Kalpte kısa devre çarpıntı yapar

4 Haziran 2012

Emrah okuldaki sırasında ders dinlerken birdenbire kalbinin hızla çarpmaya başladığını hissetti. Göğsünün içinde sanki bir kuş çırpınıyordu. Öğle tatilinde oynadığı basketbol maçında çok koşmuştu, doğru dürüst öğle yemeği de yememişti. Acaba sıkıntısı ondan mıydı?
Çarpıntı devam ettikçe heyecanlanıyor, endişeleniyordu. Öğretmeninden izin isteyip okulun revirine gitti. Hemşire Hanım’a durumu anlattı. Hemen tansiyonunu ölçüp nabzını sayan hemşire, nefesini tutup ıkınmasını söyledi. Denileni yaptıktan kısa süre sonra çarpıntının geçtiğini fark etti. Rahatlamıştı. Hemşire Hanım, çarpıntısının tehlikeli olmadığını ama mutlaka bir doktora görünmesi gerektiğini tembih edip Emrah’ı sınıfa geri yolladı.
Okuldan sonra servisle eve dönerken başına geleni annesine babasına nasıl söyleyeceğini düşündü. Annesinin üzülüp telaşlanacağından, hemen doktora götürmeye çalışacağından şüphesi yoktu. Tahmin ettiği gibi, hemen telefonlar edildi, tanıdık doktorlara danışıldı. Ertesi gün hastanenin yolu tutuldu.
Hastasını dinleyip sonra da muayene eden ve bazı tıbbi testler yaptıran doktor, kalp kasında, odacıklarda, kapaklarda, damarlarda hiçbir anormallik olmadığını söyledi. Çarpıntının büyük

Yazının Devamı

3 dev adam 3 önemli buluş

28 Mayıs 2012

Son 50 yılda kalp hastaları eskiye göre çok daha uzun yaşıyorsa, genç yaşta kaybedilecek birçok can kurtarılabiliyorsa, bu başarıları son 3 yüzyılda alın teri dökmüş olan binlerce bilim insanına borçluyuz. Bunların arasında, ufku geniş, gözü pek ve risk alıcı özellikleriyle öne çıkan üçünün birbirinden ilginç hikâyesi anlatılmaya değer...

Tıbbın gelişmesinde yeni tanı ve tedavi yöntemlerinin bulunmasının yolunu sistemli çalışmalar açar. Planlanmış araştırmaların yanı sıra, gözü pek, yaratıcı, ufku geniş, risk almaktan çekinmeyen hekimlerin yaptıklarının önemini de göz ardı etmemek gerekir.

Kalbe ince bir boruyla ulaşma (kalp kateterizasyonu) ve röntgende görünür bir madde vererek kalbin ve damarların resmini çekme (kardiyak anjiyografi) tekniklerinin nasıl geliştiğine baktığımızda birçok bilim insanının emeğinin izlerini görüyoruz.

Son 50 yılda kalp hastaları eskiye göre çok daha uzun yaşıyorsa, genç yaşta kaybedilecek birçok can kurtarılabiliyorsa, bu başarıları son 3 yüzyılda alın teri döken binlerce bilim insanına borçluyuz. Bugünkü yazımda bunlardan üçünün hikâyesini anlatacağım.

Yazının Devamı

Her sorunun cevabı anjiyo değil

21 Mayıs 2012

Bir tıbbi test sonucuna göre karar vermeden önce, o testin neleri gösterdiği kadar neleri göstermediğini de bilmek gerekir. Örneğin, anjiyonun kesin tanı koydurduğu söylense de bu yolla saptanan birçok darlığın kan akımını engellediği kesin değildir. Emin olmak için darlığın ötesindeki kan basıncı ölçülmelidir. Düşükse, stent ya da baypasın yararı olur

Kalp krizi veya ona yakın bir durumda hastaneye gelen ya da günlük yaşamı bozan tipik göğüs ağrıları olan hastaya yapılan anjiyoda bir damarda ciddi bir darlık bulunursa, bu büyük olasılıkla kan akımını engelleyen bir daralmadır ve düzeltilmesi gerekir. Ama birçok hasta müphem şikâyetlerle ya da hiç şikâyeti olmadan anjiyo masasına yatırılır. Geçen iki yazımda anlattığım, Mehmet Bey’in başına gelenler bu duruma güzel bir örnek oluşturuyor.

Mehmet Bey’in anjiyosunu inceleyen bazı uzmanlar, bir damarın yüzde 75 oranında dar olduğu, bu nedenle baypas ameliyatı veya stent takılması gerektiği sonucuna varmışlardı. Bu karar, hiçbir şikâyeti yokken, kalp kasının beslenmesinin yetersiz olduğunu düşündürecek bir test sonucu olmamasına rağmen, sadece anjiyo resimlerine bakılarak verilmişti.

Bir tıbbi test sonucuna göre karar vermeden önce, o

Yazının Devamı

Gereksiz test gereksiz tedaviyi getirir

14 Mayıs 2012

Çekapta yapılan tıbbi tahliller, görüntüleme testleri ve bu incelemelerin ne aralıklarla tekrar edildiği pratikte büyük farklılıklar gösteriyor. Oysa, tıbbın her alanında “Hele bir bakalım, ne göreceğiz?” diye balık avlamak için ağ atar gibi test yapmanın kişi sağlığına da, toplum sağlığına da bir yarar sağlamadığı kesin...

Geçen hafta kalbi besleyen koroner damarlara stent takma veya baypas ameliyatı yapma kararının dikkatle düşünülüp bilimsel verilere dayandırılarak verilmesi gerektiğinden söz etmiştim. Hiçbir şikâyeti olmayan Mehmet Bey’in, bir tıbbi testin başka bir teste yol açtığı bir maceranın sonunda ameliyathanenin kapısına kadar geldiğini, ancak bilimsel verilere bakılarak bu yanlışların önlenebileceğini vurgulamıştım. Onun başına gelenler, önerilen tedavilerin gereksiz olmasıyla sınırlı değildi. Gerçekte, daha önce yapılan bazı testler adeta kaygan bir sath-ı mail yaratıp Mehmet Bey’i ameliyathane kapısına kadar getirmişti. Bugün, o aşamaya gelmeye yol açan tıbbi testler nelerdi, yerinde yapıldılar mı sorusuna cevap arayacağım.

Sorunun başlangıcı, İngilizce “check up”tan gelen, Türkçede çekap dediğimiz olayın ne ifade ettiğinde yatıyor. Hemen herkes, çekapın “Düzenli

Yazının Devamı

Hastalık başka hasta başka!

7 Mayıs 2012

Geçen hafta kalp damar hastalıklarının tanısında işe yarayan testlerin yerinde kullanılması üstünde durmuştum. İyi seçilmeden uygulanan testlerin yarar sağlamayacağından, boşa zaman ve para harcanmasına yol açacağından, hatta zararlı bile olabileceğinden söz etmiştim. Bu durum sadece tanıya varmak için yapılan tetkiklerle ilgili bir tehlike değil. Tedavi amacıyla verilen ilaçlar, yapılan işlemler ve ameliyatlar konusunda da aynı endişeler söz konusu.
İstenen testlerden ya da yapılan işlemlerden hangisi uygun, hangisi değil sorusuna cevap vermek çoğu zaman hiç kolay değil. Sorun test ve işlemlerden değil, onların uygulandığı durumlardan kaynaklanıyor.
Hastalıkların teşhis ve tedavisi hakkında elimizde cilt cilt kitaplar, uzmanlık kuruluşlarının yayımladıkları ayrıntılı tanı ve tedavi kılavuzları var. Ama hastalığı bilmek her zaman hastayı iyi anlamak anlamına gelmiyor. İki hekim bir hastayı muayene edip birbirinden farklı sonuçlara ulaşabiliyor. Bir örnekle anlatmaya çalışayım.

Baypas mı, stent mi, ilaç tedavisi mi?
57 yaşındaki Mehmet Bey hastanede yatan bir arkadaşını ziyarete gittiğinde tanıştığı sağlık görevlileri, “Buraya kadar gelmişken size de bir çekap

Yazının Devamı

Tıbbi testleri akıllıca seçmeli

30 Nisan 2012

Gelişen teknolojinin sunduğu olanaklarla doktorlar hızlı şekilde tanı koyup tedaviye başlayarak, birçok hastanın hayatını kurtarıyorLakin bir de madalyonun öteki yüzü var. Çok pahalı olan bu yöntemler gereksiz kullanıldığında yarardan çok zarara yol açabiliyor

Son 50 yılda kalp hastalıklarının tanı ve tedavisi müthiş ilerlemeler kaydedildi. Gelişen teknolojinin bu ilerlemede payı büyük. Eskiden kardiyologların elinde dinleme aleti, kısaca EKG denilen elektrokardiyografi cihazı ve göğüs röntgeni çekme olanağı vardı. Bunları kullanarak tanı koyulup tedavi planlanırdı. O devirden bu yana çok şey değişti, gelişen teknoloji doktorlara art arda birçok yeni tanı yöntemi sundu.

Ellili yıllarda damarların içine röntgende görülen bir madde verilerek filim çekilmeye başlandı. Kısaca anjiyo denilen bu yöntemle kalbi, beyni, bacakları besleyen damarları görüntülemek mümkün oldu.

Yetmişlerde insan kulağının duymadığı ses dalgaları kullanılarak kalbin resmi çekilmeye başlandı. Genel adı ultrason olan, kalbe uygulanınca kısaca eko (ekokardiyografi) denilen bu yöntemde kalbin sadece yapısının değil işleyişi de görülebilir oldu.

En son olarak da bilgisayarlı tomografi denilen süper röntgen

Yazının Devamı

Ani ölümün nedeni kalpte esen kasırga

23 Nisan 2012

Ani ölümün yaşamdan kopardığı kişi kaç yaşında olursa olsun ailesini ve yakınlarını derinden sarsan bir trajedidir. Hayatını kaybedeni tanımasak da çoğumuz varoluşçu düşüncelere sürüklenir, yaşamın kırılganlığı ve kısalığından dem vururuz. Bir yandan da “Ne yapsam da benim başıma gelmese” düşüncesi geçer aklımızdan. Bu hafta bu ağır sorunun sebepleri, nasıl oluştuğu ve çareleri üstünde duracağım.

Kalp birden duruyor mu?
Bir insanın bir kaç dakika içinde ölümüne yol açan bir çok sebep sayılabilir. Bunların arasında en önde geleni kalp hastalıklarıdır. Neden ne olursa olsun, ani ölüm kalbin vücuda yeteri kadar kan gönderememesi sonucu oluşur. Bu durum kalbin alt odalarının -karıncıklar- çok hızlı atmasıyla ortaya çıkar.
Daha ender olarak kalbin kasılması için gerekli olan elektrik uyarılarının iyice yavaşlaması veya durması da ölüm nedeni olabilir. Bazen de uyarılar düzenlidir ama iyice yorulmuş, kasılacak güçü kalmamış olan kalp gereken kanı pompalayamaz.

Ani ölümler ender değil

Yazının Devamı

Yeşil sahada trajedi

16 Nisan 2012





İtalyan futbolcu Morosini’nin maç sırasında aniden ölmesi tüm dünyada şok etkisi yarattı. Böyle bir trajedinin bir daha yaşanmaması herkesin ortak isteği. Bu dileği yerine getirmek için önce, “Gençlerde ani ölümün sebebi nedir?” sorusuna cevap vermeliyiz

İtalya’da Livorno takımının 25 yaşındaki oyuncusu Piermario Morosini’nin lig maçı sırasında sahada yere yıkılıp hayatını kaybetmesi sadece ülkesinde değil tüm dünyada şok etkisi yarattı. Ne yazık ki bu trajik olay hiç de ender değil.

İngiltere’de Bolton takımında oynayan 23 yaşındaki Fabrice Mumba’nın 7 Mart 2012’de maç sırasında kalbi durmuş, futbolcu 1 saatten uzun süren ölüm kalım savaşından sonra hayata döndürülmüştü. Spor sırasında ani ölüm sadece profesyonel sporcularla sınırlı değil. 28 Mart’ta, İstanbul’de halı sahada futbol oynarken hayatını kaybeden 26 yaşındaki Muhittin Kılıç buna taze bir örnek. Konunun güncelliği nedeniyle, bu konuda 15.9.2008’de yazdığım bir yazıyı bazı değişikliklerle yeniden yayımlıyorum.

Çoğu zaman hayatı tehdit eden kalp çarpıntılarının sonucu olan ani baygınlık ve bilinç kayıpları, kısa süre içinde geçmezse veya tedavi edilmezse ani ölümle sonuçlanabilir. Sporcuların sahada aniden ölm

Yazının Devamı