ABD, Avrupa ve Japonya bütçe açıklarını kapatmak, kamu borçlarını azaltmak, işsizliği düşürmek ve ekonomilerini büyütmekle uğraşırken; bu ülkelerin merkez bankalarının piyasaya verdikleri paraların bir bölümü, kendi ülkelerinde yatırıma dönüşmek yerine, gelişmekte olan ülkelerin borsalarına aktı.
Sonuç olarak, gelişmekte olan ülkelerin borsalarında bütün zamanların en yüksek endeks seviyeleri yakalandı. Bizde de görülen bu gelişme, bir taraftan yeni bir balon oluşma olasılığını, bir taraftan da sermaye akımlarındaki dalgalanmanın mevcut dengeleri bozabilme riskini gündeme getiriyor.
Ne bekliyorduk, ne bekliyoruz?
* Ülkemizdeki büyümenin bu yıl % 5 civarında olacağını bekliyorduk; % 4 civarında kalacağını anlıyoruz.
* Yıllık enflasyon oranımızın bu yıl % 7 civarında olacağını düşünüyorduk; şimdi,
% 6 civarında olacağını hesaplıyoruz.
* ABD Doları kurunun 1.80 civarında olacağını varsayıyorduk; artık, 1.85 civarında olacağını varsayıyoruz.
* MB Politika Faiz Oranı’nın % 5’in altına düşmeyeceğini öngörüyorduk; şimdi, bu beklentiyi % 4’e çektik.
* Bütçe dengesini düzeltmeye yetecek kadar özelleştirme olmayabileceğini düşünüyorduk; Türkiye’ye “yatırım yapılabilir” notu verildikten sonra, “özelleştirmeler gerçekleşebilir” diyoruz.
Bütçe harcamaları artıyor, gelirler azalıyor
* Hükümet ilk kez seçim ekonomisi uygulamaya başladı. Geçen yıla göre, alt yapı yatırımlarında % 94, personel harcamalarında % 16 ve cari harcamalarda % 18 artış var.
* Vergi gelirlerinde % 20 civarında bir artış olmasına rağmen, içki ile ilgili yasakların vergi gelirini bir miktar düşüreceği anlaşılıyor.
* Faiz oranlarının düşmesi ve ülkemizin notunun yükseltilmesi, faiz giderlerini azaltacak.
* Ancak, “Toplam Bütçe” dengesi Nisan sonu itibariyle, geçen yılın aynı dönemine göre % 94 oranında bozulma gösteriyor.
Değişen diğer beklentiler
* Kürt sorununun halli, hem doğu bölgesi ekonomisinin güçlenmesine hem de genel olarak ekonomimizin güçlenmesine neden olacak. Yabancı yatırımcı ülkemize daha çok gelecek.
* Suriye sorununun çözümünde Hükümetimiz sert tedbirler alınmasını isterken, ABD’nin daha ılımlı tavır alması lehimize oldu.
* ABD ile yapılacak olan Ortak Ticaret Anlaşması ekonomimizde yeni çığırlar açacak. (Bu anlaşmanın yapılmasını yaklaşık 10 yıl önce iki kez önermiştim.)