Öncelikle Çaykur Rizesporlu futbolcuları ve teknik direktörleri Okan Buruk’u kutlamak gerekiyor. Takımı daha birkaç gün önce devralan Okan Buruk, müthiş bir başarıya imza atarak kaldığı yerden devam etti ve yine bir büyük takımı yenilgiye uğrattı.
Gerçekten de taş gibi bir Rizespor izledik. Çaykur Rizesporlu futbolcuların tamamı mükemmel oynadılar. Birini öne çıkarsak öbürüne ayıp olur. En gerideki kaleci Gökhan’dan en ilerideki Vedat Muriqi’ye ve oyuna sonradan girenlere kadar hepsi oynadıkları futbolla adeta ders verdiler.
Fenerbahçe içinse olumlu anlamda söylenebilecek hiçbir şey yok. Maçın başında sarı- lacivertlilerdeki en iyi futbolcu yine Hasan Ali Kaldırım’dı. Hasan Ali, hücumda sol kanadı çok iyi kullandı. Ona biraz eşlik eden Aatıf ve diğer kanatta Ayew’di.
Gelgelelim sarı- lacivertliler, rakibi ortadan delmeye çalışmakta ısrar ettiler. Böyle olunca da her seferinde duvara çarpıp geri döndüler. Nitekim 29.dakikada Ayew’in direkte patlayan topu, Fenerbahçe’nin kanatları kullanırsa golü bulabileceğini net olarak gösterdi. Ancak bundan bir dakika sonra Çaykur Rizespor’un golü geldi.
Rizespor’un her golü, Fenerbahçeli futbolcuları biraz daha sahadan sildi. İkinci yarıdaysa Cocu, farklı bir taktik denedi. Hollandalı teknik adam, Aatıf’ın yerine Michael Frey’i oyuna alarak santraforları çiftledi. Geride ise Reyes, Mehmet Topal ve Neustaedter’den oluşan üçlü bir savunma kurdu. Hasan Ali ve Şener’i ise öne, kanatlara çıkarttı. Gelgelelim, bu sistemde de kaleci dahil altı savunmacı vardı ve Fenerbahçe bu şekilde gol bulmaya çalıştı.
Her şeye rağmen Frey’in oyuna dahil olması maçın başında Fenerbahçe’ye biraz hareketlilik getirdi ve sarı- lacivertliler, rakip kaleye daha hızlı gidip şanslar bulmaya başladılar. Ancak bunlar skoru değiştirmeye yetmedi. Maçın son bölümünde Çaykur Rizesporlu futbolcuların yorulmalarının da etkisiyle bulunan pozisyonlarda da Rizespor kalecisi Gökhan gole izin vermedi.
Çaykur Rizespor karşılaşması, Avrupa kupalarındaki müsabakalar da dahil olmak üzere Fenerbahçe’nin onuncu maçıydı ve sarı- lacivertliler bu on maçlık periyottaki altıncı yenilgilerini aldılar. Dinamo Zagreb, Beşiktaş ve Çaykur Rizespor’dan oluşan son üç maçta ise kalelerinde yedi gol gördüler. Sadece Türkiye Süper Ligi’ni esas aldığımızdaysa sarı- lacivertliler yedi maçta on gol yediler, dört yenilgi aldılar ve yedi puanla on dördüncü sırada bulunuyorlar.
Bunlar istatistiki bilgiler. Peki ya oyun? Maalesef Fenerbahçe oyun anlamında da sınıfı geçemedi. Sarı Kanarya tüm hatlarıyla tel tel dökülüyor. Kısacası Fenerbahçe eriyor. Üzülerek belirtmeliyim ki sarı- lacivertlilerde kadro mühendisliği doğru yapılmadı. Bunun baş sorumlusu da transferleri yapan Comolli’dir. Cocu, onun ardından ikinci sırada gelir.
Fenerbahçe’nin ayağa kalkması için takımı ateşleyecek isim veya isimlere ihtiyaç var. Kısacası Fenerbahçe bu şekilde gidemez. Sarı- lacivertlilerde ne tür değişimlerin olacağını hep birlikte izleyeceğiz.