‘Merkez’in Ankara’da kalmasında yarar var

31 Mayıs 2010

Merkez Bankası İstanbul’a taşınacak. 72.6 milyon olan nüfusumuzun yüzde 18’ini oluşturan 13 milyon kişi, İstanbul’da yaşıyor. Eskiden beri İstanbul’a göçü önlemek istediğini söyleyen Tayyip Bey, devlet dairelerini yavaş yavaş İstanbul’a taşıyor. Amacın “İstanbul’u Finans Merkezi Yapmak” olduğu söyleniyor.
Oysa, bina dikmekle Finans Merkezi olunmaz. 2008 rakamları ile nüfusun sadece yüzde 32’si internet ile tanışmış; kullanan ise sadece nüfusun yüzde 25’i. “İnternet Bankacılığı”nı kullanan nüfusun oranı ise toplam internet kullanıcılarının yüzde 15’i ile sınırlı. Girmek için başvurduğumuz Avrupa Birliği (AB)’de bu oranlar, 27 AB ülkesinin ortalaması olarak bizim 2 katımızdan fazla. Finans Merkezi olabilmek için, bunları ve benzer sorunları kalıcı biçimde halletmek gerekiyor.
2007-2009 yılları ortalaması olarak düşünüldüğünde, ülkemiz ihracatının yüzde 55.2’si İstanbul’dan yapılıyor. Kullanılan kredilerin yüzde 35’i İstanbul’da veriliyor. Bankalara yatırılan paraların yüzde 42’si İstanbul’daki bankalara gidiyor. Ama, bu işlemler Türk Lirası’nın konvertibilitesinden sonra ticari bankalar tarafından gerçekleştiriyor. Merkez Bankası’na ticari bankaların yaptıkları ödemeler ise,

Yazının Devamı

Spor kulüplerinin hukuki durumları değişiyor

25 Mayıs 2010

Federasyonların önemli bölümünün sporu Anadolu’ya yayma konusunda etkili olamaması ve başta büyükler olmak üzere spor kulüplerinin bir çoğunun mali durumlarının bozuk olması nedeniyle, “Gençlik ve Spor Kulüpleri”ni yeniden düzenleyecek bir yasa tasarısı hazırlandı. Tasarı yasalaşırsa, Gençlik ve Spordan Sorumlu Bakanı ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, gençlik ve spor kulüpleri üzerinde her türlü kontrol yetkisini kazanacaklar. “Tasarı taslağı”, görüş bildirmek üzere spor kulüplerine dağıtıldı.
Tasarının olumlu tarafları çok olmakla birlikte, bazı konularda çok dikkat edilmesi gerekiyor:
- Çıkarılacak yasa, UEFA’nın prensiplerinin hepsine uygun olmalı.
- Özellikle, federasyonların özerkliğinin korunmasına dikkat edilmeli.
- Yasa Tasarısı’nın bazı maddeleri, eski durumdan yeni duruma geçişte sorun yaratacak gibi görünüyor.
- Halen “dernek” sayılan gençlik ve spor kulüpleri artık bu hukuki durumunu tam olarak koruyamıyor. Yalnızca, “Bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, Dernekler Kanunu uygulanır” hale geliyor.
- Kulüpleri artık, federasyonlara ek olarak, “Genel Müdürlük” de denetleyecek. Bağımsız denetim de zorunlu hale getiriliyor. Halka açık kulüplerde SPK ve İMKB

Yazının Devamı

İstikrarın bekçisi: Merkez Bankası

24 Mayıs 2010

Merkez Bankası, “Para Politikası Çıkış Stratejisi” uyarınca haftalık repo ihalelerine başladı. Bu ihalelerde uyguladığı faiz oranı % 7 ve gecelik(overnight) faiz oranının yarım puan üzerinde. Bu da normal.
İhaleler, piyasadan likidite çekilmesi amacıyla yapılıyor. İhaleler gerçekleştikten sonra, beklenmedik bir likidite sıkıntısı oluşması halinde, yine aynı faiz oranından(halen % 7) ters repo yapılmak suretiyle piyasa fonlanıp, likidite ihtiyacı sağlanabilecek.
Merkez bankaları, istikrarı sürdürmek için mümkünse, hem faizi hem de miktarı kontrol etmek isterler. Bizim Merkez Bankamız da bunu yapmak istiyor. Teorik olarak, hem faiz hem de miktar aynı anda kontrol edilemez gibi görünse de, bu prensip aynı faiz ve miktardan üst üste tekrarlanan birçok ihale olması halinde geçerli olur. Merkez bankaları, dövize müdahalede zorlansalar da kendi çıkardıkları paraya istedikleri biçimde müdahale edebilirler. Geçtiğimiz dönemlerde de Merkez Bankası, hem Türk Lirası hem de döviz müdahalelerinde zaman zaman, hem miktarı hem de faizi(ya da fiyatı) kontrol edebilmiş ya da etmek istemiştir.
Aslında yapılan, piyasaya verilecek miktarın belirlenmesi ve bu belirlenen miktarın, belirlenen faizle

Yazının Devamı

AB nasıl toparlanacak?

18 Mayıs 2010

Avrupa Birliği’nde (AB) baş gösteren borç krizini aşmak üzere Euro Bölgesi devletlerinden 440 milyar euro, acil yardım fonundan 60 milyar euro ve IMF’den 250 milyar euro yardım istenmesi, mevcut problemleri çözecek gibi görünmüyor. Yunanistan ve İtalya’da konsolide borçların milli gelire oranı yüzde 115’i aştı. Yani, bu ülkeler bir yıl boyunca ürettikleri tüm varlıklarını borç ödemede kullansalar bile mevcut borçlarını ödeyemiyorlar. Diğer AB ülkelerinin her birinin de milli gelire göre ortalama bunun yarısı oranında borcu var.
Şok paket, durumun sanılandan çok daha vahim olduğunu ortaya koydu. Yardım paketi, parlamentolarda kabul edilse bile paketin yeterli olup olmayacağı belli değil. Zaten, bu nedenle de euro’nun değeri düşüyor. Öte yandan, AB Merkez Bankası’nın (ECB) Amerikan Merkez Bankası(FED) ile yaptığı swap anlaşması, sadece günü kurtarmaya ve euro’nun dolar karşısındaki değerini korumaya yönelik. Çünkü, bir süre sonra ECB aldığı Dolarları verip, euro’sunu geri almak zorunda.
Bu durumda, euro kontrollü ve aşırıya kaçmayan bir değer kaybıyla karşılaşır.

Yunanistan’ın durumuYunanistan’ın mevcut döviz rezervlerinin iki katı kadar, 17 milyar euro’ya yaklaşan Hazine

Yazının Devamı

Bab-ı Âli

17 Mayıs 2010

Av. Osman Ataman’ın Yönetim Kurulu Başkanı olarak yürüttüğü “Bab-ı Âli Toplantıları”nın geçen hafta yapılan 97. toplantısına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Ömer Dinçer katıldı. Dinçer, önce bakanlığı ile ilgili çalışmalar hakkında bilgi verdi; sonra da son günlerin ilgi konusu ilaç sistemimiz ile ilgili düzenlemeleri anlattı.
Dinçer’in, işsizliğin azaltılması için ciddi ve başarılı çalışmalar yaptığını gördüm. Yılda, yaklaşık 200 bin kişiye mesleki eğitim verilmesi, meslek standartlarının belirlenmesi, denetimlerin şikâyet üzerine değil rutin biçimde yapılmaya başlanılması gibi önemli karar ve çalışmalar yapıldığı anlaşılıyor.
Öte yandan, tüm ödemelerin bankalardan geçme zorunluluğunun getirilmesi ve ihbar hattının oluşturulmasıyla, 271 bin kişi kayıt altına alındı. Hükümetin çalışmaları sonucu, kayıt dışı istihdamın oranı % 52’den % 42’ye gerilemiş. Ancak, hâlâ 22.3 milyon çalışandan sadece 14.15 milyonu kayıt altında istihdam ediliyor. Bakan’ın hesabına göre, çalışanların tümü kayıt altına alınmış olsa idi, Hazine’nin yılda yaklaşık 29 milyar TL ek kaynağı olabilecekti. Bakan’ın kayıt dışılıkla yaptığı mücadeleyi önemli bir gelişme olarak görüyorum.

Konu

Yazının Devamı

İsrail’in ekonomik mucizesi

11 Mayıs 2010

Bir Amerikalı, bir Rus, bir Çinli ve bir İsrailli Yahudi sohbet ederlerken yanlarına bir gazeteci yaklaşmış ve “Özür dilerim, kolayca et bulunamaması hakkındaki fikirlerinizi söyleyebilir misiniz?” demiş.
Amerikalı: “Bir şeyin bulunamaması ne demektir?” diye sormuş.
Rus: “Et nedir?” demiş.
Çinli: “Bir şey hakkında fikir söylemek ne anlama gelir?” demiş.
Yahudi: “Özür dilerim, ne demek? Tabii ki, fikrim var” diye cevaplamış.
* * *
İsrail’de yaşayan 7. 1 milyon insan, hiç doğal kaynağı olmayan bu ülkede, sadece 60 yıl içinde 3 trilyon dolarlık bir zenginlik yarattı. Üstelik İsrail, kuruluşundan beri sürekli bir savaş içinde. Jeopolitik konusunda uzman olan Dan Senor ve Saul Singer, “Start-up Nation” isimli kitaplarında İsrail’in bu ekonomik mucizesinin hikâyesini anlatmışlar.

Yazının Devamı

İbrahim Arıkan

10 Mayıs 2010

İbrahim Arıkan, MEF Eğitim Kurumları’nın kurucusu, ama şimdilerde bundan daha önemli bir oluşumun içinde. Bu harika oluşum, MEF Eğitim Kurumları ile Eğitim ve Bilimsel Araştırmaları Destekleme Vakfı’nın birlikte yürüttüğü “icatlar ve projeler yarışması.” Bu yıl 19’uncusu düzenlenen yarışmada 25 yabancı, 66 yerli proje sergilenmeye değer bulundu. Yarışmada yalnız Türkiye’den değil 20 ülkeden lise talebeleri icatlarını sunuyorlar.
Projeler arasında; genetik haritasını müzik notalarına çevirerek mutluluk müziği oluşturma, Mars’ta bitki yetiştirme, kendi kendini temizleyen binalar, atıkların kullanılarak depreme dayanıklı tuğla yapımı, hurda lastiklerin geri kazanımı, kurşunlu suların nar kabuğu ile temizlenmesi, papatyanın kanser tedavisinde kullanılması, kesintisiz enerji, akustik mikroskop, elektronik atıklardan bakır kazanımı, keçi boynuzundan faydalanılarak etlerin yenilebilir filmlerle kaplanması, ev yapımı roketler, çok az uyumanın insan vücudundaki etkileri, elektriğin kablosuz olarak iletilebilmesi gibi projeler var.
İbrahim Arıkan, uluslararası bilim dünyasında Türkiye patentli projelerin sayısını arttırmak amacıyla yola çıkmış. Bu yıl da önceki yıllarda olduğu gibi, Türk

Yazının Devamı

Avrupa Merkez Bankası neyin nesi?

4 Mayıs 2010

Avrupa Merkez Bankası-European Central Bank’ın (ECB) temel hedefleri, Merkez Bankamızınkilere çok benziyor. Temel hedef, fiyat istikrarının sağlanması. ECB’ye göre de fiyat istikrarı, enflasyon seviyesinin düşük tutulması (halen, hedef yüzde 2) anlamına geliyor. Yani, ECB de “Enflasyon Hedeflemesi” yapıyor.
-Halen, ECB’nin 30 Nisan 2010 itibariyle 551 milyar euro tutarında döviz rezervi var. Bu rezervin ABD doları cinsinden olan bölümü (yaklaşık 25.8 milyar euro karşılığı), Amerikan Merkez Bankası’nda (FED) tutuluyor. Ayrıca, 9.2 milyar euro karşılığı Japon Yeni rezervi var. Rezervin 498.6 milyar euro’luk bölümü (altın rezervleri dahil), üye ülke merkez bankalarında.
- Ortak para euro oluşturulurken, üye ülkeler paralarının birbirlerine karşı olan paritesi belirlendi. Pariteler esas alınarak, her ülkenin bastığı mevcut banknotlar karşılığı kadar euro ile ülke banknotları değiştirildi. ECB kurulurken, her ülke kendi parasının sistemdeki ağırlığı kadar sermaye koydu. ECB’nin yaptığı yıllık kârın yüzde 20’si bankanın rezervlerine ekleniyor; kalan miktar payları oranında ülkelere dağıtılıyor. ECB’nin sermayesi halen, en son katılımlarla 4 milyar 20 milyon euro civarında. Ayrıca,

Yazının Devamı