YAVAŞLAYIN GÖKÇEADA’DASINIZ

3 Mayıs 2014

Dünyanın ‘Cittaslow/Yavaş Şehir’ unvanına sahip tek adası olan Gökçeada, idealist bir bilimadamı sayesinde geleceğe yatırım yapan bir merkez haline geliyor

Şatafatlı dekorasyon, kafa kol ilişkisi, kısa sürede çok para kazanmak gibi kavramlarla yaşayan, klasik kalmak istemeyen restoranlar için gelecek korkusu yok. Ama Avrupa’daki restoranlar gibi birkaç yüzyıl varlığını sürdürmek isteyenlerin işi zor. Çünkü hammadde kaynakları azalıyor. Seyirci kalmaktansa bir şeyler yapmak lazım.
18 Mart Üniversitesi Gastronomi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rıdvan Yurtseven pek çok eseri olan, sözden çok icraata önem veren değerli bilimadamı.
Merhum Büyükelçi İnal Batu, Dışişleri Bakanlığı’nda Yunan Dairesi Başkanı’yken Gökçeada’ya yarı açık cezaevi yapma kararında imzası olduğuna hala daha çok üzüldüğünü söylemişti. Ada ivme kaybetmişken idealist bir bilimadamı geldi ve eşi Ebru Hanım ile birlikte kolları sıvadılar. Kendisine inanan öğretim üyelerini de yanına alarak belediye başkanı ve kaymakamın destekleriyle Gökçeada’ya büyük katkıda bulundular.

GELECEĞE YATIRIM YAPILIYOR
Bağcılık ve zeytinciliğin bir zamanlar çok yaygın olduğu Gökçeada’da yaşanan göçlerden sonra terk edilmiş

Yazının Devamı

LONDRA’DA YENi TRENDLER

26 Nisan 2014

Çok önemli bir ödül almak için ailece gittiğimiz Londra seyahatimizde, her zamanki gibi yeni lezzetlerin peşine düştüm. İşte o lezzet durakları...

6 AY ÖNCEDEN REZERVASYON

6 ay öncesinden rezervasyon yapılan Dabbous’a geçen yıl gidememiştim.
İnat edip, öğleden sonra tesadüfen yoldan geçerken uğramış; “3 kişi yemek yiyeceğiz” saflığına bürünmüştüm. Tam bize masa ayarlamaya karar vermişlerken, “6 ay sonrasına yer vereceksin” diye espri yapan arkadaşım yüzünden “Maalesef yerimiz yok” yanıtını almıştık.
Bu kez çok önceden rezervasyon yaptırdım.
Özgün dokunuşlar, kaliteli ama makul fiyatlar, yaratıcı mutfak

Yazının Devamı

ALAÇATI ÇITAYI YÜKSELTiYOR

19 Nisan 2014

Beşincisi düzenlenen Alaçatı Ot Festivali’ne her yıl geliyorum. Otlardan yemek yapan amatör aşçılar, benim de içinde olduğum jürinin önünde yarışıyor. Bu yıl ilk üçe giren yarışmacıların hepsi de kadındı

Bu yılki ilgi geçen yılı katlamıştı, çok kalabalıktı. Yüreğini Alaçatı’ya veren, çalışkan ve gerçek bir halk adamı olan Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç’ın, Çeşme belediye başkanlığını kazanmasının yarattığı sinerji hissediliyordu. Diplomat eşi, hayatını sosyal sorumluluk projelerine adayan Tülin Onaner’in uykusuz gecelerinin festivale yansıması gözleniyordu. Ömer Önal da tertip komitesinin canla başla çalışan neferiydi.

SİCİMOĞLU KONSERİ
Ot Festivali fikrini ilk kez Ayhan Sicimoğlu gündeme getirdi. Tülin Hanım’la sohbet ederken, “Kültürler nasıl kayboluyor? Girit’te niçin insanlar 110-115 yaşına kadar yaşayabiliyor? Topraklarımızdaki yabanlardan niye yararlanmıyoruz, ne yapmalıyız?” gibi düşüncelerin, tartışmaların sonunda Alaçatı Ot Festivali’nin temelleri atılmış oldu.
Her yıl jüri başkanı
olan Sicimoğlu, bu yıl müthiş bir konser verdi. Orkestrası ve Kübalı sanatçı Suami Ramirez’in müzikleri, meydanı dolduranları adeta

Yazının Devamı

OTLARIN BALIKLARLA BiRLiKTELiGi

12 Nisan 2014

Mevlana ve
Mesnevi, insanın doğaya olan bağını şöyle açıklıyor: “İnsan önce cansızlar ülkesinden gelmiştir; cansızlardan nebatlara düşmüştür. Yıllarca nebatlarda ömür
sürmüştür de cansızlardaki savaşını hatırına bile getirmemiştir. Nebattan canlılara dönüşünce de nebat olduğu zamanki hali hatırına bile gelmez. Yalnız yeşilliğe gönlü akar; hele bahar oldu da çiçekler açıldı mı?”
Evet bahar oldu, çiçekler açtı ve yine Alaçatı’dayız. Ot festivali her yıl daha güzel ve kapsamlı oluyor. Yarışma yarın yapılacak.
Değerlendirmeleri, gelişmeleri haftaya aktaracağım.
İnsanlık tarihinin çok önemli kısmı doğayı tanımakla geçti.
Yakın tarihe kadar sepet yapabilmek, güzelleşmek, ısınmak, yaşamımızı sürdürmek, iyileşmek, başımızı sokacak ev kurmak, kumaş dokuyabilmek için yararlandığımız bitkileri ne çabuk

Yazının Devamı

MEHTAPLI GECELERiN DOYULMAZ AVI KARAGÖZ BALIĞI

5 Nisan 2014

Çok kurnaz, önüne gelen her yemi beğenmeyen, çok mücadeleci balıktır karagöz. Ancak mehtaplı gecelerde kolay avlanır. Mehtap yakamozları yok edecek açıyı alıncaya kadar bekleyin, sonra da oltanızı atın

Kısa süreli mutluluk yaşamak isteyenlerin eline olta alıp koştuğu yer denizdir. Kimi umman, kimi derya, kimi su, kimi deniz der ona. Öylesine dinlendirir ki sizi, beyninizdeki tüm olumsuzlukları, sorunları alıp götürür.
İnsanoğlu asırlardır ona sahip olmak istemiş, ancak korumasını bilememiş, hunharca kirletmiş ve dengesini bozmuştur.
Büyük mavinin içindeki yaşamı tanıdıkça onun ne kadar çok ve çeşitli sahibi olduğunu görüyoruz. Kabuklulardan, planktonlara, kıkırdaklılardan, kemiklilere kadar on binlerce değişik türde canlılar bu kocaman mavinin içinde yaşamlarını sürdürüyorlar.

SİYAH HARELİ KARAGÖZ
Denizin sakin olduğu günlerde balığa çıktığımda çıplak gözle gözleri belirgin ve etrafı siyah hareli karagöz balığını büyük bir hayranlıkla izlerdim. Başına ve kuyruğuna doğru iki belirgin dikey şerit vardır karagöz balığının. Vücudunun diğer yerleri ise çok açık renklidir.

Yazının Devamı

BALIKLARIN ASiLi: KALKAN

29 Mart 2014

Şimdi kalkan zamanı... Karadeniz’in gerçek
zenginliği kalkan, her zaman statüsünü korumuş ve seçkin sofralarda yerini almıştır

Balıklar arasında da sosyal statü farkları vardır. Bu statü farklarını piyasa koşulları oluşturur. Kalkan ve levrek gibi balıklar anadan doğma asildir. Bu statü hiç bozulmamıştır. Çok bol bulunan balıklara ‘Çingene palamudu’ gibi isimler takılmıştır.
Çok çirkin bir yüze sahip olan fener balığı bu kuralı bozmuştur. Yetenekli, yaratıcı aşçıların özgün mutfak yaratma çabaları, bu balığa sınıf atlatmıştır. Bir de ismini aldığı takım, popüler bir taraftar kitlesine sahip olunca, havasından yanına varılmaz olmuş ve lüks lokantaların menüsüne girmiştir.
Kalkan balığı ise Karadeniz’in gerçek bir zenginliğidir ve zirvesindeki statüsünü her zaman korur.

YASSI BALIKLARIN LEZZETLİSİ

Yazının Devamı

SOMONLARIN UZUN YOLCULUĞU

22 Mart 2014

Hem tatlı hem tuzlu suda yaşayabilen somonlar, nehirde doğar, bir yıl sonra sürü halinde okyanusa ulaşır. Tuzlu suda olgunlaşan somonlar, bu kez ters akıntıya karşı yüzerek nehire ulaşmaya çalışır

Somon, göç eden canlıların içinde en çok ilgi çeken türlerden birisidir. Yüksek şelalelerden atlamak, ters yönde akıntıya karşı yüzmek, okyanusun tuzlu, nehirlerin tatlı sularında mücadele etmek gibi zorluklar, somonların göç yolculuğunda yaşadığı maceralardan sadece birkaçı.
Üreme dönemindeki dişi balıklar sığ bir akarsuya yumurtalarını bırakır. Yavrular, yumurtanın içinde bulunan hazır besleyici keselerle beslenir, birkaç hafta sonra akarsuda yiyecek arayacak hale gelir. Yaklaşık bir yıl boyunca bu akarsuda yaşarlar.
Daha sonra sürü halindeki somonlar, nehir yatağı boyunca hareket ederek Pasifik Okyanusu’na ulaşır. Hem tatlı, hem de tuzlu suda yaşama özelliğine sahiptirler, bu sayede okyanusa varır varmaz vücutlarında yapısal bir değişiklik yaşar ve tuzlu suda yaşayacak hale gelirler. Sonraki yıllar boyunca okyanusta dev mesafeleri kat edecek ve olgunlaşacaklardır.

DOĞAL PUSULALARI VAR
Yıllar önce denize ulaşmak için geçtikleri nehir yatağında şimdi ters yönde akıntıya

Yazının Devamı

DENiZiN AFRODiZYAKLARI

15 Mart 2014

Antik Yunan döneminde denizin köpüklerinden doğmuş Yunan Aşk Tanrıçası Afrodit’ten türeyen ‘afrodizyak’ kelimesi Romalılar’da cinsel gücü artırdığına inanılan yiyeceklere atfedilirdi

1- iSTiRiDYE KAZANOVAY’LA ANIMSANIR

İçerdiği bazı aminoasitlerin cinselliği sağlayan hormonları tetiklediği istiridye, sığ sulardaki kayalarda yaşayan çok leziz bir canlıdır.
Ona alışmak çok zordur ama vazgeçmek daha da zordur. Hem dişi hem erkek olabilen istiridyenin afrodizyak etkiye sahip olduğunu en iyi anlatan Kazanova’nın yaşam tarzıdır.
18. yüzyılın en ünlü çapkını Kazanova her sabah kahvaltısında 50 adet çiğ istiridye tüketirdi. Tarih boyunca hep rivayet olarak dillerden dile anlatılan istiridyenin cinsel gücü artırıcı etkisi geçen yıllarda Miami Barry Üniversitesi Kimya Profesörü George Fisher ve ekibi tarafınca yapılan uzun araştırmalar sonucu bilimsel olarak kanıtlandı.
Çinko açısından oldukça zengin olan istiridyenin afrodizyak kalitesinin en yüksek olduğu ay nisandır. Kalsiyum, fosfor, magnezyum, potasyum, sodyum, demir, bakır, çinko ile A, B, D, E vitaminleri barındıran istiridyeler mineral ve vitamin bombasıdır. Sığ sulardaki kayalarda bolca bulunur.
Tek bir

Yazının Devamı