Milli maç arası Galatasaray’a yaramadı. Fatih Terim, milli takımlarından sakat dönenlerle geç döndüklerinden dolayı yorgunluk yaşayan futbolcularından ötürü Bursaspor maçı öncesinde oldukça sıkıntılıydı. Nitekim bu problem maça da yansıdı ve sarı- kırmızılılar henüz 42.dakikada üç oyuncu değişikliği hakkını da doldurdular.
42 dakika içerisinde Serdar Aziz, Feghouli ve Fernando’yu sakatlıktan dolayı kenara almak zorunda kalan Terim’in hiçbir hamle şansı kalmadı. Öte yandan bu sakatlık şoku, sahadaki Galatasaraylı futbolcuları da moral bakımından olumsuz etkiledi.
İlk yarıda çok etkisiz kalan sarı- kırmızılılar açısından Ömer Bayram’ın 57.dakikada adeta boş kaleye gönderemediği top kırılma noktası oldu. Çünkü bu pozisyondan kısa bir süre sonra penaltı pozisyonu ve ardından da Bursaspor’un golü geldi.
Galatasaraylı futbolcular, bu golden sonra bir süre oyundan tamamen koptular. Bursaspor bu kısa bölümde çok kolay bir biçimde net pozisyonlara girdi. Değerlendirilemeyen bu net pozisyonlar da yeşil- beyazlılar açısından kırılma anı oldu.
Gelgelelim bu anda Galatasaray’da Belhanda ve Eren Derdiyok gibi bazı futbolcular inisiyatif aldılar. Bu durum sarı- kırmızılıları hücumsal
Fenerbahçe erimeye devam ediyor. Spartak Trnava karşısındaki sahte bahardan sonra çıkılan Medipol Başakşehir maçında hazan mevsimine geri dönüldü.
Oysa umutlar, baharın devamı ve hatta yaza dönmesiydi. Taraftarlar, tribünleri doldurarak bu konudaki inançlarını gösterdiler. Ama yine olmadı…
Fenerbahçe, Başakşehir karşısına farklı bir dizilişle çıktı. Çift santraforla sahada yer alan sarı- lacivertliler, her iki devreye de çok hızlı başladılar. Her ne kadar bu temponun devamlılığını sağlayamasalar da, sarı- lacivertli futbolcular çok önemli pozisyonlar yakaladılar. Ancak bunların hiçbirinden yararlanmadılar. Daha doğrusu Başakşehir kalecisi Mert Günok gole izin vermedi ve maçın adamı oldu.
Evet, Fenerbahçe geçmiş maçlara göre daha pozitif bir görüntü sergiledi. Ama bu pozitif izlenim veren görüntünün de kendi içerisinde açmazları vardı. Örneğin Jailson ve Reyes’li orta saha, rakip sahaya top taşıyamadı. Aslında, taşıyamayacakları da belliydi. Bu nedenle de Fenerbahçe’nin hücum planı, kapılan toplarla hızlı çıkmak ve uzun toplar üzerine kurulmuştu.
Jailson ve Reyes’li efektif olmayan bu orta sahada bütün hücum yükü Eljif’in üzerine bindi. O da takımının en iyi futbolcusu
Şampiyonlar Ligi’ndeki Porto maçında iyi oyuna rağmen alınan mağlubiyet sonrasındaki Antalyaspor karşılaşması, Galatasaray için hem moral hem de üç puan açısından büyük önem taşıyordu. Elbette deplasmanlardaki kötü gidişi sonlandırma isteği de için cabasıydı.
Buna rağmen Galatasaray ilk yarıda efektif bir oyun ortaya koyamadı. Gelgelelim Antalyaspor da iyi değildi. Bu nedenle özellikle ilk yarı, yavaş ve sıkıcı bir futbola sahne oldu.
Antalyaspor’un topu çoğu zaman Galatasaray’a bırakıp, rakibi ikinci bölgede karşıladığı mücadelenin ilk yarısının sonlarına doğru Cim Bom oyunda etkinlik kazanmaya başladı. Çünkü sarı- kırmızılılar kanatları daha aktif kullanmaya başladılar.
İkinci yarıya da iyi başlayan Galatasaray oldu. Ancak gol gelmeyince Fatih Terim müdahalelere başladı. İlk kanca Rodrigues’e atıldı. Rodrigues, Porto maçının ikinci yarısında kaçırdığı net pozisyonun neredeyse aynısını Antalyaspor maçının 58.dakikasında da benzer bir şekilde kaçırdı. Rodrigues’den beklediği verimi zaten alamayan Fatih Terim, bu pozisyonun hemen ardından genç futbolcuyu kenara alarak Feghouli’yi sahaya sürdü.
Fakat Fatih Terim’in asıl can alıcı müdahaleleri son bölümde geldi. Fatih
Galatasaray’ın Porto önünde aldığı 1-0’lık mağlubiyet karşısında insanın içinin yanmaması mümkün değil. Çünkü sarı- kırmızılıların oynadıkları futbolun hakkı mağlubiyet değildi. Ancak Galatasaraylı futbolcular, maç boyunca yakaladıkları altı net pozisyondan birini bile gole dönüştüremeyince yenilgi kaçınılmaz oldu.
Gerçekten de sarı- kırmızılılar maça çok iyi başladılar. Öyle ki Galatasaraylı futbolcular, Porto gibi bir deplasmanda sadece ilk yarıda dört net pozisyon buldular. Ancak ikisi Sinan Gümüş, biri Onyekuru, diğeri de Nagatomo ile girilen bu pozisyonlar gole dönüşemedi.
Galatasaray’ın ilk yarıdaki en büyük eksiği Rodrigues’in savunmasının zayıf kalmasından dolayı Jesus Corona’nın sol kanattan yaptığı bindirmelerdi. Gerçekten de Nagatomo, Jesus Corona karşısında çok zor anlar yaşadı.
İlk yarıda rakibine oyun anlamında üstünlük kuran ve net pozisyonlara giren Galatasaray, ikinci yarıya skor olarak da üstünlüğü yakalamak için çıktı. Ancak sarı- kırmızılılar bu devrenin başında, artık klasikleşen duran top gollerinden birini daha kalelerinde gördüler. Moussa Marega topa o kadar rahat vurdu ki, antrenmanda bile topa bu kadar rahat vuramaz.
Bu golden sonra oyunda
Öncelikle Çaykur Rizesporlu futbolcuları ve teknik direktörleri Okan Buruk’u kutlamak gerekiyor. Takımı daha birkaç gün önce devralan Okan Buruk, müthiş bir başarıya imza atarak kaldığı yerden devam etti ve yine bir büyük takımı yenilgiye uğrattı.
Gerçekten de taş gibi bir Rizespor izledik. Çaykur Rizesporlu futbolcuların tamamı mükemmel oynadılar. Birini öne çıkarsak öbürüne ayıp olur. En gerideki kaleci Gökhan’dan en ilerideki Vedat Muriqi’ye ve oyuna sonradan girenlere kadar hepsi oynadıkları futbolla adeta ders verdiler.
Fenerbahçe içinse olumlu anlamda söylenebilecek hiçbir şey yok. Maçın başında sarı- lacivertlilerdeki en iyi futbolcu yine Hasan Ali Kaldırım’dı. Hasan Ali, hücumda sol kanadı çok iyi kullandı. Ona biraz eşlik eden Aatıf ve diğer kanatta Ayew’di.
Gelgelelim sarı- lacivertliler, rakibi ortadan delmeye çalışmakta ısrar ettiler. Böyle olunca da her seferinde duvara çarpıp geri döndüler. Nitekim 29.dakikada Ayew’in direkte patlayan topu, Fenerbahçe’nin kanatları kullanırsa golü bulabileceğini net olarak gösterdi. Ancak bundan bir dakika sonra Çaykur Rizespor’un golü geldi.
Rizespor’un her golü, Fenerbahçeli futbolcuları biraz daha sahadan sildi. İkinci
Geçen hafta deplasmanda Akhisar’a farklı mağlup olan Galatasaray, ligde son sırada bulunan Erzurumspor karşısında kazanıp, Şampiyonlar Ligi’ndeki Porto maçı öncesi moral kazanmak istiyordu. Genel kanı da sarı- kırmızılıların, hafta içerisinde teknik direktörü ile yollarını ayıran Erzurumspor karşısında rahat ve farklı bir galibiyet alacağı yönündeydi. Gelgelelim işler sahada hiç de bu yönde gelişmedi.
Porto maçı nedeniyle nispeten rotasyonlu bir kadroyla sahaya çıkan sarı- kırmızılılar, maçın başlama düdüğüyle birlikte rakip kaleyi baskı altına aldılar. Erzurumsporlu oyuncuların yaptıkları pas hatalarının da etkisiyle rakip kalede birçok pozisyon bulan Galatasaraylı futbolcular, son vuruş beceriksizliklerinden dolayı bunların hiçbirinden yararlanamadılar. Galatasaray gibi bir takımda oynayan futbolcuların, son vuruşları bu kadar kötü yapmaları kabul edilebilir bir şey değil. Görünen o ki, Galatasaray forvetleri bu konuda ekstra çalışma yapmak zorundalar.
Dakikalar ilerledikçe gelmeyen golün sıkıntısının üzerine pas hataları da eklenince Galatasaray üretkenlikten düştü. Emre Akbaba’nın sakatlanıp çıkmak zorunda kalmasıysa sarı- kırmızılıların hücum gücüne büyük darbe vurdu.
Galatasaray, Salı akşamı Şampiyonlar Ligi’nde Lokomotiv Moskova karşısına yüksek bir konsantrasyonla çıktı. Nitekim sarı- kırmızılılar bunun neticesinde harika bir futbol ortaya koydular ve sahadan 3-0 gibi farklı bir skorla ayrılmayı başardılar.
Lakin Akhisarspor maçında görüldü ki, Galatasaraylı futbolcular Şampiyonlar Ligi’ndeki muhteşem zaferin ardından Akhisar karşılaşmasına konsantre olamamışlar. Bunun sonucunda da sarı- kırmızılılar, Akhisarspor karşısında kelimenin tam anlamıyla dağıldılar. Oyun anlamındaki bu dağılma skora da yansıdı ve ortaya 3-0’lık farklı bir sonuç çıktı.
Oysa ligde henüz galibiyeti bulunmayan Akhisarspor’un Galatasaray karşılaşmasını bir kurtuluş maçı olarak göreceği belliydi. Nitekim de öyle oldu. Yeşil- siyahlıların, hafta içerisinde UEFA Avrupa Ligi karşılaşması oynamalarına rağmen Galatasaray maçına çok iyi konsantre oldukları ve iyi hazırlandıkları görüldü. Oyun planlarına da sonuna kadar bağlı kalıp oyun disiplinini elden bırakmayan Akhisarsporlu futbolcular haklı bir galibiyet elde ettiler.
Galatasaray’da ise Fatih Terim, farklı kurgulanmış bir on biri sahaya sürdü. Bu kurguda santrafor mevkiinde Eren Derdiyok’un yerine Henry Onyekuru
Galatasaray, Lokomotiv Moskova karşısında aldığı 3-0’lık galibiyetle Şampiyonlar Ligi’ne muhteşem bir başlangıç yaptı.
Sarı- kırmızılılar, taraftarlarının da müthiş desteğiyle maça çok hızlı başladılar. Nitekim kısa bir süre sonra da Rodrigues’in güzel golü geldi.
Galatasaraylı futbolcular bu golden sonra oyun üstünlüklerini bir süre daha korudular. Ancak kısa süre sonra Lokomotiv Moskova oyuna ortak oldu. Özellikle Fernandes ile atağa çıkan konuk takım, Galatasaray kalesinde tehlikeler yarattı. Ancak Fatih Terim ikinci yarıda Ndiaye’yi geriye çekince hem Fernando rahatladı hem de Lokomotiv Moskova atakları kesildi. Ardından Eren Derdiyok ile gelen ikinci gol sarı- kırmızılıları rahatlattı. Selçuk İnan da 90+4’deki penaltı golüyle hem skoru belirledi hem de moral kazanmış oldu.
Galatasaray’da Belhanda dışında bütün futbolcular canla başla mücadele ettiler ve çok iyi bir maç çıkarttılar. Muslera, özellikle 1-0’lık bölümde yaptığı kritik kurtarışlarla skor üstünlüğünün sarı- kırmızılı takımda kalmasını sağladı. Stoperler, özellikle de Serdar Aziz çok önemli müdahaleler yaptı. Donk da, tam bir görev adamı olduğunu bir kez daha gösterdi. Linnes, böylesine bir maçta kendisine