Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Merkez Bankası İstanbul’a taşınacak. 72.6 milyon olan nüfusumuzun yüzde 18’ini oluşturan 13 milyon kişi, İstanbul’da yaşıyor. Eskiden beri İstanbul’a göçü önlemek istediğini söyleyen Tayyip Bey, devlet dairelerini yavaş yavaş İstanbul’a taşıyor. Amacın “İstanbul’u Finans Merkezi Yapmak” olduğu söyleniyor.
Oysa, bina dikmekle Finans Merkezi olunmaz. 2008 rakamları ile nüfusun sadece yüzde 32’si internet ile tanışmış; kullanan ise sadece nüfusun yüzde 25’i. “İnternet Bankacılığı”nı kullanan nüfusun oranı ise toplam internet kullanıcılarının yüzde 15’i ile sınırlı. Girmek için başvurduğumuz Avrupa Birliği (AB)’de bu oranlar, 27 AB ülkesinin ortalaması olarak bizim 2 katımızdan fazla. Finans Merkezi olabilmek için, bunları ve benzer sorunları kalıcı biçimde halletmek gerekiyor.
2007-2009 yılları ortalaması olarak düşünüldüğünde, ülkemiz ihracatının yüzde 55.2’si İstanbul’dan yapılıyor. Kullanılan kredilerin yüzde 35’i İstanbul’da veriliyor. Bankalara yatırılan paraların yüzde 42’si İstanbul’daki bankalara gidiyor. Ama, bu işlemler Türk Lirası’nın konvertibilitesinden sonra ticari bankalar tarafından gerçekleştiriyor. Merkez Bankası’na ticari bankaların yaptıkları ödemeler ise, hesaben oluyor. Bankaların banknot ihtiyaçları ise zaten İstanbul’daki Merkez Bankası Şubesi tarafından karşılanıyor. Kısacası, ihtiyaç anlamında, Merkez Bankası’nın İstanbul’a gelmesi gereği yok. Hatta, ekonomi yönetimi ve koordinasyonu bakımından Ankara’da kalmasında fayda var. İşin içinde “inat” yoksa, doğrusu bu.
Öte yandan, ülkemizde yaratılan Gayri Safi Mili Hasıla’nın yüzde 27.6’sı (2006 verileri ile) İstanbul’da yaratılıyor. Bu rakam, İstanbul ile ilgili diğer verilere göre daha düşük oranda gerçekleşiyor. Merkez Bankası’nın, İzmir Vadeli İşlemler Borsası’nın v.s. İstanbul’a taşınması, İstanbul’u gereksiz yere kalabalıklaştırmaktan başka bir işe yaramayacak.

Merkez, Hazine’ye faiz verecek
Bu yenilik! de hiç bir fayda getirmiyor. Çünkü, Merkez Bankası zaten tüm kârını her yıl Maliye’ye devrediyor. Hazine’nin, Maliye’nin etrafından dolaşarak ilave kâr etme operasyonu, kamu kaynaklarının tek elden yönetimini zorlaştırır. Bırakın Hazine’yi, bazı devlet kurumları bile faiz alamadıkları için paralarını özel bankalarda tutuyorlar. Aslında, bunun önlenmesi ve tüm devlet paralarının Merkez Bankası’nda tutulması gerekir. Para tutmanın ötesinde, madeni paraları basma işinin bile Merkez Bankası’na verilmesi veya Merkez Bankası’nın izin verdiği ölçüde yapılması gerekiyor. Gireceğimiz AB uygulaması da böyle.
Tartışma burada bitmeyecek. Şimdi olmasa bile, daha sonra faiz oranı tartışması çıkacak. Merkez Bankası’nın faiz konusunda bankalarla yarışması istenecek. Belki de bir Hazine Müsteşarı, artık Hazine’nin paralarını özel bankalara yatırmaya başlayacak.
“Yurdum insanı” her zaman fotoğrafla görüntülenemiyor.