Tapuyla vatandaş olanlar ve seçim

5 Nisan 2023

“Yabancı birisi üç yıl satmamak koşulu ile 400 bin dolar değerinde bir taşınmaz satın aldığı zaman, kendisi, eşi ve reşit olmayan çocukları da isterlerse Türk vatandaşı olabilir. Sadece satın aldıkları dairenin kat malikleri genel kurulunda değil, genel ve yerel seçimlerde de oy kullanacaklar...”

İstanbul’daki büyük sitelerde yabancı dil konuşanların oranı, Türkçe konuşanlardan daha yüksek...

Bazısı bir kelime bile Türkçe bilmeyen bu “yabancı”ların size “Türk Vatandaşı” olduklarını söylemeleri şaşırtıcı değil. Sanırım toplumsal yaşama uyum sağlayabilecek düzeyde Türkçe konuşabilmek zorunlu olmasına rağmen, pek uygulanmıyor.

Ben bu gruba “tapuyla vatandaş olan yabancı Türkler” diyorum. Yapacak bir şey yok; keza Anayasa md 66 “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” diyor. Yasal olarak “Türk” değiller denilemez, ama kaderde, kıvançta ve tasada ortak, birlikte ağlayan birlikte gülen ve coşan bir Türk Milleti bireyi olmadıklarını kendilerinin de

Yazının Devamı

Bir bardak suda kopan fırtına

1 Nisan 2023

Hani, bir bardak suyun da fırtınası olur mu demeyelim... Bir bardak suyun da fırtınası oluyor. Ama tabii ki onun fırtınası bardağın içinde değil, bardağın dışında kopuyor. Hatta bazen, bardakta su olmasa bile fırtınası oluyor.

Sonuçta, sadece bir bardak deyip geçmeyelim. Bakın o aynı “bardak” insanları nasıl farklı düşüncelere, fikirlere sürüklüyor.

Herkes kendi duruşuna göre aynı bardağı farklı algılıyor. Hayatı renklendiren de bu düşünce farklılığı değil mi?

İşte size, masanın üstünde, hacminin yarısı su ile dolu, diğer yarısı boş bir bardak ve bakalım yanından geçenler bu bardağa bakıp ne söylüyor?

- Bardak dolu. (Optimist)

- Bardak boş. (Pesimist)

- Bardak yok. (Nihilist)

- Bardak benim olmalı. (Emperyalist)

Yazının Devamı

Beyin yakan kira soruları

29 Mart 2023

Her şey yasal düzenlemelere göre gitse, hukukçuluk en kolay meslek olurdu. Ama öyle olmuyor. Özellikle bir avukata danışmadan sözleşmeler yapmayı deneyen vatandaşlarımız, konunun hukuki yönünü araştırmadıklarından, başlangıçta normalmiş gibi görünen sözleşmelerinin nasıl karmaşık ve çözülemez olduğunu, karşı tarafla sorun yaşayınca öğreniyorlar.

Kafamızdaki ve algımızdaki ilişkilerin hukuki yönü bambaşka olabiliyor.

Buna benzer durumu, bir okuyucumun kira hukukunu ilgilendiren bir sorunu yazması ile yeniden yaşadım. Okuyucumun sorusunu birkaç defa okudum. Ara verip sonra tekrar tekrar okumaya karar verdim. Sadece kendim okumakla yetinmedim, Ankara Hukuk’tan sınıf arkadaşlarımın üye olduğu bir WhatsApp grubunda da sormaya karar verdim.

Zor ve karmaşık

Okuyucum, bir kira ilişkisini zorlaştırmak ve karmaşık hale getirmek için elinden gelen her şeyi yapmış. Olay “beyin yakan” cinsten. Tabii ki cevabı da “beyin yakan” cinsten bir cevap olacak.

Şaka bir yana, doçentlik sınavı düzeyinde bir soru sanki… İşte şimdi “beyin

Yazının Devamı

‘Bırakınız geçsinler, bırakma geçmesinler!’

25 Mart 2023

“Bir devletin sınır kapılarından geçişleri kontrol etmesi kamu güvenliği için zorunlu. Geçen hafta İpsala Sınır Kapısı’nda tecrübe ettiklerimiz bizi bu konuda düşündürdü”

Sadece özel mülkiyetin korunmasına ilişkin yasal düzenlemelerin bulunması koşuluyla, kişilerin kendi aralarındaki ekonomik tercihlerini özellikle devletin müdahalesi olmadan yapmalarını savunan liberal ekonomi mottosu olan “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” (laissez faire, laissez passer) ilkesini, İçişleri Bakanlığı ilginç bir şekilde farklı anlamış ve farklı uyguluyor...

Nitekim geçen hafta sonu bir kere daha yaşadık. Zaman zaman Türkiye’nin Batı’ya açılan sınır kapısını kullanırız. Geçen hafta da öyle yaptık, İpsala Sınır Kapısı’ndan Yunanistan’a geçtik. Ama nasıl geçtik?

İstanbul’dan İpsala Sınır Kapısı’na 2.5 saatte geldik. Fakat sınırda pasaport kontrolü için tam 1.5 saat beklemek zorunda kaldık. Üstelik önümüzde 60-70 araç olmasına rağmen. Pasaport

Yazının Devamı

DASK ödemelerinde hata mı var?

22 Mart 2023

Rakamlar sürekli güncelleniyor, ancak Kahramanmaraş depremlerinde en son 269 bin 51 konut ve bağımsız bölümün yıkıldığı, ağır hasarlı yıkılacak konut olarak tespit edildiğine dair bilgi güncellemesi yapıldı. 231 bin 878 bağımsız bölümle ilgili ise bir tespit yapılamadığı bildirildi.

Bu depremler de gösterdi ki, DASK yaptırmak çok önemli. Üstelik ödenecek tazminat ile sigortalının ödediği prime bakınca, DASK yaptırmanın çok avantajlı olduğu açık. Çünkü DASK primleri aktüeryal hesaplarda çok yüksek hesaplanmıyor. Nedeni de riskin gerçekleşme ihtimali. Evet, deprem kuşağı bir bölgedeyiz ancak aynı fayın kırılması ve büyük depremler meydana gelmesi aralıkları onlarca bazen yüzlerce yıl sürüyor. Bu sebeple de diğer risklere göre aktüeryal prim hesapları da düşük çıkıyor.

DASK ödemelere çoktan başladı. Ancak okuyucularımdan en çok gelen sorulardan birisi, DASK’ın neden bazı poliçelerde metrekareyi 3.016,00 TL’den, bazılarında ise 1.508,00 TL’den ödeme

Yazının Devamı

Bağış, yardım ve ticari rekabet...

18 Mart 2023

Kâr amacı taşımayan Kızılay Derneği, sadece kâr amacı taşıyan Kızılay Yatırım Holding’in sahibi olunca, kendisiyle çelişen işlemlere taraf olması kaçınılmaz. Bağış toplayan bir derneğin, vatandaşla ticari rekabeti ne kadar doğru?

Kızılay’ın hukuki yapısıyla ilgili ilgim, ticaret hukuku derslerinde verdiğim örnekti: “Dernekler ve vakıflar sadece amaçlarını gerçekleştirmek için ticari işletme işletirler. Bunlar eğer kamuya yararlı dernek veya vakıf statüsündeyseler, ticari işletme işletseler dahi tacir sayılmazlar. Bunun en güzel örneği de Afyonkarahisar Gazlıgöl Maden Suyu İşletmesi olan Türk Kızılay Derneği’dir.”

Çadır satma olayıyla, önemli bir hususun gözümden kaçtığını fark ettim:

Kamuya yararlı bir dernek olan Kızılay, maden suyu işletmeciliğinden holding şirketi olan bir yapıya dönüşmüştü. Kızılay gerçi hâlâ bir dernekti, ama yazımın sonunda da belirteceğim gibi hukuken oldukça sıkıntılı olabilecek bir yapının tam “göbeğine” oturmuştu!

Kızılay Yatırım Holding A.Ş. unvanlı bir

Yazının Devamı

Ödenemeyen bir çek ve hapis hikâyesi: Osman’ın suçu ne?

15 Mart 2023

Hiçbir vergi borcu olmayan Osman 10 bin TL’lik çekini ödeyemediği için hapis yatacak, aynı tedarikçiye milyonluk borçlarını ödemeyenler ise idari para cezalarına getirilen aftan yararlanacak.

Osman yıllardır kendisine bu soruyu soruyor: “Benim suçum ne?” 

Neden mi? Çünkü komşuları Kerem ve Gülpınar gibi Osman da ticaretle uğraşıyor... Hepsi, Rahip Brunson krizi, kur krizi, sattıkları malların paralarını müşterilerinden tahsil edememe gibi kendilerinden kaynaklanmayan koşullar nedeniyle borçlarını ödeyememişler, iflasın eşiğine gelmişler.

Ama bu 3 kişiden sadece Osman hapse girecek. Kerem ve Gülpınar ise hapis tehdidi yaşamadan işlerini düzeltmek için fırsat kollayacak. Fakat Osman’a bu fırsatı hukuk düzenimiz vermeyecek, hem de Anayasa’ya aykırı bir şekilde.

Olay şöyle gelişti varsayalım: Aynı tedarikçiden Osman 10 bin TL’lik, Kerem ve Gülpınar 1 milyon TL tutarında mal aldılar ve 6 ay vade istediler. Osman 6 ay vadeli çek, Kerem bono (senet), Gülpınar da poliçe

Yazının Devamı

İsias Otel’de solan gonca güller

11 Mart 2023

6 Şubat 2023’te Adıyaman İsias Otel’de konaklayan Kıbrıslı öğrenciler ile turist rehberleri kendi kaderleri olan coğrafyadan başka bir coğrafyada hayattan kopup gittiler. Hukuki ve cezai sorumluluk “kader” ile hafifletilemez! Binayı gereği gibi yapmayanların bu eylemleri neden başkalarının kaderi olsun!

Altını kalın çizgilerle çizerek vurgulayayım; Hukukta kader yoktur! Hukukta “kader kurbanı” da yoktur! Herkes kendi iradesi ile karar alır ve icra eder. Kötü müteahhidin, işini iyi yapmayan yapı denetimcisinin, işini savsaklayan kamu görevlisinin ihmal ve hataları, başkalarının yaşamlarına mal olan kader olamaz. Hukuki ve cezai sorumluluk “kader” ile hafifletilemez!

Her bağlamda söylenen bir söz oldu artık; coğrafya kaderdir! Coğrafya iklim olarak kaderdir, doğa şartları, havası, suyu kaderdir. Coğrafyasında deprem kuşağının bulunması kaderdir. Ama o coğrafyanın beşeri unsurları o coğrafyanın kaderi midir? Sosyal ve ekonomik koşulları, kültürel yapısı kaderi midir! Elbette değildir. Kaynağı insan unsuru olan sosyal ve ekonomik koşullar o coğrafyanın kaderi

Yazının Devamı