Kötü gün dostları
Galatasaray ile Göztepe bu ligin sarı-kırmızılı iki takımı... Haftalar süren uzun kriz dönemlerinden geçerek bu maça çıktılar. Maç başladığında, “Madem renkdaşız, kötü gün dostluğu yapalım” dediler.
Allah’ı var, ev sahibi olarak ilk kötü gün dostluğunu Galatasaray yaptı. İlk yarı biterken, Göztepe‘ye bir gol ikram etti. Luyindama‘nın kaptırdığı topla başlayan, savunmanın ofsaytı bozması ile devam eden ve Muslera‘nın yetişemeyeceğini bilmesine rağmen ceza alanı dışına çıkmasıyla ikram edilen bir gol...
İşin ilginci; Bu golde ceza alanı dışında bulunan Muslera, topun ağlara gidişini önlese, ceza alanı dışında elle müdahele ettiği için kırmızı kart görecek. Gol geldi, Muslera atılmaktan kurtuldu, ama Galatasaray tam da devreye girerken, yenik duruma düştü. Hani demişler ya, “Kırk katır mı, kırk satır mı” diye... Tam da bu olmalı...
Göztepe, renkdaşının ikramına ikinci yarının başında karşılık verdi. Kaleci İrfan Can ilk yarıda müthiş bir ikram yapmış ama Galatasaray bu fırsatı elinin tersiyle itmişti. Bu defa Halil’in ceza alanı dışından şutunu İrfan Can, bacak arasından yumurtlayınca, ikram yarışı eşitlendi.
Aslında ilk ikram Galatasaray‘ı, ikinci ikram Göztepe’yi bozdu. Buna rağmen tempo ve heyecan açısından kötü maç olmadı. Ancak Galatasaray takımında gerçekten derin sıkıntılar var. Bu savunma ile olmaz. Bu orta alan çok etkisiz... Hücumcular hızlı mı, telaşlı mı belli değil...
Morutan‘ın attığı gole kadar bütün göstergeleri sıfırın altındaydı. Ama öyle bir galibiyet golü attı ki, alınteri, beceri, yaratacılık, devamlılık hepsi içindeydi ve saygı duyulacak bir goldü. Morutan kalabildiği kadar maçta kalmalı ve süre almalı...
Berkan’ın, Halil‘in, Kerem’in, gençlerin iyi maçlarından biri değildi. Hatta Cicaldau‘nun... Bunlar adı üstünde, genç oyuncular... Kanları kaynar, çok kaynayıp buhar olup uçmasınlar. Saha içi - saha dışı özenle korunmaları lazım...
Galatasaray gençlik aşısının dozunu fazla kaçırdı. Yan etkisi uzun sürüyor. Keşke bu takımın içinde bir-iki usta olsaydı... Unutmayalım, Galatasaray ne zaman şampiyon olduysa, o kadrolarda “Ağır Abi”lerin imzaları vardı.
Fatih Terim‘e katılıyorum... Galatasaray gerilerden gelip çok şampiyonluklar kazandı. Ama bu kadro, o kadrolar gibi mi? Bu Fatih Hoca, o şampiyonluk dönemlerinin Fatih Hocası mı? Ama şunu mutlaka söylemeliyim; Fatih Hoca‘yı çok uzun süre sonra bir maça bu kadar motive gördüm. Umarım devamı gelir...