan psikolog seansında fotoğraf analiz etmeden pek bir farkı yok.
Fetiş modası mı

Yazının Devamı

SIFATINI BiL, PARTiNi SEÇ

6 Eylül 2011

Bu hafta itibarıyla İstanbul sezonu açıyor. Adım başı etkinlik, parti ve davet. Gündem yoğun, hepsine yetişmek zor. Nokta atışı yapmak isteyenlere kategorize edilmiş bir seçki

Urban Jet Set’e
Ermenegildo Zegna, Türkiye’deki 20’nci yılını kutluyor. Kutlamalar kapsamında şehre bir adet Zegna düşecek. CEO Gildo Zegna, 20’nci yıl daveti için İstanbul’a geliyor.
Galata gençliğine/ Asmalı mağdurlarına
“Sokakta içip eğlenmek hakkımız” diyenlere serin öneri: Adidas, ‘Street Party’ konseptine bu yıl devam ediyor. Tarih 17 Eylül, yer Maçka Küçükçiftlik Parkı. Partide geçmişten bugüne Adidas Originals konulu bir sergi alanı, tromblin ve graffiti alanları da olacak. Kaykaycılar ve dansçılarla şenlenecek sokakta, parti havası Galata/Asmalı mağdurlarına iyi gelebilir.

Yazının Devamı

SHIP A HOY’DA BAYRAMLAŞMA MERASiMi

4 Eylül 2011

Bir gece kulübünde elinize ilkokullarda dağıtılan Türk Bayrağı tutuşturulup, fonda arka arkaya 10’uncu yıl Marşı çalsa ne yapardınız?

Duruma ayak uydurmak adına bayrağı gururla sallayıp eller havaya ‘Çıktık açık alınla’ diye tempo mu tutarsınız yoksa cool’luğunuzdan taviz vermeden etkisiz-tepkisiz mi geçirirsiniz o 3-5 dakikayı? Nereden baksanız tuhaf bir durum. Oralı olmayan, yan locanın kaşları çatık, ‘Hay senin vatan sevgine’ bakışına maruz kalıyor. Duruma ayak uydurayım deseniz ortam ilkokul müsameresinden hallice. Not düşelim: Tarih 30 Ağustos, yer Bodrum Ship A Hoy. Bayrak dağıtılması olağan bir durum. Günün anlam ve önemini belirtmek adına da araya bir kere ‘10’uncu Yıl Marşı’nı serpiştirdiniz diyelim. Peki, aynı gece, aralara muhtelif dıptısdıptıs sesleri atarak, 4-5 defa arka arkaya çalmak neye alamet? Gün boyu devam eden ‘kutlama’ karmaşası ayrı bir mesele. 30 Ağustos’un hem Zafer Bayramı hem de Şeker Bayramı’nın birinci günü oluşu kafaları iyice karıştırmış. “Bayramınız kutlu olsun” diyor biri. Öteki hemen işkilleniyor: “Bir dakika hangi bayramımı kutladı şimdi bu?” Hangi 30 Ağustos’ta insanlar sohbet arasında “Zafer Bayramı’nız kutlu olsun” demişti ki?

Yazının Devamı

ARINÇ’IN KUSMAK iSTEYECEĞi KULÜP

30 Ağustos 2011

İzdivaç programları hakkında “Afedersiniz ama kusmak istiyorum” diyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Helsinki’deki bu kulüpleri görse ne yapar acaba?

Helsinki gece hayatı son derece sakin, yavaş ve basit. Eli yüzü düzgün birkaç gece kulübü var. Onların da sıkıntısı ortak: Ruh yok, heyecan yok. Dinginlikten enerjimiz çökmüşken “Bir yer daha var. Burası ilginç gelebilir” deniyor. Heybetli bir kemerin önündeyiz. Dışarıdan pek renk vermese de içeriden gelen parti sesi umut verici. Heybetli bir kemer altından geçip, etrafı tarihi binalarla dolu, geniş bir avluya çıkıyoruz. Sağlı sollu, irili ufaklı barlar ve bar önlerinde neşeli bir kalabalık...

Herkes 60’lık
Helsinki’nin tüm parti insanları burada toplanmış gibi, sokaklardaki soğuk suratlardan hiç eser yok. Ufak meydanında bir de sahne var. Amatör bir rock grubu kalabalığı coşturmakla meşgul. Duran Duran, The Cure, David Bowie... Fena da söylemiyorlar. Kalabalığa karışıyoruz. Anneanne yaşındaki bir kadın sürmüş allığını, takmış inci kolyesini, elinde bir kadeh beyaz şarap, bir yandan yerinde salınıyor, bir yandan etrafı izliyor. Ne hoş, ne medeni... Birkaç adım ötede 70’lik bir erkek grubu var. Arada etrafı kolaçan

Yazının Devamı

48 SAATLiĞiNE FiNLi OLMAK

28 Ağustos 2011

DJ’i, blogger’ı, fotoğrafçısı, gazetecisi kalabalık bir Türk ekibinin Helsinki’nin medeniyetten uzak, Sipoo Adası’nda ne işi var?

Havaalanı boş ve sessiz. Yıllar sonra şehre inen ilk uçak bizimki olabilir mi? Dışarıda korna yok, tek tük arabalar var. Finlandiya’nın başkenti Helsinki’deyiz. Amaç 48 saatte Fin deneyimi yaşamak, “Bir Finli nasıl yaşar?”ı bizzat yanıtlamak. Burada bulunuş sebebimiz Finlilere hayranlığı- mızdan mı? Pek değil. Finlandiya’nın başlıca ‘resmi’ içeceği Finlandia Votka’nın felsefesini anlamak, Fin yaşam kültürünü bizzat deneyimlemekten geçiyor. Finlandiya’nın votkası tıpkı başkenti Helsinki gibi yormayan, bağırmayan bir duruşa sahip. Votkası da şehri de insanı da hep aynı: Sakin, duru ve doğal. adaya düşmek...Helsinki’de herkese göre bir ada var. Askeri ada Santahamina, geylerin favorisi Pihlajasaari ve her tarafı surlarla çevrili ‘kale ada’ Suomenlinna, Helsinki’nin en meşhur adaları. Finlandia Vodka tarafından tahsis edilmiş Sipoo, bölgenin irili ufaklı adalarından; ada üzerinde sadece 2-3 dağ evi mevcut.

Votkanın sırrı saf sudaFinlandia Vodka’nın global marka miksolojisti Pekka

Yazının Devamı