1915 Çanakkale Boğaz Köprüsü’nün temelleri atıldıktan sonra şehrin çehresi daha da değişmeye başladı. Üniversite zaten canlanmaya yeterli olmuştu. Ama şimdi İstanbul’un alternatifi olmaya hazırlanıyor. Yıllardır stratejik bölge konumunu korumasıyla durağan kalan Şehitler Diyarı, kutsal topraklara sahip. Balıktan sebze-meyveye kadar özellikli ürünleri bulunan Çanakkale, dünya gastronomisinde de önemli bir yere sahip olacak ileriki yıllarda. Çünkü mutfağın ham maddelerinin en doğalı ve en lezzetlisi buradan üretiliyor.
Yalova Restoran
Eski Gümrük iskelesinin yanında bir zamanlar kepçeyle sürüler halinde dolaşan balıkları yakaladığım günleri dün gibi hatırlıyorum. Sabah erken saatte uyanarak, bir saatte iki kova lüfer yakalayıp komşulara dağıttığım günler mazide kaldı.
Gümrük iskelesinin yanında klasikleşen Yalova Restoran, deniz ürünlerinin kıymetini bilen ve hakkını veren bir yer. Çanakkale’ye gelip Yalova’ya uğramadan dönülmez. Vongoleden deniz kulağına kadar pek çok kabuklu deniz ürününü başarıyla işleyen, taptaze balıklarıyla da sizi hep mutlu gönderen restoranın şefi ve sahibi Ertuğrul Sürgit her zaman işinin başında.
Manzara müthiş, yosun kokusu ise burnunuzu okşuyor.
Mor Salkım Me
Ünlü yazar Jean-Claude Seconde, ‘Rajeunir jusqu’a 100 Ans’ isimli kitabını yazmadan önce Fas’ta bir sahil köyünde bir yıl yaşayıp 10 yıl gençleştiğini Fransız ulusal televizyon kanalında anlatmıştı.
Çok uzaklara gitmenize gerek yok, geçtiğimiz hafta Çanakkale pazarını gezerken
kilosu 10 TL’den sardalya ile kilosu
1 TL’den Kösedere domateslerini görünce Seconde’nin kulaklarını çınlattım. Üç yıldır gitmediğim Çanakkale’deki baş döndüren gelişmelerden çok mutlu oldum.
Gastronomi ölçüsü Kolin
Çanakkale’de en önemli sorun konaklamaydı. Her yıl atalarını ziyarete gelen Anzaklar’a konukseverlik yapacak yer çok sınırlıydı.
Kolin İnşaat,
Çok zor günler geçiren İstanbul’da geçtiğimiz hafta sonu sıcaklara rağmen canlılığın gözlenmesi beni oldukça mutlu etti. Eline oltasını alıp Boğaz’dan geçen istavrit sürülerinden nasibini alan keyifçi amatör balıkçılar, motor ve yat kiralayıp dolaşan turistler, İstanbul’un üzerindeki kara bulutların dağıldığına dair emarelerdi.
Dünyada içinden deniz geçen ender kentlerden biri olan İstanbul, önümüzdeki yıllarda hak ettiği turizm gelirine mutlaka sahip olacak.
Çırağan düğünleri
Boğaz’a en yakışan otellerden Çırağan’da yapılan düğünler masal gibi gerçekten. Geçtiğimiz hafta Doğan Ali Doğan ve Fatma Nur Uysal çiftinin düğünü manzaranın dışında, sade ama lezzetli mönü, nezih ortam, orkestra seçimi ve çiçeklerin uyumuyla beğeni kazandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hamburg’taki G-20 katılımı nedeniyle gelemeyip telgraf gönderdiği düğünde Sümeyye Erdoğan Bayraktar da nikah şahitliği yaptı.
Çanakkale’nin Biga İlçesi’nden tırnaklarıyla kazıyarak dünya markası Doğtaş’ı yaratan Doğan ailesinden Adnan-Zuhal Doğan çiftinin oğulları iş adamı Doğan Ali Doğan’ın dünyaevine girdiği gecede duygusal anlar yaşandı.
Soğuk başlangıç tabağında İskenderun karidesi, enginarlı somon füme terin ve somon
Başkent Ankara’nın İstanbul gibi 24 saat yaşayan canlılıkta olamasa da kendine özgü düzeni var. Farklı konseptlerdeki eğlence yaşamı gecenin bir saatinde son bulup, kendi sükûnetine dönüyor.
Haziran ayının son haftası ve temmuzun ilk günlerinde ayrı bir canlılık yaşanır Ankara’da. Mezuniyet törenleri, elçiliklerin milli günleri gibi aktiviteler siyasetten yorulan şehri biraz hareketlendirir. Geçtiğimiz hafta İngiltere, Japonya ve ABD’nin ulusal günleri kutlandı.
Japon Büyükelçisi’ne terfi
6 Temmuz günü Japonya Büyükelçiliği rezidansında kaldırımdan itibaren uzun bir kuyruk oluştu. Japonya’nın Ankara Büyükelçisi Hiroshi Oka, Savunma Ataşesi Deniz Albay Hiroyoshi Nakatsu ve eşleri kutlamaları kabul etti.
Büyükelçi Oka konuşmasında, Öz Savunma Kuvvetlerinin 63’üncü yıl kutlamasında ‘Samuray’ geleneğine dayanarak Japon halkını korumaya devam ettiğini belirtirken, TSK ile ilişkilerin istikrarlı bir şekilde devam ettiğine değindi. Büyükelçi Oka, her iki ülkenin deniz kuvvetlerinin Birleşik Görev Kuvveti 151’de Somali açıklarında güvenliği sağlamak için diğer ülkelerle iş birliğinin sürdüğünü, geçen ay görevi Türk amirale devrettiğini söyledi. Oka, 2016 nisan ayından beri Türkiye’de görev
2012 yılında restorana geldiği akşam kendisinden pozitif elektrik aldığım Avusturya Büyükelçisi Klaus Wölfer görev süresini tamamladı ve veda turlarına başladı.
Beş yıl boyunca Ankara’daki herkesin sempatisini kazanan Klaus, sanki içimizden biriymiş gibiydi. Denizi olmayan Avusturya’nın Büyükelçisi deniz ürünlerine çok ilgiliydi. Bulunduğu her ortama neşe katardı. Sürekli takıldığı arkadaş gruplarıyla saatlerce süren sohbetlerde enerjisi hep yüksek olurdu. Son derece mütevazı tavırlarıyla da dikkat çekerdi.
Avustralya’yı yakınlaştıran büyükelçi
Japonya, Singapur ve Malezya yolculukları 11-12 saat sürüyor, yol gözünüzü korkutuyor. Ya Avustralya, aktarmalı 7 saat daha ekleyin. Bu kadar uzak mesafedeki bir ülkeyi yakınlaştıran Büyükelçi James Larsen de önümüzdeki günlerde Türkiye’den ayrılıyor. Ülkesi ile Türkiye arasında dostluk köprüsü kuran, Anadolu’daki bazı sosyal projelerin hayata geçirilmesinde aktif rol oynayan, Anadolu’yu bizim kadar iyi tanıyan ve kendi ülkesini tanıtmak için de büyük çaba sarf eden Larsen, kibarlığı ve mütevazılığıyla Türkiye’de unutulmayacak izler bıraktı.
Dışişleri Bakanlığı Asya Pasifik Genel Müdürü Büyükelçi Ersin Erçin’in verdiği veda yemeğinde
Ramazan ayının son haftasında Bodrum ve bayramın ilk gününde Kapadokya’daydım.
Bodrum, insanda alışkanlık yapıyor. Turizmdeki yeri çok farklı. Antalya’da yazlığı olanlar bile sezonu geçirmeden Bodrum’a uğrama gayreti içine giriyor. Yıllar önce Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı söylemiş ve son noktayı koymuş sanki: “Merhaba! Yokuş başına geldiğinde Bodrum’u göreceksin, sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin. Senden öncekiler de hep böyleydiler, akıllarını hep Bodrum’da bırakıp gittiler…”
Klasikleşen İspanyol
Her yıl görkemli açılışlarla Bodrum’a gelen işletmelerin bazılarını bir yıl sonra göremiyorum. Bazılarını listeme yazıyorum, henüz ziyaret edemeden kapanıyor.
Barlar sokağındaki İspanyol lokantası La Pasion’u ise her gittiğimde kendini biraz daha geliştirmiş buluyorum.
10 yıldır tırnaklarıyla kazıyarak mekanını yaşatan Necmettin Kılıç, kış aylarında da işinin başından hiç ayrılmıyor. Otelden kalkıp deniz manzarası olmayan lokantaya insanları çeken sır, lezzetin mükemmel oluşu. Tapaslar, San Sebastian’dakileri aratmıyor. Şefi ve sahibi San Sebastian’da çalışmış, İspanyol mutfağını hazmetmiş. Kendi inovatif çalışmaları da var. Kızarmış ananaslı tarak gibi. Tavşan böreği,
Berlin’in dünyaca ünlü 110 yıllık alışveriş merkezi KaDeWe’de yok yok! Tabii beni en çok altıncı katı ilgilendiriyor. Kanada’nın kral yengecinden, ‘bouillabaisse’e (buyabez) kadar damak çatlatan lezzetleri burada bulabilirsiniz. Endonezya’nın ünlü KopiLuwak kahvesinden Panama’nın Esmeralda kahvesine; Malatya kayısısından Himalaya tuzuna, gurme dünyasından aklınıza ne geliyorsa var. Antika pazarını da yağmurlu olmayan bir günde yakalarsanız sizden şanslısı yok.
Mola klasikleşti
KaDeWe’nin yanında nefes alabileceğiniz devasa bir meydan var. Otel inşaatı nihayet bitti, Mercury Otel açılış yaptı ve Türk girişimci Tamer Akkılıç da yıllardır sürdürdüğü başarılı mekanlarını yeniledi. Eşi Serap, kızı Suna iş başında. Tam bir aile işletmesi. Arjantin steak’ten dondurma dükkanına, İtalyan restorandan kafeye kadar hepsini bir orkestra şefi gibi başarı ile yönetiyor Tamer Akkılıç. Almanların ve yabancıların gözdesi. Mola, İtalyan tarzı bir restoran ve damak tadımıza çok uygun. İster pizza, ister makarna deneyin, Mola’da bir mola verin.
Antica Roma
Tamer’in can dostlarından İlkay Erçelik de hemen karşıda bir İtalyan lokantası işletiyor. Çarşı uzadıkça nasip artar derler ya. Bu meydanda herkes iş
Nedense Berlin’i kendi ülkemin bir şehri gibi seviyorum. Bir kenti sevdiren ya bir kadındır, ya doğası, ya da özellikli bir ürünü veya müzeleri olabilir.
AVM’lerde Türkçe karakterli talimatlar, market raflarında Yurdumun ürünleri, Türk girişimcilerin Almanlar tarafından ilgi gören işletmeleri; Almanların sıcak ilgisi sanıyorum çok etkili oluyor sevgimin artmasında.
Huzurlu şehir
Geçtiğimiz aralık ayında Noelpazarına kamyonla dalıp, masum insanları öldüren terörist huzuru bozamadı Berlin’de. Kilisenin önüne koydukları çiçeklerle lanetliyorlar terörü ve kaybettikleri vatandaşlarını her gün anıyorlar.
Saatlerce parklarda yürüyüş yapıp, hayvanat bahçesini dolaşın, müzeleri ziyaret edin, biraz bahçelerini, organik pazarlarını ve çikolata fabrikalarını gezin. Bir de sabahtan nehir turuna çıkıp kafayı boşaltın. Doğu Almanya ile birleştikten sonra Avrupa’nın yükselen yıldızı oldu. Çok turist çekiyor.
Dönüşte tax free alırken bile farklı bir yer olduğunu hissettiriyor. Vergi iadesini sizi üzmeden, valizinize bakmadan yapıp, ellerinden gelen kolaylığı gösteriyorlar. Saydıkça artıyor Berlin’i sevmemin nedenleri.
Tim Raue’yu deneyin
Tim Raue, Almanya’nın ünlü bir şefi. Restoranı bu yıl dünya 48’inci