Mother Jones dergisinin yaptırdığı araştırma, bir demokratik sistemde oyların yönlendirilmesi veya bazılarının yok edilmesinin mümkün olduğunu gösteriyor.
Oyların yönlendirilmesi, seçim kampanyalarında yapılan çok büyük harcamalar sayesinde mümkün olabiliyor. Tarih boyunca, en azından Amerikan seçim kampanyaları için toplanan paraların çoğu ‘kara para kaynaklı’ olarak nitelendirilemese de, ‘karanlık para’ (dark money) olarak isimlendiriliyor. Çünkü, Amerikan demokrasi tarihinde hemen hemen her seçim kampanyası sonrasında, kampanya sırasında yapılanların önlenmesi adına yeni yasalar çıkarıldı. Bizde ise, maalesef seçim harcamaları yeterince denetlenemiyor. Hele şimdiye kadar, iktidar partileri için her yol mubah oldu.
Karanlık para
Amerikan demokrasi tarihinde, seçim kampanyaları sırasında toplanan yardımları konu alan bazı ilginç olaylar şöyle:
1904 seçim kampanyası sırasında, New York Life Insurance firmasının Cumhuriyetçilere gizlice bugünün parasıyla 1.2 milyon doları bulan para aktardığı anlaşıldı. Başkan Teddy Roosevelt’in bu para için sermayedarlar karşısında resmen diz çöktüğü anlatıldı. Bu olay sonrasında, ilk kez olarak, şirketlerin adaylara doğrudan yardım yapması yasaklandı.
Başkan Nixon 1972’deki seçim kampanyasında gizlice 20 milyon dolar almıştı. Bu paranın bir bölümü, Watergate skandalının örtbas edilmesi için harcandı. Nixon’ın seçim kampanyasını yöneten kurulun başkanı, “Büyükelçi olmak isteyen, kampanya için 250 bin dolar vermeli” demişti. Daha sonra, bu kişi (Herbert Kalmbach) yargılandı ve 6 ay hapse mahkum edildi. ABD Federal Seçim Komitesi, bu olaydan sonra oluşturuldu.
1996 seçim kampanyası sırasında, California Budist Mabedi yasalara aykırı biçimde, Başkan Yardımcısı Al Gore’un da katıldığı bir toplantı sonrasında Demokratlara 65 bin dolar vermişti. Başkan Clinton’un birlikte koşu yapmak, golf oynamak, kahve içmek ve hatta Lincoln odasında gece geçirmek karşılığında da para topladığı anlaşılınca, Demokrat Parti 3 milyon dolar civarında bir parayı geri ödemek durumunda kaldı. Bu nedenle, bir Endonezyalı işadamına da 8.6 milyon dolar ceza verildi. 2002‘de, McCain-Feingold yasası ile devletin denetleyemediği kuruluşlardan kampanyalara bağış toplanması yasaklandı.
Köpeğe bile oy kullandırmış
Olmaması gereken bazı oyların yaratılması veya kullanılan oyların bir bölümünün yok sayılması uygulamaları ile de demokrasi satın alınabiliyor.
Kullanılan oyların yok sayılması, genellikle bilgisayar kaçakları sayesinde gerçekleşiyor. 2006’da, Florida Sarasota’da kullanılan oyların yüzde 13’ünün bilgisayarlar tarafından kullanılmamış gösterildiği anlaşıldı. Princeton Üniversitesi’nde 2007’de yapılan bir araştırma, bilgisayar korsanlarının seçim bilgisayar yazılımlarına girebileceklerini gösterdi.
Oy kullanılması sırasında, kimlik kontrolünün bir örnek ve yeterli titizlikle yapılmadığı anlaşılıyor. 2008 yılında ABD’de kayıtlı seçmenlerin 2.2 milyonunun geçerli kimlik gösteremedikleri için oy kullanamadıkları belirlendi. ABD’de bile kadınların yüzde 48’inin doğum sertifikalarında, kullandıkları isimlerinin yer almadığı anlaşıldı. Teksas’ta ‘silah ruhsatları’ gösterilerek bile oy kullanılabiliyor. Öte yandan, 1997-2010 yılları arasında 7 oy çalınması olayı ile karşılaşıldı.
ABD’de olanları yazdım. Bizde olanları, varsa bile bilmiyorum.