Forza Galatasaray...

10 Aralık 2021

Önce insan, önce sağlık… Maç öncesi geçirdiği rahatsızlık nedeniyle Fatih Hoca’ya “geçmiş olsun”, sonra da; yenilmeden güçlü bir gruptan lider olarak çıkan Galatasaray’a “helal olsun” diyorum…
Lazio’lu, Marsilya’lı grubu gördüğümüzde, kabul edelim ki, çoğu insan, hatta çoğu Galatasaraylı “grup ikinciliğinin” kötü olmayacağını düşünüyordu… Galatasaray bu gruptan yenilgi almadan, sadece üç gol yiyerek birinci çıktı…
Galatasaray son maçta Lazio’ya pozisyon bile vermeden doksan dakikayı bitirdi… Baskı yemedi, çünkü orta alanı ve özellikle savunmanın önünü Berkan ile Taylan çok iyi kapattı...
Galatasaray rakibi arkaya kaçırmadı… Çünkü iki bek arkalarında geniş alan bırakmadı, Marcao her birebir pozisyonda rakibin önünde duvar oldu… Öyle ki, kaleci Muslera bir Avrupa kapışmasında belki de en rahat maçını oynadı…
Kerem, özellikle ikinci

Yazının Devamı

Elmas gibi sözler

5 Aralık 2021

Galatasaray; geride bıraktığımız hafta Başakşehir maçında ayakta duramayan, şut atamayan, pozisyon bulamayan, sakatlarının bolluğundan takım kuramayan Altay karşısında, haklı olarak üç golcü ile maça başladı. Önde Mustafa Muhammed, kenarda Kerem, Mustafa’nın arkasında Halil... Nasıl olsa karşısında “dişine göre” bir rakip vardı.
Ama “Evdeki hesap çarşıya uymadı.” Maç başladı, sert bir yumruk yemiş boksör gibi, ayağımız yerden kesildi, adeta nakavt olduk. Altay oyuna bir başladı, sanki Başakşehir maçının o “eli ayağı kesilmiş” takımı gitmiş, yerini Altay’dan gelen yiğit almıştı. Gördüklerimize inanamadık.
Altay, rakibi kendi sahasında beklemek yerine “baskın basanındır” örneği çok hızlı ataklarla Galatasaray kalesine yüklendi. Kappel, Pinares ve Rodriguez etkili oyunlarıyla, becerileriyle geçen haftayı tekzip etmeye başladılar.
Altay hızlı oyunu ve sıkça kullandığı kornerlerle Galatasaray savunmasının başını ağrıtırken, Pinares’le öne geçti. Pinares’in, önünü açışı, topu

Yazının Devamı

Sabotaj gibi

30 Kasım 2021

Vitor Pereira, perşembe yorgunluğunu düşünerek, radikal değil, makul sayılabilecek bir rotasyonla sahaya çıktı. Maç öncesi söylediği gibi Crespo ve Meyer gibi iki “dinlenmiş” oyuncu ile başladı. Ancak Meyer ile Crespo; oyun kuran değil, rakibi bozan futbolcular...
Oysa Fenerbahçe’nin oyun kurmaya, o oyunu rakip alana yıkmaya ihtiyacı var. Oyunu kuracak, maçı rakip ceza alanına yıkacak iki futbolcu var; Biri Mesut Özil, diğeri İrfan Can...
Mesut Özil, tartışmasız kariyerini merkez orta sahada yapmasına rağmen, Fenerbahçe’de ısrarla kenarda oynatılınca, o sınırsız yetenekleri kepenk indiriyor, sıradan bir oyuncuya dönüyor. Kala kala, elde bir İrfan Can kalıyor. O da, tek başına kime yetişsin. Hele İrfan’ın bitime 15 dakika kala çıkarılması; resmen çılgınlık... İş yapacak tek adamın var, onu da oyundan alıyorsun. Sabotaj gibi...
Bütün bunları üst üste koyunca, Fenerbahçe ilk yarıyı yarım pozisyon bulamadan kapattı. Göztepe özellikle Jahoviç’le savunma arkasına çok sarktı. Hatta çok önemli

Yazının Devamı

Dürbünle bakarsın

29 Kasım 2021

Galatasaray’da perşembe akşamı Marsilya karşısında “peri masalı” yazan oyuncular, Malatya karşısında kenarda oturup, “taze kuvvetler” oyuna başlayınca, Galatasaray’ın özellikle son haftalarda alışılan hızlı, tempolu, sprintli, akışkan oyunu “sağlıklı yürüyüş” temposuna döndü. Bu kadar taze kuvvete rağmen...
Maçın her dakikası, Kerem’i, Halil’i oyuna çağırdı. Sonra da Cicaldau’yu... Galatasaray on birini değiştirdi diye, oyun şeklini neden bu kadar değiştirdi, neden bu kadar frene basıp hızını kesti, anlamadım...
Üstelik Galatasaray’ın karşısında belki de son yılların en ürkek, en çaresiz Malatyaspor’u vardı. Malatya’da sol kenarda Munir Choular iyi şeyler yaptı, kendisine tek arkadaşı katılamadı. Hepsi o kadar... Malatya‘yı aldığı tek puan kandımasın. Kötüler ve yarım pozisyon bile bulamadan, savunmaları ve kaleci Ertaç’la tek puanı aldılar.
Öyle bir ilk yarı oynandı ki, Malatya durdu, Galatasaray yürüdü. Hani geçmiş yıllarda çocuklar uyusun diye tam da maç saatlerinde

Yazının Devamı

Atamazsan atarlar

22 Kasım 2021

Çok uzun yıllar sonra bir Galatasaray-Fenerbahçe maçının, “Aman gol yemeyelim” diye değil, “Aman gol atalım“ diye başladığını gördüm. Öyle olmasa, ilk yarıda gelen karşılıklı birer golde, iki savunma da ikişer adamla yakalanır mıydı?
Hadi, Fenerbahçe’nin yediği golde, ağır savunması, Türkiye’nin en çabuk adamı Kerem Aktürkoğlu’nu yakalayamadı. Ancak Fenerbahçe golünde Mesut Özil gibi ağır bir oyuncu, topu 50 metre sürmesine rağmen Galatasaray savunması yetişip müdahale edemedi.
Goller dediysek, Fenerbahçe golünden önce İrfan Can’ın Kerem’den müthiş sıyrılışı ve Mesut’a olağanüstü asisti, Türkiye’deki futbol standartlarının üstündeydi.
İlk yarıda Fenerbahçe’nin oyunda daha üstün, daha istekli, daha diri olduğunu söylemeliyiz. Ancak goller dışında iki net pozisyonu Galatasaray kaçırdı… Önce Feghouli; kaleci Berke’nin müdahale alanının dışına vurabilirdi, yapamadı. Kaleci Berke’ye bu tehlikeyi önleme şansını verdi. Berke

Yazının Devamı

Tarihi şans kaçtı bu sevinç niye?

19 Kasım 2021

* 2022 Dünya Kupası grup eleme maçlarına, en güçlü iki takım; Hollanda ve Norveç’i yenerek başladık... Bu iki galibiyetle daha başlangıçta ufukta Katar’a doğrudan gitme şansı doğdu, süper...
* Ardından grubun iki sıradan takımı Letonya karşısında 3-1’den 3-3’e, Karadağ önünde 2-0’dan 2-2 berebarliğe yakalanıp kendi sahamızda tam 4 hayati puan kaybettik...
* Aslında hiç hesapta olmayan bu 4 puan kaybıyla, 2022 Dünya Kupası’na doğrudan gitme şansını ve fırsatını bu gün değil, o gün kaçırdık...
* Şimdi son maçta Karadağ’ı yenip play-Off’a kaldığımız için düğün-bayram ediyoruz; komik... Oysa; Hollanda ve Norveç’i yendikten sonra“Katar’a nasıl direkt gidemedik” diye dizlerimizi dövmemiz gerekiyor...
* Ama biz bayram ediyoruz...
* Play-Off dediğiniz yeni düzeniyle tam bir cehennem ateşi... Karşımızda son Avrupa şampiyonu İtalya dahil, “deve dişi“ gibi sağlam takımlar...
* Üstelik iki rakip var... Birini geçsen, diğer bela sırada ...

Yazının Devamı

Berisha mı kusurlu, Pereira mı?

11 Kasım 2021

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve arkadaşlarını, “Berisha’yı niye aldınız?” diye asla eleştirmem. Berisha, son üç yılda Fenerbahçe’ye gelen en hazır futbolcu...
Berisha geçen sezonu Salzburg’da 22 gol, 11 asistle tamamladı. Avusturya Ligi’nde attı, Şampiyonlar Ligi’nde attı, Avrupa Ligi’nde attı, Alman Ümit Milli Takımı’nda attı.
Bu Berisha, Fenerbahçe’de son Antwerp maçında “gecenin golü” olan vuruşu dışında ortalıkta hiç görülmedi.
Hiç unutmam, ilk Antwerp maçını kalabalık bir grupla izledik. Berisha ilk on birdeydi. Buna rağmen masada oturanlar, “Oynuyor mu?” diye kuşkuya kapıldı. Ekrana bile gelmedi, spiker bir defa olsun adını söylemedi.
Meraklandım; bu Berisha’yı, Avusturya-Macaristan-Almanya üçgeninde yaşayan ve inandığım bir-iki menajerden biri olan Mithat Halis’e sordum. İşte söyledikleri:
“Fenerbahçe, Berisha’yı aldığı gün en iyi transferi yaptı diye söyledim. Gene aynı düşüncedeyim.”
Mithat Halis böyle deyince “O

Yazının Devamı

Perşembeden pazara...

8 Kasım 2021

Galatasaray, perşembe akşamı Lokomotif Moskova maçını “uçarak” oynadı, üç gün sonra Karagümrük maçına “yürüyerek” başladı. Üç günde ne değişti de “uçarak” oynayan Galatasaray, “yürüyerek” oynayan Galatasaray’a döndü.
Sakın “Perşembenin yorgunluğu” kandırmacasına kapılmayın. Maçın daha 10. dakikasında, 20. dakikasında, ilk yarım saatinde yorgunluk mu olur? Son 20 dakika yorulursun, yürümeye başlarsın anlarım. Galatasaray daha dakika bir, yürüyerek oynamaya başladı, son 10 dakikaya kadar “uygun adım” yürüyerek devam etti.
Galatasaray’ın maç içinde nadiren oyunu hızlandırmaya niyetlendiği dakikalar oldu. İşte o zaman da her defasında bir Karagümrüklü kendini yere bıraktı, kalkmadı. Oyun, yürüme temposundan sıkça durma noktasına geldi.
Karagümrük, kimse kusura bakmasın, aldığı puana, hatta son dakikalarda kaçırdığı galibiyete rağmen “ilkel” bir futbol oynadı. Karagümrük’ün

Yazının Devamı