Kimilerinin günah şehri, kimilerinin dünyanın eğlence merkezi, kimilerinin de ölmeden önce mutlaka görülmesi gereken en önemli yer olarak gösterdiği Las Vegas’ın aşağıda ilginç özellikleri var;
- 20. Yüzyıl’ın başlarında bölgede altın ve gümüş madenlerinin keşfedilmesi, Las Vegas’ta nüfus patlamasını başlattı.
- 1905 yılında demiryolunun bölgeye ulaşması ve 16-17. bloklara içki satma serbestliği getirilmesi, eğlence sektörü oluşturulmasının ilk kıvılcımı oldu.
- 1906 da açılan ve şehirdeki ilk telefonun kullanılmaya başlandığı Nevada Otel’de o yıllarda geceliği 1 dolara kalınabiliyordu. Şimdi Las Vegas’taki ortalama otel fiyatı gecelik 110 dolar.
- 1956 da açılan Fremont Otel ve Gazinosu’nun bulunduğu caddede yılda 17 milyon turistin izlediği ücretsiz gösteriler yapılıyor.
- Halen, Las Vegas’ı yılda 40 milyon kişi ziyaret ediyor. Otel odaları %84 dolulukla çalışıyor.
- Nevada’da ikamet edenler, gelir vergisi ödemiyor. Çünkü, kumar dahil şehirdeki aktivitelerden yeterli vergi alınıyor.
Türkiye’nin sosyal barışı(social contract), siyasiler tarafından gereksiz yere bozuluyor. Bu bozulma eğilimi, dış ticareti ve borsayı etkilemeye başladı. Piyasa mekanizmasının karar vermesi gereken konularda bile, siyasi veya bürokratik kararlar alınıyor. Mevcut siyaset adamlarımız ve üst bürokratlar, şimdiye dek istikrarını koruyamayan veya bozulan ekonomik ve siyasi ortamla karşılaşmadılar. İşler hep rast gitti. Oysa, en büyük riskle, en iyi olduğunuzu düşündüğünüz sırada karşılaşırsınız. İşte o zaman, tecrübeye ihtiyacınız olur.
Toplum gereksiz yere geriliyor; kamplaşıyor. Uzun yıllardan beri ilk kez, yaz aylarına girilirken döviz fiyatları artış eğilimine girdi. Merkez Bankamızın yeterli döviz rezervi var ve piyasayı tedirgin edici fiyat hareketlenmelerini mutlaka dengelemesi lazım. Sosyal hayatta olduğu kadar ekonomik hayatta da istikrar her şeyden önemlidir. Avrupa Birliği bile bunca sarsıntıya rağmen, `Euro` sistemini bozmadı ve hiç bir ülkenin bu sistemden ayrılmasına taraftar olmadı.
Gelişen ekonomide büyüme şart
Türkiye’nin her yıl asgari % 5 büyümesi gerekiyor. Aksi halde, ne işsizlik oranımızı azaltabiliyor ne gizli işsizliğin önüne geçebiliyor ne de
Donizetti Klasik Müzik Ödülleri sahiplerini buldu. Yılın; bestecisi, piyanisti, yaylı çalgılar yorumcusu, üflemeli çalgılar yorumcusu, orkestrası, korosu, orkestra şefi, oda müziği topluluğu, opera yapımı, opera rejisörü, opera solisti (kadın-erkek), dansçısı (kadın-erkek), bale-dans yapımı, bale-dans koreografisi, müzik eğitim kurumu, müzik eğitimcisi, genç müzisyeni (17 ve 30 yaş altı), klasik müzik etkinliği, kitabı, klasik müzik albümü, radyo-tv programı, klasik müzik sanatçısı (halkoylaması), klasik müzik topluluğu (halkoylaması) ödülleri verildi. Yaşam boyu başarı ödülü, müzik eğitimciliği onur ödülü ve özel başarı ödülü de vardı.
Klasik müziğin hemen hemen hiç desteklenmediği ülkemizde Yasemin Çetin ve Serhan Bali’nin sahip olduğu “Andante” isimli dergi, 10 yıldır Şefik Kahramankaptan’ın da yardımlarıyla yayınını sürdürüyor. Andante Dergisi,
4 yıldır “Donizetti Ödülleri” veriyor. Ödül alanların bazıları halkoyu ile bazıları jüri tarafından seçiliyor. Ödüller, hayatını müziğe vermiş fakat şimdiye kadar belki de hiç ödül alamamış sanatçılarımız için inanılmaz bir sevinç ve gurur kaynağı.
Almadan verenler işte bunlar
“Almadan verenler” diye adlandırdığım kurum
ABD, Avrupa ve Japonya bütçe açıklarını kapatmak, kamu borçlarını azaltmak, işsizliği düşürmek ve ekonomilerini büyütmekle uğraşırken; bu ülkelerin merkez bankalarının piyasaya verdikleri paraların bir bölümü, kendi ülkelerinde yatırıma dönüşmek yerine, gelişmekte olan ülkelerin borsalarına aktı.
Sonuç olarak, gelişmekte olan ülkelerin borsalarında bütün zamanların en yüksek endeks seviyeleri yakalandı. Bizde de görülen bu gelişme, bir taraftan yeni bir balon oluşma olasılığını, bir taraftan da sermaye akımlarındaki dalgalanmanın mevcut dengeleri bozabilme riskini gündeme getiriyor.
Ne bekliyorduk, ne bekliyoruz?
* Ülkemizdeki büyümenin bu yıl % 5 civarında olacağını bekliyorduk; % 4 civarında kalacağını anlıyoruz.
* Yıllık enflasyon oranımızın bu yıl % 7 civarında olacağını düşünüyorduk; şimdi,
% 6 civarında olacağını hesaplıyoruz.
Otur ve iğini doldur.
* Çok düşünen Kudüs’e varamaz.
* Çok uyumak yaşanmamış bir hayattır.
* Sabah erken kalkanın iki şansı vardır.
* Üşengeçlik yoksulluğun kardeşidir.
* Yaptığı iş sahibini över.
* Bir el diğerini yıkar, ikisi de yüzü yıkar.
İngiltere’de de, ABD’de de, Rusya’da da, Irak’ta da, İran’da da, bizde de demokratik rejimler var. Bütün bu ülkelerde seçimler yapılıyor ve halk bir biçimde yönetime dahil oluyor. Oysa, her ülkede demokrasi uygulaması farklı. Demek ki, demokrasinin değişik biçimleri söz konusu. “Global Libra” makalesinin yazarı David A. Andelman’a göre, demokrasinin var olduğu ileri sürülen ülkelerde, demokrasinin seviyesini anlayabilmek için, 3 temel olgunun göz önünde tutulması gerekli. Bunlar;
1. Seçimlerde aday olma sürecinin ve seçim sisteminin seçim sonuçlarını nasıl etkilediği.
2. Ülkelerdeki yargı sisteminin seçimle geldiği söylenen güçlerden ne kadar bağımsız kalabildiği. (Yargı ne kadar bağımsızsa, demokrasiniz o kadar güçlüdür.)
3. “İnsan Hakları” ve “Basın Özgürlüğü”nün gelişmişliği. (Bu özgürlükler ne kadar güçlü ise demokrasiniz o kadar güçlüdür.)
Her ülkenin demokrasisi kendine
Fransa da demokrasi var ama hala suçlananın, suçsuz olduğunu kendisi, avukatı veya savcının ispat etmesi gerekiyor. Birkaç hafta önce Tayland’da kral hakkında yazı yazdı diye bir magazin editörüne 10 yıl hapis cezası verildi. İsrail de politik partiler sınıflandırılıyor. Rusya da Korkunç
Son yıllarda, yalnız bizim değil birçok ülkenin en önemli ekonomik sorunu, “kayıt dışı ekonomi ile mücadele” oldu. Kayıt dışı ile mücadele için, kayıt dışı ekonomiyi anlamak ve ölçmek gerekiyor. Kayıt dışı ekonomi, aşağıdaki 3 sektörden oluşuyor;
1. Gayri Resmi Sektör,
2. Yasal Olmayan Sektör,
3. Gizli Sektör
Gayri Resmi Sektör, evde çocuk bakıcılığı, ev temizliği hizmetleri, her türlü kişisel hizmet, tarım ürünlerinin doğrudan satışı, kırsal kesimde ürün takası gibi faaliyetleri kapsıyor.
Yasal Olmayan Sektör, lisanssız üretim(kaçak alkol, tütün üretimi v.s.) ve yasal olmayan üretim(uyuşturucu üretimi ve fuhuş gibi) faaliyetlerinden kaynaklanıyor.
Gizli Sektör, hiç kayıt altına alınmamış ekonomik faaliyetler ve sonuçları otoritelere bildirilmemiş ekonomik faaliyetler olarak ikiye ayrılıyor. Sonuçları bildirilmemiş ekonomik faaliyetler arasında, şirket kârını göstermeme, gizli kiralama, faturasız mesleki hizmetler v.s. var.
Profesör Beatrica Golomb (California-San Diego Üniversitesi), 21. yüzyılın en büyük salgın hastalığı sayılan ‘Metabolizma Bozukluğu’na (metabolic syndrome) yeni bir bakış açısı ve tanımlama getirdi.
‘Metabolizma bozukluğu’, gittikçe yükselen vücut kütlesi, kan şekeri, yüksek tansiyon, kandaki trigliserit, bel büyüklüğü ve iyi kolestrolün azalması biçiminde kendini gösteriyor. Sonuç olarak da, obezite ve diyabet problemleri tüm toplumda gittikçe yayılıyor. Sorunu tedavi etmeye çalışan doktorlar ve diyetisyenler, sarf edilen enerji ile alınan enerji arasında bir denge kurmaya ve ilaç tedavisi ile de bu dengeye yardımcı olmaya çalışıyorlar.
Ancak bu yaklaşım, metabolizma bozukluğunun yeni doğan çocuklarda bile görülmeye başladığını ve neredeyse aç sayılabilecek seviyede beslenen fakir ülke insanlarında bile aynı sorunların baş gösterme nedenlerini açıklayamıyor. “Metabolizma bozukluğu” göstergelerinin neden kişiler arasında farklılaşmadan ve giderek arttığı da anlaşılamıyor.
Öte yandan, bozuklukların vücuttaki enerji fazlalığından meydana geldiği düşünülmüş olsa bile, vücuttaki enerji üretiminin azaltılması veya enerji talebinin artırılmasının metabolik bozukluğu