Vurdu mu oturtuyor...

1 Kasım 2021

Rakip takımın hocası olsam, karşımda Kerem Aktürkoğlu, Halil Dervişoğlu, Barış Alper gibi “uçurtmaları“ gördüğümde tedirgin olurum, huzurum kaçar… Adamların ele avuca sığması mümkün değil… Alan markajı yapsan çaresiz, adam markajı yapsan, hızlarına- kıvraklıklarına karşı koyma şansın yok…
Erol Hoca bu “uçurtmalara“ karşı çareyi savunmaya üçlü stoper çekip (Coulker, Ertuğrul, Djilobodji) bir geri beşli duvarı kurmakta buldu… Başarılı da oldu… Galatasaray, rakip savunmada iğne deliği bile bulamadı…
Galatasaray, Süper Lig’in üstünde bir hızla oynamasına ve çok hareketli olmasına rağmen, kaleci Günay’ı yere bile yatıramadı… Bir Halil, bir Kerem şutu “karavana“ yazdıktan sonra, Morutan’ın kepçe gibi sol ayağı ilk yarı sonucunu ilan etti…
Şunu da söyleyelim; Kerem, Halil ve Barış Alper, normal çizgilerinin çok gerisinde kaldılar… Morutan, muhteşem gole kadar zaten ortada yoktu… Ama adam boşa kürek çekeceğine; vurdu

Yazının Devamı

Gençlik değil tecrübe

26 Ekim 2021

Baskılı oyna... Rakibini bunalt... Savunmasından çıkartma... Atak üstüne atak yap... Golü bulamıyorsan hepsi yalan rüzgârı... Kazanacaksan golü atacaksın. Beşiktaş, ustaların karışımı ile müthiş başlangıç yaptı. Galatasaray gençlerinin dinamizmi ile ayakta kalmaya çalıştı.
Beşiktaş özellikle ilk çeyrekte Galatasaray ceza alanı içinde adeta dans etti. Ama kenarlardan gelen, savunmanın arkasına atılan her topa bir adım uzak kaldılar. Bu görüntü ile avını kapmak için dalış yapan, ama kapamadan havalanmak zorunda kalan Kartal gibiydiler.
Galatasaray bu fırtınayı atlattıktan sonra, özllikle Kerem‘in öldürücü deparları ile Beşiktaş ceza alanı çevresinde görünmeye başladı. Nitekim gene Kerem’in asistinde Cicaldau’nun yerden şutu, dışa doğru falso alıp Beşiktaş ağlarına yapıştı.
Bu golde dikkatimi çekti... Cicaldau’nun şutu, tam Vida’nın üstüne geliyordu. Vida toptan kaçmasa top muhtemelen kendisine çarpıp dönecekti. Vida çok kıvrak bir hareketle toptan kaçınca, o top

Yazının Devamı

Başkan’ın megafonu

25 Ekim 2021

Başkan Ali Koç’un “megafon“u garibimize gitmiş olsa bile bayağı işe yaramış gibi göründü... En azından başlangıçta... Tribünleri, hafta arası kötü sayılabilecek bir sonuca rağmen ilk defa bu kadar kalabalık gördük… Coşkulu, istekli, susmayan, durmayan, takımına hep destek, tam destek veren bir seyirci… Maçın son dakikasına kadar destek atan, maç bittikten sonra tepkisini “yönetim istifa“ diye haykıran bilinçli, katıksız bir seyirci...
Başkan‘ın “megafon“u sahaya da iyi yansımıştı… Fenerbahçe belki de bu sezonun en iyi başlangıcını yaptı… Alanya bu ligin gömülü oynayan bir takımı değil… Hücumu seven bir takım… Alanyaspor‘u hücum için bağlasanız durmaz…
Fenerbahçe, hücumu bu kadar seven Alanya‘ya özellikle neredeyse ilk yarıda ceza alanına girme şansı bile vermedi, yarım pozisyon bile tanımadı… Merak ettiğimiz kaleci Berke‘yi sadece bir defa öne, yanlış bir çıkışında gördük…
Fenerbahçe

Yazının Devamı

Çanakkale geçilmez!

18 Ekim 2021

Galatasaray maça çıkarken, şampiyonluk yarışındaki en büyük rakiplerinden Beşiktaş üç puan kaybetmişti. Bir sonraki maçta diğer iki güçlü şampiyon adayı rakipleri Trabzonspor ile Fenerbahçe’den biri ya da ikisi birden kaybedecekti.
Günün değil, sezonun en önemli fırsat haftalarından biriydi bu… Galatasaray fikstür gereği ayağına gelen, rakiplerinin kayıpları ile daha da büyüyen ve adeta bir “ganimete” dönüşen bu fırsatı kaçırmadı.
Konyaspor daha maçın başında “Galatasaray bu fırsatı kaçırmasın” diye ekstra bir fırsat tanıdı. Top tıngır-mıngır Konya kalesine gelirken kaleci Sehiç çıkıp almadı. Topa yüzde yüz hâkim olan Skubiç uzaklaştırmayı düşünmedi. Eee böyle nazlı-niyazlı oynarsan, eloğlu seni bekler mi; Mustafa Muhammed geldi, baskıyı yaptı, golü attı.
Hakeme faul diye isyan edeceğinize, “Nedir bu rezaletiniz” diye takımın en tecrübeli iki adamı kaleci Sehic ile Sukubic’e isyan edin. Zatan gol yiyen, maçı kaybeden, “otomatik

Yazının Devamı

Bana bir masal anlat...

9 Ekim 2021

Alman malıysa, “Made in Germany” markasını taşıyorsa, kim olursa olsun, ne olursa olsun “peşin” bir kredisi oluyor. Stefan Kuntz da hem bu markayı taşıması, hem ilk maçı olması nedeniyle “hoşgörülü” bir başlangıç yaptı. Ama ilk maçında su kaynatıp motor yaktı.
Aslında kendi sahamızda 3-1’den 3-3’e yakalandığımız Letonya maçı ve 2-0 öne geçip 2-2 berabere kaldığımız Karaağ karşılaşması Türkiye’yi Katar yolundan çoktan çıkartmıştı. Belki Alman markası bizi yarışa yeniden sokar diye düşünmüştük, olmadı.
Bizim adımıza garip bir maçtı... Kötü müydük, eh işte... İyi miydik, eh işte... Baskı yedik mi, ilk yarıda evet... Baskı kurduk mu, ikinci yarıda evet... Ama bütün bunları üstüste koy, böl, parçala, çarp ne yaparsan yap, Türkiye adına bir Kerem golü ve kaçan bir Kerem fırsatı dışında elde kalan, akılda kalan en ufak birşey olmadı.
- Kuntz akıllı bir anlayışla, geri dörtlünü önüne iki “keskin bıçak” Berat ile

Yazının Devamı

Anlatılmaz, yaşanır...

3 Ekim 2021

İşimiz futbol yazmaksa, futbolun keyfine bakmaksa, “muhteşem-olağanüstü-mükemmel-fantastik” golle, bir antika gibi görüntüsü müzeye kaldırılacak Güven Yalçın golüyle başlamak lazım...
Rosier’in asistinde, hemen önünde Batshuayi görüş alanını daraltmasına rağmen Güven Yalçın topa öyle bir kalktı, öyle bir yarım röveşata attı ki, ağlara yapışan top, bu sezonun en güzel golü olarak tarihe geçebilir.
Önümüzde daha çok uzun haftalar var, buna rağmen böyle göz kamaştıran bir başka golü izleyeceğimizi sanmıyorum. Süper Lig’e Messi‘yi, Ronaldo‘yu, M’Bappe‘yi getirecek halimiz yok ya... Gelseler de böyle bir gol atabilirler mi, o da tartışılır. Güven Yalçın golü, futbolun tarifeleriyle, terimleriyle anlatılamaz, ancak yaşanır...
Rıza Çalımbay takımlarının çok temel iki özelliği var. Birincisi maç biter, fizik olarak Rıza Çalımbay takımları bitmez. İkincisi; Sivas takımı teslim olmaz, savaşarak kaybeder.
Üstelik bu Sivas

Yazının Devamı

Yarına sağlam adımlar...

1 Ekim 2021

Fatih Terim maçtan bir gün önce yaptığı basın toplantısında, “Bu gençler, bu takım beni heyecanlandırıyor” demişti. Öyle sanırım ki, özellikle başlangıç bölümündeki Galatasaray, Fatih Hoca’yı sadece heyecanlandırmadı, müthiş bir gurur da yaşattı. Hepimize yaşattığı gibi...
Fenerbahçe’nin çok ağır travmasının ardından, gecenin ikinci maçında mükemmel bir Galatasaray başlangıcı izledik. Sakatlıktan dönen Sacha Boey, sağ kanadı trafiğe kapattı. Daha doğrusu sadece kendi gidiş ve gelişleri için tek yöne çevirdi. Marcao, Nelsson’un yanına geçince merkeze kilit vurdu.
Savunmanın önündeki Taylan ile Berkan, altenatifsiz en iyi ikiliydi. Önlerinde Kerem’in, Halil’in, Cicaldau’nun çok hızlı geçiş oyunlarına tanıklık ettik. Sadece ön kenarda Morutan, ayaklarına ve futbol aklına çok güvenmekten olacak, aldığı her topla kalabalıklara daldı ve çoğunu kaybetti.
Marsilya’ya gerçek anlamda top göstermedik. Bir penaltı atışı için topun başına

Yazının Devamı

Kötü gün dostları

27 Eylül 2021

Galatasaray ile Göztepe bu ligin sarı-kırmızılı iki takımı... Haftalar süren uzun kriz dönemlerinden geçerek bu maça çıktılar. Maç başladığında, “Madem renkdaşız, kötü gün dostluğu yapalım” dediler.
Allah’ı var, ev sahibi olarak ilk kötü gün dostluğunu Galatasaray yaptı. İlk yarı biterken, Göztepe‘ye bir gol ikram etti. Luyindama‘nın kaptırdığı topla başlayan, savunmanın ofsaytı bozması ile devam eden ve Muslera‘nın yetişemeyeceğini bilmesine rağmen ceza alanı dışına çıkmasıyla ikram edilen bir gol...
İşin ilginci; Bu golde ceza alanı dışında bulunan Muslera, topun ağlara gidişini önlese, ceza alanı dışında elle müdahele ettiği için kırmızı kart görecek. Gol geldi, Muslera atılmaktan kurtuldu, ama Galatasaray tam da devreye girerken, yenik duruma düştü. Hani demişler ya, “Kırk katır mı, kırk satır mı” diye... Tam da bu olmalı...
Göztepe, renkdaşının ikramına ikinci yarının başında karşılık verdi. Kaleci İrfan Can ilk yarıda müthiş bir ikram yapmış ama Galatasaray bu fırsatı elinin tersiyle itmişti. Bu defa

Yazının Devamı