Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İbrahim Arıkan, MEF Eğitim Kurumları’nın kurucusu, ama şimdilerde bundan daha önemli bir oluşumun içinde. Bu harika oluşum, MEF Eğitim Kurumları ile Eğitim ve Bilimsel Araştırmaları Destekleme Vakfı’nın birlikte yürüttüğü “icatlar ve projeler yarışması.” Bu yıl 19’uncusu düzenlenen yarışmada 25 yabancı, 66 yerli proje sergilenmeye değer bulundu. Yarışmada yalnız Türkiye’den değil 20 ülkeden lise talebeleri icatlarını sunuyorlar.
Projeler arasında; genetik haritasını müzik notalarına çevirerek mutluluk müziği oluşturma, Mars’ta bitki yetiştirme, kendi kendini temizleyen binalar, atıkların kullanılarak depreme dayanıklı tuğla yapımı, hurda lastiklerin geri kazanımı, kurşunlu suların nar kabuğu ile temizlenmesi, papatyanın kanser tedavisinde kullanılması, kesintisiz enerji, akustik mikroskop, elektronik atıklardan bakır kazanımı, keçi boynuzundan faydalanılarak etlerin yenilebilir filmlerle kaplanması, ev yapımı roketler, çok az uyumanın insan vücudundaki etkileri, elektriğin kablosuz olarak iletilebilmesi gibi projeler var.
İbrahim Arıkan, uluslararası bilim dünyasında Türkiye patentli projelerin sayısını arttırmak amacıyla yola çıkmış. Bu yıl da önceki yıllarda olduğu gibi, Türk ve yabancı katılımcılara ödülleri sunuldu. Arıkan, bu çabanın felsefesini “Eğitimin nihai amacı, bireylerin gelecekte mutlu ve başarılı yaşam sürdürmelerini sağlamak; ayrıca insanlık için faydalı olan düşünce ve davranış bütünlüğünü kazandırmaktır” diye açıklıyor.
Çağdaş bilgi toplumunda, buluşların ve yeniliklerin, kalkınmada çok önemli rolleri var. Geçen yaz ABD’nin New Jersey eyaletinde bulunan Edison Müzesi’ni ziyaret etmiştim. Orada, gelişmiş ülkelerde nasıl “profesyonel mucit” yetiştiğini görme fırsatı elde ettim. Edison’un yalnız ampul değil, çimento dahil binden fazla icadı var. Ülkemizde de, “sorgulayan” bir nesil yetiştirerek, bilginin “neden” ve “niçin”ini araştıracak; mevcudun alternatiflerini düşünecek kişilere ihtiyaç var.

Ya yenilenirsin ya da yenilirsin
İbrahim Arıkan, yenilik konusuna o denli önem vermiş ki “Ya Yenilenirsin Ya da Yenilirsin” isimli bir kitap yazmış. Kitabında, hayal etmeden hiçbir şeyin gerçekleştirilemediğini anlatıyor. Hayallerin gerçekleştirilmesi için, önce bir fizibilite (business plan), bir yönetim şeması (organisation chart) ile sürdürülebilir kalite ve standartta ürün üretiminin planlanması gerekiyor.
Arıkan, hayat tecrübelerinden edinerek yazdığı kitabında, doğru karar elde edebilmek için doğru bilginin gerektiğini; iyi bir nakit akım tablosu ve gerçekçi bir bütçe yapılması zorunluluğunu vurguluyor. Üretim yaparken yaratıcılığı geliştirmek ve pazarlanabilir ürünler yaratmak çok önemli. Arıkan’ın başarılı işlerinden birisi olan Yurtiçi Kargo, işte bu anlayışla gerçekleştirildi. Liderlik onur ödülünün de sahibi olan Arıkan, kendisi gibi nice mucitler yetiştirmeye devam edecek.
İşletmeler de, ülkeler gibi ya yenilenirler ya da yenilirler. Büyük imparatorluklar bu nedenle yok olmadılar mı? Dünyayı etkileyen her olay, küreselleşmede olduğu gibi yeni oluşumlar getiriyor. Bakalım, bugünlerde karma ekonominin yerini almaya başlayan küresel ekonomiden sonra, ne gelecek?