Derecelendirme (rating) şirketleri Türkiye’nin notunu bir türlü istenilen seviyeye yükseltmiyorlar. Oysa, ekonomik verilere bakıldığında ülkemizin notunun en iyiler arasında yer alması gerekiyor. Derecelendirme şirketlerini en ağır biçimde eleştiriyor ve hatta ilişkimizi kesiyoruz. Bütün bunlara rağmen, bir türlü hak ettiğimiz notu vermiyorlar. Demek ki bunlar, bizim bilmediğimiz başka şeylere de bakıyorlar. Baktıkları şeyler neler?
Derecelendirme şirketleri bir ülkenin kapitalist sisteme olan uyumuna bakarlar. Demokrasinin kurumlarının tam olarak yerleşip yerleşmediği, insan haklarının gelişmişliği ve ekonomik bilinçlenmedeki gelişmişlik önemlidir. Demokrasinin kurumlarının tam olarak yerleşip yerleşmediği ve insan haklarında gelebildiğimiz düzey, bu yazımızın konusu değil. Konumuz, “ekonomik bilinçlenmedeki gelişmişlik” düzeyimiz.
Ekonomik bilinçlenmedeki gelişmişlikten bahsedilince, önümüze şu alt başlıklar çıkıyor;
* Kapitalist oyun kurallarına uyum,
* Kapitalizmin yeni evresi olan küreselleşmeye, uyum ve katkı,
* Sermaye hareketlerinin serbestisi ve işadamlarının o ülkedeki tarafsız yargı ve insan haklarının varlığına güvenmesi,
* Patent ve telif haklarının
Borsa İstanbul, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB)’nın yeni adı. Menkul kıymetler dışındaki diğer enstrümanların da işlem görecek olması nedeniyle, borsamızın adının değiştirilmesi yadırganacak bir değişiklik değil. Ama keşke, “Menkul Kıymetler” bölümünün kaldırılmasıyla adına “Borsa İstanbul” değil de “İstanbul Borsası” denilseydi.
Borsa endekslerimiz İMKB-100, İMKB-30 gibi kısaltmalarla belirlenirken; şimdi BIST-100, BIST-30 gibi endekslerle belirlenecek. Bu değişiklik de normal. Nasıl olsa, İMKB endeksleri uluslararası borsa endeksleri arasında yer edinememişti. Endekslerin yeni isimlerine de 6 ay içinde alışırız.
Borsamızın yeri değişiyor. Borsa İstanbul, Ataşehir’deki Finans Merkezi’ne taşınacak. Bu da olabilir, nasıl olsa borsamız gittikçe insanın yok olduğu, bilgisayar ortamında işleyen bir şekle büründü. Artık, borsamızı insanların canlılığı değil, bilgisayarların gücü ayakta tutacak. Dolayısıyla da, kolay erişilebilen bir yer olması şart değil. Borsanın elinde tuttuğu arsalar da zaten çok kıymetlenmişti. Yapılan doğrudur.
Borsanın yönetimi değişti. Artık, yalnız Borsa Başkanı’nı değil, Yönetim Kurulu’nu da hükümet atıyor. Bu da, doğru bir yaklaşım. Çünkü,
Aşağıdaki tabloda, Devlet Planlama Teşkilatı(DPT)’nın ekonomimizde önümüzdeki yıllar için öngördüğü Temel Ekonomik Büyüklükleri görüyoruz. Bu rakamlardan sadece 2011 rakamları kesinleşmiş sonuçları gösteriyor. DPT, ekonomide mevcut dengelerin korunacağını düşünüyor. 2015 sonuna kadar büyüme % 5 civarında; Kişi Başına Milli Gelir 13.000.- Dolar olacak. Bence, bu oran ve rakam rahatlıkla aşılabilir. DPT, büyük nüfus artışına rağmen, işsizliğin azalacağı görüşünde. Bu görüşe katılamıyorum.
Bu tabloda, Cari İşlemler Açığımızın gittikçe küçüleceği öngörülüyor ve öngörü, ihracatın oransal olarak ithalattan fazla artacağı varsayımına dayandırılıyor. Bu görüşü, fazla iyimser sayabiliriz. Gidişat o ki, önümüzdeki yıllarda da Cari İşlemler Açığı sıkıntı yaratmaya devam edecek. Bütçe fazla vermedikçe ya da ülkemizde önemli bir petrol-gaz v.s. rezervi bulunmadıkça da, bu sıkıntı sürecek.
Kısa vadeli borçlanma artıyor
En ilginç gelişmelerden birisi, Cari Açık’ın finansmanı konusunda.
Cari Açık giderek artan bir biçimde, “kısa vadeli borçlar”la ve “sıcak para” ile finanse edilir hale geldi. Kısa Vadeli Dış Borç Stoku’nun Toplam Dış Borç Stoku’na oranı, yıllar içinde yandaki
biçim
Merkez Bankamızın 81. Yıl Olağan Genel Kurulu 9 Nisan 2013 günü yapılacak. Siyasiler, Merkez Bankası Başkan Yardımcılıkları’na istedikleri kişileri rahatça atayabilsinler diye, Başkan Yardımcısı olmak için aranan asgari nitelikler değiştiriliyor.
Halen, Başkan Yardımcısı olabilmek için, hukuk, maliye, ekonomi, işletme, bankacılık veya finans alanlarından birinde öğrenim görmüş olma zorunluluğu aranırken; 9 Nisan 2013’de yapılacak değişiklikle, yukarıdaki alanlara ilaveten “mühendislik, kamu yönetimi, siyaset bilimler, uluslar arası ilişkiler ile istatistik alanlarından birinde veya İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinde” öğrenim görmüş olmak da yeterli nitelik olarak kabul edilecek. Özellikle, İktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri’nin ismen zikredilmesi de çok hoş! olmuş.
Hayırlı olsun.
MB’nin geçen haftaki kararları?
Geçen hafta aldığı kararlarla Merkez Bankası, 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranını(politika faizi) %5,5 düzeyinde sabit tuttu. “Gecelik faiz oranları” konusunda, Merkez Bankası borçlanmasının faizi %4,5’ta sabit tutulurken; Banka’nın borç verme faiz oranı %8,5’den %7,5’a; açık piyasa işlemleri çerçevesinde yapılan repo işlemleri aracılığıyla
Son yıllarda bankacılıkta faizsiz finansman yöntemlerinin uygulanması arttı. Birçok yatırım da İslami Tahvil (Sukuk) çıkarılmasıyla finanse ediliyor. Faizsiz finansman yöntemleri şunlar:
Mudaraba (Emek Sermaye Ortaklığı): Bir tarafın emek, bilgi ve tecrübesini (müteşebbis), diğer tarafın (faizsiz banka) ise sermayesini ortaya koyması suretiyle oluşturulan ve faizsiz bankalar tarafından en fazla başvurulan bir fon kullandırma yöntemidir.
Müşaraka (Kâr-Zarar Ortaklığı): Belirli bir yatırımın veya faaliyetin finansmanını sağlamak amacıyla, taraflardan biri banka olmak şartıyla iki veya daha fazla tarafın, sözleşme hükümlerine göre genellikle tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklık niteliğinde bir ortaklık kurduğu, yatırımdır.
Murabaha (Peşin Alım Vadeli Satım): Peşin mal alıp vadeli satmak suretiyle finansman kullandırmadır. Bir çeşit swap işlemidir.
İcara (Kira finansmanı): Bir ekipmanı ya da bir binayı müşterilerinden birisine sabit bir tutar üzerinden ve sabit bir dönem için kiraya verilip; kiralama süresi sonunda mülkiyetin alıcıya geçmesidir. Bir çeşit leasing işlemidir.
Karz-ı hasen (Faizsiz Ödünç Karşılıksız Borç): Kâr amacı gütmeksizin üretim dışı olarak verilen
İstanbul Aydın Üniversitesi, Türkiye’nin en büyük vakıf üniversitesi oldu. Üniversitenin Mütevelli Heyet Başkanı Mustafa Aydın durmak bilmeyen, özverili ve titiz çalışmasıyla Aydın Üniversitesi’ni 22 binden fazla öğrenci kapasiteli bir kurum haline getirdi. Geçen hafta, üniversitede Türkiye Avrasya İlişkileri Kongresi yapıldı. Ulusal Güvenlik ve Strateji Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen kongrede, Gagavuz Cumhurbaşkanı Mihail Formuzal açılış konuşmasını yaptı.
Formuzal, 160 bin kişilik nüfusları olduğunu; ABD ve Brezilya’da da az sayılmayacak sayıda Gagavuz Türk’ünün yaşadığını; küçük ülkelerin büyük ülkeler tarafından korunması sayesinde, dünyamıza çeşitlilik geleceğini söyledi. Formuzal’a göre, Sovyet rejimi sırasında halkının düşünmesi yasaklanmıştı. Onlara, “Seni Rusya’daki akil adamlar düşünür” demişlerdi. Sovyetler bölündükten sonra, her ülke ve halk kendi sorunlarını düşünmeye ve çözmeye mecbur kaldı. Cumhurbaşkanı’nın söyledikleri, Hasan Köni’nin aşağıda özetini bulacağınız “Yeni Dünya’nın nasıl şekilleneceği” konusunda da ipuçları veriyordu.
Hasan Köni
Kongrenin ana konuşmacısı Hasan Köni’nin konusu “Avrasya’daki İnsan Hakları Sorunları”
ABD Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Janet Yellen, ekonomideki sıkıntıların uzun sürmesinin tehlikelerine dikkat çekti. Gelecek yılın başında görevden ayrılması beklenen Başkan Ben Bernanke'nin yerine gelebilecek isimler arasında gösterilen Yellen, "Mevcut risk dengesi, daha güçlü bir toparlanma ve istihdamda daha hızlı artışı destekliyor" dedi.
* Euro bölgesinde perakende satışlar Ocak'ta yüzde 1,2 ile beklentilerin üzerinde artış kaydetti. Perakende satışlarda yıllık bazdaki daralma ise yüzde 2,9 olan beklentinin altında kalarak yüzde 1,3 olarak gerçekleşti.
* Euro bölgesinde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın geçen yılın dördüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,6 daraldığı teyit edildi. Daralma geçen yılın aynı dönemine göre de, yüzde 0,9 oldu.
* ABD'de açıklanan ADP Ulusal İstihdam Raporu'na göre, özel sektörde istihdam artışı Şubat 2013'de 198,000 ile beklentilerin üzerinde, yılın en yüksek seviyesinde gerçekleşti.
* ABD Merkez Bankası, tüketici harcamalarının arttığını ve konut pazarında toparlanmanın da sürdüğünü açıkladı. Fed tarafından hazırlanan Beige Book raporunda, "ekonomideki aktivitenin genel olarak mütevazi ile ılımlı arasında bir hızla arttığı"
Devlet Planlama Teşkilatı’nın 15 Mart 2013 tarihli son raporuna göre: n TÜİK verileri esas alındığında, 2012 yılının Aralık döneminde 2011 yılının aynı dönemine göre, işgücü arzı (sivil işgücü) 1.302 bin kişi artarken, işgücü talebi (sivil istihdam) 1.088 bin kişi arttı.
* Buna göre işsiz sayısı aynı dönem itibarıyla 214 bin kişi artmış oluyor.
* İşsizlik oranı da bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,3 puan artarak yüzde 10,1 olarak gerçekleşti.
* 2012 yılının Aralık döneminde mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranı, bir önceki döneme göre 0,1 puan artarak yüzde 9,6 seviyesine yükseldi.
* 2012 yılının Aralık döneminde tarım dışı işsizlik oranı, 2011 yılının aynı dönemine göre 0,4 puan artarak yüzde 12,4 oldu.
* Genç nüfusta işsizlik oranı ise, dikkat çeken bir şekilde, 1,7 puan artarak yüzde 19,8’e yükseldi.
* 2012 yılı Aralık döneminde mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre, istihdam edilenlerin sayısında bir önceki döneme göre 36 bin kişi azalma, işsiz sayısında ise 20 bin kişi artış söz konusu.