Glenn Beck’in bir ay önce piyasaya çıkan kitabı Korkaklar (Cowards), çıktığı günden beri en çok satan 10 kitap arasındaki yerini koruyor.
Kitap, ABD’nin çeşitli politikalarını eleştiriyor ve politikacılardan medya çalışanlarına kadar bir çok kişiyi korkaklıkla, doğruları söylememekle ve iktidarın yalakalığını yapmakla suçluyor.
Özgürlük, 20-30 yıl önce kişilerin haklarının devletler dahil büyük güçlere karşı korunması anlamına gelirken; şimdi artık, devletin kişi haklarını hiçe sayan uygulamaları “özgürlükleri kısıtlayan eylemler” olarak görülmüyor. Cato Enstitüsü’ne göre, ABD’nin “özgürlük endeksi” gittikçe düşüyor.
Bill Clinton ABD bütçe harcamalarını enflasyondan arındırılmış rakamlarla % 11 yükseltirken, ondan sonra gelen George Bush % 104 yükseltti. Bush, kendisinden önce gelen 7 başkana göre harcamaları en çok yükselten başkandı.
151.7 milyon ABD vatandaşı (vergi mükelleflerinin ise % 49.5’i) hiç vergi ödemiyor. Bu rakamlar, 1984’te 34.8 milyon ve % 14.8 idi. Öte yandan, Heritage Enstitüsü’nün 2012 rakamlarına göre, 67.3 milyon ABD vatandaşı bir biçimde devletten yardım alıyor. Yani, ABD ekonomisi içten içe çürüyor.
Ekonomik terörizm
Tarih boyunca bilinen en eski savaş aracı, “para”dır. Napolyon, rakip devletleri zayıflatmak için Fransız mallarının sadece altın karşılığında satılmasını şart koşmuştu. Japonların Pearl Harbor’a yaptıkları saldırının temel nedeni, ABD’nin Japonya’ya koyduğu petrol ambargosu idi. Almanlar,
2. Dünya Savaşı’nda sahte İngiliz Sterlinleri basarak, İngiliz ekonomisini çökertmeyi amaçladı. Eisenhower, elindeki İngiliz bonolarını satacağı tehdidi ile, İngiliz askerlerinin Süveyş Kanalı’ndan çekilmesini sağladı.
OPEC, 1973’te ABD ve İsrail’e “petrol ambargosu” uyguladı. Reagan, Suudi Arabistan’a baskı kurup petrol fiyatlarını düşürerek, Sovyetler Birliği ekonomisinin çökmesini hedeflemişti. George Soros, İngiltere Merkez Bankası’nı güç duruma düşürmek için, mali piyasalara müdahale edip Sterlin sıkıntısı yaratmıştı. Kuzey Kore, sahte 100 Dolar’lık banknotları piyasaya sürerek, ABD ekonomisini yıpratmayı amaçladı. ABD’nin nükleer silah çalışmaları nedeniyle İran üzerinde yürüttüğü ambargo da bir “ekonomik savaş” anlamına geliyor.
Amerikan rüyası
Bir zamanlar ABD’deki refahı ifade eden “Amerikan Rüyası” terimi, şimdi artık sadece zenginler ve politikacılarla iyi ilişkileri bulunanlar için geçerli. “Amerikan Rüyası”; 1937’de kişilerin toprak sahibi olması, 1939’da herkesin iş bulabilmesi, 1949’da devlet karşısında kişisel hakların korunması, 1963’te zencilere eşit hakların tanınması, 1982’de her ailenin ev ve araba sahibi olması anlamında kullanılmıştı. Artık, zenginlerle fakirler arasındaki fark o denli büyüdü ki, “Amerikan Rüyası”ndan sadece seçimden seçime bahsedilebiliyor.
OECD rakamlarına göre, sahte yazılım korsanlığı ve fikir haklarının korunamaması konusunda Şili’den sonra Türkiye; Türkiye’den sonra da AB’nin komşusu olan Meksika geliyor. 2011 Kasım ayında, ABD ile Meksika arasında keşfedilen yaklaşık 600 metrelik bir kaçakçılık tünelinde, lüks elektrikli arabalar çalıştırıldığı ortaya çıkmıştı.
Demek ki, meşhur “Amerikan Rüyası” da artık “kâbus”a dönüşüyor.