Şirketler ve ülkeler karşılaştırılırsa

31 Temmuz 2012

Şirket gelirleri bazen ülke milli gelirlerini aşabiliyor. Bir karşılaştırma yapmak üzere, aşağıdaki verileri bir araya getirdim. Bu verilerle Türkiye’yi karşılaştırmak istersek, ülkemizin ne kadar büyük bir ekonomiye sahip olduğunu görebiliriz. Karşılaştırmaların yapıldığı aynı dönemde, ülkemizin Milli Gelir’i 526 milyar dolar idi. 2011’de ise, 772 milyar dolar oldu. Aşağıdaki ülkelerin bazılarının Milli Gelir’inin global kriz nedeniyle, oldukça düştüğü de unutulmamalı.

Şaşırtıcı global ekonomik veriler
Konu ülkelerle şirketleri karşılaştırmaya gelince, global ekonomi verileri de bize çok şey söylüyor. Gelişmekte olan ülkelerin dış borçları katlanarak büyüyor. Ülkemizi de bu gelişmeden dışlamak mümkün değil. Ekonomik krizlerin, banka ve şirket iflaslarının yükü, gerçekte az gelişmiş ülkelere bindiriliyor. İçinde bulunduğumuz küresel kriz de bu manzarayı fazla değiştirmeyecek.
Aşağıdaki tablo, her şeyi açıkça anlatıyor:

Gelişmekte olan ülkelerin (GOÜ) 1980’deki dış borçları: 618 milyar

Yazının Devamı

Küreselleşme yeni başlamadı

30 Temmuz 2012

Küreselleşme, kapitalizmin yeni bir evresi. Kapitalist sistem, kendisini bu yeni evreye uydurmak için yeniden yapılanıyor. ABD’de başlayıp, Avrupa’yı ve tüm dünyayı saran ekonomik kriz, hem şirketlerin hem de hükümetlerin bu yeni evreye uyumunu sağlayacak. Görüldüğü gibi, hem güçsüz şirketler ayıklanıyor hem de “oyunun kuralları”na uymakta zorlanan ülkeler yola getiriliyor.
Küresel ekonomik kriz sonrasında bizi yepyeni bir dünya bekliyor. Gelişmiş ülkelerde bulunan yaşam kolaylıkları, artık her ülkede(o ülkelerin tüm halkı için olmasa da) bulunacak. Kısacası, enerji, bankacılık, haberleşme, ulaşım ve turizm sektörleri uluslar arası ölçüde markalaşacak. İşgücünden, her türlü mala kadar üretime katkı yapan tüm unsurların borsası oluşup, fiyatı uluslar arası ölçekte belirlenecek.

Finans merkezleri değil global şehirler
Artık, finans merkezi olmak, önemini kaybetti. Şimdi, önemli olan New York, Londra, Tokyo, Şanghay gibi yalnız finansta değil, her konuda küreselleşmeye ayak uydurmuş bir “global şehir” olmak. Çünkü, haberleşme olanakları sayesinde, geniş ölçüde yatırım çekebilen her yer finans merkezi olarak kabul ediliyor; borsalara her yerden ulaşılabiliyor. Dünya

Yazının Devamı

Kutuplaşmış toplum

24 Temmuz 2012

Son zamanlarda düşünürlerin üzerinde durduğu en önemli gelişme, toplum içindeki bölünme ve kutuplaşmalar oldu. Nobel ödüllü iktisatçı Joseph. E. Stiglitz birkaç ay önce piyasaya çıkan The Price of Inequality-How Today’s Divided Society Endangers Our Future(Eşitsizliğin Faturası-Bugünün Bölünmüş Toplumu Geleceğimizi Nasıl Tehlikeye Atıyor) isimli son kitabında bu konuyu işliyor.

Son haftalarda en çok satan kitaplar listesindeki yerini koruyan ve dünkü yazımda sözünü ettiğim Gleen Beck’in Cowards(Korkaklar) kitabında da bu konu incelenmiş. Benzer bir tehlike ile karşılaşma olasılığı, bizim toplumumuzu da etkileyebilir. Bu nedenle, Beck’in tümü ABD ile ilgili olan görüşlerinden bir bölümünü aktarıyorum:

854.000 kişi takip edildi
11 Eylül terör saldırısının ardından çıkarılan “Patriot Act”, devlet yöneticilerine Anayasa’ya aykırı yetkiler verdi. 1942’de Başkan Roosewelt de benzer yetkiler almış ve 10 hafta içinde 110.000 yabancıyı “halkın güvenliği için” hapse atmış veya ülke dışına sürmüştü. “Patriot Act”den sonra da 1.300 kamu ve 2.000 özel şirketten 854.000 kişi takibata uğradı ve The National Security Agency(NSA), ülke dışındakilere ilaveten, ülke içindeki

Yazının Devamı

Korkaklar

23 Temmuz 2012

Glenn Beck’in bir ay önce piyasaya çıkan kitabı Korkaklar (Cowards), çıktığı günden beri en çok satan 10 kitap arasındaki yerini koruyor.

Kitap, ABD’nin çeşitli politikalarını eleştiriyor ve politikacılardan medya çalışanlarına kadar bir çok kişiyi korkaklıkla, doğruları söylememekle ve iktidarın yalakalığını yapmakla suçluyor.
Özgürlük, 20-30 yıl önce kişilerin haklarının devletler dahil büyük güçlere karşı korunması anlamına gelirken; şimdi artık, devletin kişi haklarını hiçe sayan uygulamaları “özgürlükleri kısıtlayan eylemler” olarak görülmüyor. Cato Enstitüsü’ne göre, ABD’nin “özgürlük endeksi” gittikçe düşüyor.

Bill Clinton ABD bütçe harcamalarını enflasyondan arındırılmış rakamlarla % 11 yükseltirken, ondan sonra gelen George Bush % 104 yükseltti. Bush, kendisinden önce gelen 7 başkana göre harcamaları en çok yükselten başkandı.

Yazının Devamı

Tarihteki en kötü buluşlar

17 Temmuz 2012


Faydalı ve pazarlanabilir buluşlar, tarih boyunca mucitlerine iyi para ve şöhret kazandırdı. Ancak, bazen insanları peşinden koştursa bile, başarılı olmayan buluşlar da var. Hatta, bu buluşlardan bazıları mucidinin hayatına mal oldu. Bazı buluşlar ise, çizim ve anlatımdan öteye gidemedi; teoride kaldı. Deneme sırasında başarılı bir sonuç elde edilemeyen ya da denemelerde başarılı olsa bile, ticari başarı sağlayamayan buluşlar da var.
Petrol ürünlerinin icadı, başarılı olmuş ve çok para kazandırmış buluşların başında gelse bile, otoriteler insanoğluna en zarar veren buluşun “petrol” olduğunda hemfikir. Öte yandan, kötü ellere geçen ve insanoğlunun zararına kullanılan buluşlar da var. Atom bombası, bunlardan sadece birisi.

Hayata mal olan buluşlar
Mucidinin hayatına mal olan buluşların başında, mucidinin kanat takarak, insan gücü ile uçurmaya çalıştığı icatlar geliyor. Bu icatların denenmesi sırasında onlarca mucit öldü. Leonardo da Vinci bile paraşüte benzeyen bir uçma aleti yapmış; fakat bu buluşu, çizimden öteye gidememişti. Fransız devrimi sırasında “giyotin”i icat eden Joseph-Ignace Guillotin, “giyotin” ile ölüme mahkum edildi ise de, bu kararı veren

Yazının Devamı

Satılık demokrasi

16 Temmuz 2012

Mother Jones dergisinin yaptırdığı araştırma, bir demokratik sistemde oyların yönlendirilmesi veya bazılarının yok edilmesinin mümkün olduğunu gösteriyor.

Oyların yönlendirilmesi, seçim kampanyalarında yapılan çok büyük harcamalar sayesinde mümkün olabiliyor. Tarih boyunca, en azından Amerikan seçim kampanyaları için toplanan paraların çoğu ‘kara para kaynaklı’ olarak nitelendirilemese de, ‘karanlık para’ (dark money) olarak isimlendiriliyor. Çünkü, Amerikan demokrasi tarihinde hemen hemen her seçim kampanyası sonrasında, kampanya sırasında yapılanların önlenmesi adına yeni yasalar çıkarıldı. Bizde ise, maalesef seçim harcamaları yeterince denetlenemiyor. Hele şimdiye kadar, iktidar partileri için her yol mubah oldu.


Karanlık para

Amerikan demokrasi tarihinde, seçim kampanyaları sırasında toplanan yardımları konu alan bazı ilginç olaylar şöyle:

Yazının Devamı

Kıyaslama ve öneriler

10 Temmuz 2012

Aristo, demiş ki:
* Tüm insanlar ölümlüdür.
* Sokrates de bir insandır.
* O halde, Sokrates de ölümlüdür.

Pisagor, demiş ki:
* Evrendeki her şey matematik kuralları ve oranlarla uyumludur. Sayılar biçimlerin hükümdarıdır.

Yazının Devamı

Artık faiz silahı da etkisiz

9 Temmuz 2012

Geçen hafta, Avrupa Merkez Bankası (ECB) hem bankaların kendisine mevduat yapması halinde ödeyeceği faizi % 0,25’ten % 0’a hem de bankaların kendisinden para çekmeleri halinde ödeyecekleri faizi % 1’den % 0,75’e indirdi. Bu karar, euro’ya dolar karşısında değer kaybettirdi. Amaçlanan, Euro Bölgesi’ndeki krizin hafifletilmesi ve ülke ekonomilerinde büyümenin yeniden sağlanması idi.


ECB’nin bu kararı sonrasında, başta Çin olmak üzere diğer Merkez Bankaları da hemen hemen aynı oranda faiz indirimine gittiler. Kısacası, ECB’nin faiz indirimi
ABD dışındaki diğer merkez bankalarının da benzer tedbir alması ile fazla işe yaramamış oldu.

Biz ne yapabiliriz?

Muhtemelen, Merkez Bankamız da Cari Dış Açık’ı küçültme politikası çerçevesinde, ya faizleri aynı ölçüde düşürecek ya da Açık Piyasa İşlemleri çerçevesindeki alım satım bandını daraltacak. Öte yandan, Merkez Bankamız faiz oranlarını değiştirmeyerek seçimler öncesi ekonominin büyümesi yönünde bir davranış da sergileyebilir.


Yazının Devamı