Soğukta ağır iş kalp krizine davetiye

24 Ocak 2011

Cihan Bey, sabah erkenden kalkıp kar nedeniyle kör düğüme dönmüş trafikle boğuştuktan sonra nihayet dükkânına ulaşabildi.
Vitrinin ve kapının önündeki kaldırım neredeyse bir karış karla örtülüydü. İçeri girip paltosunu ve şapkasını çıkardıktan sonra depodan aldığı kürekle kar küremeye başladı.
Yarım saat nefes nefese uğraştıktan sonra dükkânın önünü tertemiz yaptı, caddeden gelenlerin rahatça yürümesi için de küçük bir yol açtı. Soluklanmak için içeri girip sandalyeye oturunca sol omuz ve sırtındaki ağrıyı fark etti.
Kar küremeye alışık olmadığı için kaslarının zorlandığını, biraz dinlenince geçeceğini düşündü. Lâkin ağrılar geçeceğine arttı, kendini yorgun hissediyor, hafifçe midesi bulanıyordu. “Rengin çok soluk” diyen komşu dükkân sahibinin ısrarıyla acil servise gitti. Kalp krizi teşhisiyle acil müdahale için alelacele hastaneye yatırıldı.
Kar kürerken meydana gelen kalp krizi ender rastlanan bir olay değil. Soğuğun yanı sıra alışılmadık düzeyde ağır iş, hazırlıksız yakalanan kalbe kolayca darbe indirebiliyor. Havalar soğudukça kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler artıyor.
Kış aylarında kalpten ölümlerin arttığını gösteren araştırmalarda ilginç olan bir nokta, bu

Yazının Devamı

Pahalı tedavi her zaman ‘iyi’ mi?

17 Ocak 2011

Müthiş bir hızla gelişen teknoloji kalp damar hastalıklarında yaygın olarak kullanılıyor. Peki bu pahalı teknolojilerin gereksiz yere kullanıldığı oluyor mu? Araştırmalara göre bu soruya ‘hayır’ yanıtını vermek pek de kolay değil.İşte ayrıntılar ...

Son yarım yüzyılda hızla gelişen teknoloji sağlık hizmetlerinde eskiden hayal edilmesi bile güç olan yöntemlerin geliştirilmesini sağladı. Yeni teknoloji, tıbbın her alanında ama en çok kalp damar hastalıklarında hızla kabul ediliyor ve yaygın olarak kullanılıyor. Bu teknolojik gelişmeler arasında, kalp damarlarının ayrıntılı resmini çeken bilgisayarlı tomografi, daralmış damarları açan ilaç salınımlı stentler, öldürücü çarpıntılara karşı hayat kurtarıcı piller, zayıflamış kalpleri güçlendiren destek cihazları ve bazı ilaçlar sayılabilir. Bu teknolojiler yerinde kullanıldıklarında hayat kurtarıcı... Buna karşılık gereksiz yere kullanıldığında yanıltıcı, hatta zararlı olabilen yüksek teknolojinin önemli bir özelliği de pahalı olması.

Gözler teknolojide...
Batı ülkelerinde özellikle ABD’de hızla artan sağlık harcamalarının, bütçe açıklarının baş sorumluları arasında görülmesi dikkatlerin pahalı tanı ve tedavi yöntemleri üstünde

Yazının Devamı

Evlilik mutsuzsa kalp tehlikede!..

10 Ocak 2011

Toplumsal ilişkilerimizin uyumlu ve rahat olmasının sağlığımızı olumlu yönde etkilediğine ait birçok kanıt var. Son yarım yüzyılda yapılan araştırmalar işyerinde, dost ve arkadaşlar arasında ve aile üyeleriyle iyi ilişkiler içinde olanlarda kalp hastalığı ve kalpten ölümlerin daha az olduğunu gösterdi. Evli insanların veya sevdikleriyle beraber yaşayanların, yalnız yaşayanlara göre daha sağlıklı olduğu biliniyor. Kalp krizi geçiren veya kalp ameliyatı olan hastalar uzun süre izlenince, iyileşmelerinde yakınlarından gördükleri duygusal desteğin, en az aldıkları ilaçlar kadar etkili olduğu anlaşılıyor. Kısacası sosyal desteğe sahip olmak kalp damar sağlığımız için yararlı.
Aynı konuya bir de tersten yaklaşıp, ‘Sosyal desteğin olmaması aynı ölçüde zararlı mı?’ diye sorabiliriz. Bu sorunun cevabı oldukça şaşırtıcı. Evlilik ilişkilerimizde gerginlik, tatminsizlik, geçimsizlik hâkimse, kalp sağlığımıza verilen zarar, mutlu bir evliliğin olumlu etkisinden çok daha fazla. Bozulan evliliklerin, parçalanan ailelerin kalp hastalığı ve kalpten ölüm riskini artırdığı biliniyor. Mutsuz evlilikler ayrılıkla sonlanmasa da kalbi olumsuz etkiliyor. Eğer ilişkilerimizde ahenk ve rahatlık yoksa

Yazının Devamı

Yüksek tansiyonda böbrek devrimi!

3 Ocak 2011

Her türlü tedaviye rağmen tansiyonu bir türlü kontrol edilemeyen hastalarda kasıktan sokulan ince bir telle böbrek damarındaki sinirler yakılınca kan basıncı düşüyor. Bu yöntem her 3 yetişkinden birinin yüksek tansiyonlu olduğu Türkiye için de umut ışığı...


Böbrekler hassas bir gözlemci gibi hem içlerinden geçen kanın muhtevasını hem de kan basıncını her an dikkatle izler. Bu bilgilerden bazıları, özellikle basınçla ilgili olanlar, sinirler yoluyla önce omuriliğe, oradan da beyne iletilir. Beyinden bu iletilere cevap olarak hazırlanan talimatlar yine özel sinirler yoluyla böbreklere ulaştırılır. Böbreğin damarları ve diğer bölgeleri, gelen emirlere göre çalışmalarını ayarlar.

Yüksek tansiyon, teşhis edilip etkin biçimde kontrol edilmezse, yıllar içinde birçok ciddi hastalığa yol açabilir. Damar sertliğinin oluşup gelişmesine katkısı büyüktür. Kalp krizinin, inmenin, böbrek yetersizliğinin başta gelen nedenleri arasında, tıbbi adı hipertansiyon olan, kan basıncı yüksekliği vardır. Hiçbir şey yapmasa, kalp kasının kalınlaştırıp esnekliğini azaltarak kalp yetersizliğine yol açar. Kan basıncı iyi kontrol edilmeyen hastaların ömrü kısalır. Kontrolsüzlüğün birinci nedeni, kişinin

Yazının Devamı

Fazla alkol kalbe düşman

27 Aralık 2010

Alkollü içkilerin az içildiği takdirde kalp sağlığına yararlı olabileceğine ait bulgular var. Ancak denge çok önemli. Alkolün miktarı bir iki kadehi geçince tehlike çanları çalıyor. Üstelik arada sırada ama çok içilen alkol de kalbin düşmanı. Özellikle yılbaşı gecesi gibi özel zamanlarda ya da hafta sonunda kantarın topuzunu kaçıranlar tehlikede!..

Alkollü içkilerin az miktarda içildiği takdirde kalp sağlığına yararlı olabileceğine ait gözlemlerde doğruluk payı bulunuyor. Fakat madalyonun bir de öbür yüzü var. İçilen alkolün miktarı bir iki kadehi geçince kalp damar hastalığı problemleri de artmaya başlıyor. Fazla alkolün zararı sadece kalbe yönelik değil. Kanser, inme, bunama, siroz, şiddete bağlı yaralanma ve ölümler de artıyor...
İçkinin miktarı kadar nasıl içildiği de önemli. Çok alkol tüketenlerin yanı sıra çok içmese de bazen kantarın topuzunu kaçıranların da sağlığı tehlikede. Ara sıra içki içenlerin sayısı, her zaman çok içki içenlerin sayısından çok daha fazla. Her gün içki içmeyen ama bazı günlerde bol miktarda içenlerde alkole bağlı kalp damar hastalıklarına sık rastlanıyor. Bu durumun en tipik örneklerinden biri yılbaşı kutlamalarında içkiyi fazla kaçıranlar. “Bir

Yazının Devamı

Kalpteki küçük delik inme nedeni

20 Aralık 2010

Anne karnında bebeğin kan dolaşımı için gerekli olan kalpteki küçük delik, seneler sonra inme nedeni olabilir. Çoğu hastada ikinci bir inmeyi önlemek için ilaç tedavisi deliği kapatmak kadar etkili

Bebek anne karnındayken kan dolaşımının birçok farklılığı vardır. Bunlardan biri, akciğerler çalışmadığı için oksijenden zengin kanın göbek kordonu yoluyla anneden gelmesidir. Sağ kulakçığa gelen kanın tümü sağ karıncığa, oradan da akciğerlere gideceğine, bir kısmı sol kulakçığa geçer. Karıncıklar arasındaki duvardaki bir aralık bu geçişe imkân verir. Doğumdan sonra bu aralık kapanır. Bebeğin vücudundan dönen oksijenden fakir kan kalbin sağ odalarına, buradan da çalışmaya başlayan akciğerlere gider.
DOĞUMDAN sonra akciğerlerde oksijenle dolan kan, kalbin sol yanına gelir ve tüm vücuda atılır. Oksijenden fakir kan (mavi) ile oksijenden zengin kan (kırmızı) hiç birbirini görmez, karışmaz. Lakin anne karnındayken var olan aralık herkeste tam olarak kapanmaz. Her 4 kişiden birinde çeşitli derecelerde açık kalır ve mavi kanın az da olsa sol tarafa geçmesine imkân verir. Kısaca, PFO denilen embriyolojik hayattan arta kalan bu aralık, var olduğu insanların yüzde 99’unda hiçbir problem

Yazının Devamı

Kanserin panzehiri Aspirin mi?

13 Aralık 2010

Araştırmalar Aspirin’in kansere karşı koruyucu etkisi olduğunu gösteriyor ama nasıl önlediği iyi bilinmiyor... Fakat şu gerçek, kanser riskini etkileyen en önemli faktör, Aspirin’e ne zaman başlanıldığı... İşte ayrıntılar

Aspirin’in kalp ve damar hastalıkları üstündeki etkisi konusunda kimi birbiriyle çelişen, kafaları karıştıran birçok araştırma var. Önce ‘40 yaşın üstünde Aspirin’ herkese yararlı dendi, sonra ‘Aman kanama yapıyor’ denip yalnız kalp hastalarına tavsiye edildi. Bu hafta gazetelerde ‘kanser olmak istemiyorsanız Aspirin alın’ haberleri vardı. Doğrusu bunda şaşılacak pek bir şey yok, Tıpta bugün doğru bildiklerimizin, yarın tam öyle olmadığını ortaya çıkması istisna değil.
2010’da Aspirin hakkında bildiklerimizi şöyle özetleyebiliriz: Damar sertliği hastalığı bulunanlarda, kalp krizi, baypas ameliyatı veya stent işlemi geçirmiş veya kalp damar hastalığı riski yüksek olanlarda Aspirin’in yararı büyük; düzenli ve hayat boyu alınmalı. Yukarıda saydığım özellikleri olmayanlarda ise durum farklı. Aspirin’in yan etkileri özellikle mide bağırsak kanamaları göz önüne alındığında net yararı olduğunu söylemek güç.
Son 2 yıl içinde yayınlanan araştırmalar, kalp damar

Yazının Devamı

İyi kolesterol düşüklüğü için yeni umut

6 Aralık 2010

Türkiye’de iyi kolesterol (HDL) düzeyleri Batı’ya göre düşük. İyi kolesterol düzeyini iki kattan fazla artıran yeni bir ilaç kalp krizlerini önlemede büyük bir umut oldu. Benzer ilaçlarda görülen ciddi yan etkilerin olmaması yeni araştırmaların yolunu açtı

Damar sertliğinin oluşmasına birçok etken katkıda bulunur. Kan dolaşımımızdaki yağların çeşitleri ve miktarları bu etkenlerden bazıları. Vücudun karbonhidratlarla nasıl baş ettiği, kan basıncımız, sigara içip içmediğimiz gibi daha birçok etken var. Bu risk faktörlerinin birçoğu birbiriyle etkileşim içinde, hemen hepsinde hayat tarzımızın rolü büyük. Son yarım yüzyılda bulunan ilaçlarla, saydığım sorunlarla bir ölçüde de olsa mücadele etmek mümkün oldu.
Bu ilaçların çoğunun geliştirilmesinin ilk aşamasını hastalığın oluşumuna katkıda bulunan basamakların anlaşılması oluşturur. Böylece hedef olabilecek basamaklar tespit edilip bunlara karşı ilaçlar geliştirilir. Örneğin, birçok tansiyon ilacı, kötü kolesterolü düşüren maddeler hep bu yolla bulunup geliştirildi.
Yeni bir ilacın bulunması, geliştirilmesi, güvenli ve etkin olduğunun kanıtlanması uzun yıllar sebatla çalışmayı gerektirir. Her aşamasında emekleri boşa çıkaracak

Yazının Devamı