Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

murat.tuzcu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Çekapta yapılan tıbbi tahliller, görüntüleme testleri ve bu incelemelerin ne aralıklarla tekrar edildiği pratikte büyük farklılıklar gösteriyor. Oysa, tıbbın her alanında “Hele bir bakalım, ne göreceğiz?” diye balık avlamak için ağ atar gibi test yapmanın kişi sağlığına da, toplum sağlığına da bir yarar sağlamadığı kesin...




Geçen hafta kalbi besleyen koroner damarlara stent takma veya baypas ameliyatı yapma kararının dikkatle düşünülüp bilimsel verilere dayandırılarak verilmesi gerektiğinden söz etmiştim. Hiçbir şikâyeti olmayan Mehmet Bey’in, bir tıbbi testin başka bir teste yol açtığı bir maceranın sonunda ameliyathanenin kapısına kadar geldiğini, ancak bilimsel verilere bakılarak bu yanlışların önlenebileceğini vurgulamıştım. Onun başına gelenler, önerilen tedavilerin gereksiz olmasıyla sınırlı değildi. Gerçekte, daha önce yapılan bazı testler adeta kaygan bir sath-ı mail yaratıp Mehmet Bey’i ameliyathane kapısına kadar getirmişti. Bugün, o aşamaya gelmeye yol açan tıbbi testler nelerdi, yerinde yapıldılar mı sorusuna cevap arayacağım.

Haberin Devamı

Sorunun başlangıcı, İngilizce “check up”tan gelen, Türkçede çekap dediğimiz olayın ne ifade ettiğinde yatıyor. Hemen herkes, çekapın “Düzenli aralıklarla yapılan tıbbi inceleme” tanımına katılıyor. Anlaşmazlık bundan sonra başlıyor. “Biraz daha kapsamlı bir tanımlama yapalım. Çekapta ne gibi tıbbi tahliller, görüntüleme testleri yapılmalı, ya da bu incelemeler ne aralıklarla tekrar edilmeli?” diye sorulduğu zaman her kafadan bir ses çıkıyor. Kimisi, “Tüm vücudu tarayalım, kalbe hem anjiyoyla hem de ekoyla bakalım, ayrıntılı kan tahlilleri yapalım” diyor. Doğrusu ilk bakışta bu kapsamlı inceleme önerileri çok cazip geliyor. Olabilecek ciddi sağlık problemlerini önceden haber alıp önlemeyi, oluşmakta olan hastalıkları durdurmayı, hayatın kalitesini yükseltip süresini uzatmayı kim istemez! Birçok konuda olduğu gibi derinlemesine düşünüldüğünde “ilk bakışta” elde edilen izlenimin doğru olmadığı ortaya çıkıyor.

Kontrol amacıyla yapılan bir tıbbi incelemenin iki özelliğinin olması gerekir. Birincisi, aynı amaçla yapılabilecek daha basit, daha az zahmetli, düşük riskli ve daha ucuz testlere ek bir yarar sağlamalıdır. İkincisi, testle başlatılan sürecin sonunda uygulandığı kişiye elle tutulan bir yarar sağlama ihtimali yüksek olmalıdır.


Gereksiz test gereksiz tedaviyi getirir


Efor testini bir örnekle anlatayım. Şehirden sahil kasabasına giden karayolunu kalbi besleyen koroner damar, ekmek kamyonlarını kan, ekmek bekleyen insanları da kalp hücreleri olarak düşünelim. Yolun üç şeridinden ikisini tıkayan hendek de damar sertliği plağı olsun. Kış ayında kasabanın nüfusu en azken (dinlenme sırasında hücrelerin oksijen ihtiyacı az) tıkanıklık gereken miktarda ekmeğin ulaşmasına engel değil (arz-talep dengesi bozulmamış), insanlar memnun, sesleri çıkmıyor.



Gereksiz test gereksiz tedaviyi getirir


Yazın birkaç katına çıkan nüfusunun artan ekmek ihtiyacını, egzersiz sırasında çok daha hızlı ve kuvvetli çalışan kalp hücrelerinin artan oksijen talebine benzetebiliriz. Yolun bir kısmını tıkayan hendek, kamyonların geçmesini engeller, artan talep karşılanamaz. Açlıktan şikâyetçi oldukları yüzlerinden belli olan insanlar bağırmaya başlarlar. Benzer şekilde, kansız kalan hücreler sıkıntılarını EKG veya talyum resimlerindeki değişikliklerle, açlık feryatlarını da göğüs ağrısıyla ifade ederler.


Gereksiz test gereksiz tedaviyi getirir



Yolun resmi iki şeridin tıkandığını gösterse de, bu, mutlaka kasabalı aç kalacak demek değildir. Bazen aynı darlıktan yeterli miktarda kan geçer ve hücrelerin talep ettiği fazla oksijeni yerine ulaştırabilir. Darlık öncesi akımın düzenlenmesi, damarın genel olarak ve darlık yerinde genişleyebilmesi, hücrelerin kanı daha verimli kullanabilmeleri ve birçok başka neden bu sonucu sağlar. Özet: Yolun birkaç saniyelik resminin çekilmesi (anjiyo), ekmek nakliyatının yeterliliği konusunda kesin bilgi vermeyebilir.


Efor testi herkes için mi?

Mehmet Bey’e ilk gereksiz inceleme efor testiyle yapıldı. Tarama amacıyla yapılan efor testi, dikkatli bir doktorun hastasını sorgulayıp muayene ettikten sonra isteyeceği sınırlı sayıdaki kan tahlillerine dayanarak yapacağı değerlendirmeye ek yarar sağlamaz. Anormal olan her 4 testten birinin yalancı pozitif çıktığı, yani anormal sonuca rağmen altta yatan bir hastalık olmadığı gerçeği, tarama amacıyla kullanıldığında bu testin olumsuz yönlerinden sadece birisidir.
Tıbbın her alanında “Hele bir bakalım ne göreceğiz?” diye balık avlamak için ağ atar gibi test yapmanın kişi sağlığına da, toplum sağlığına da bir yarar sağlamadığı kesin. Buna karşılık, belli bir soruya cevap aramak için yapılacak incelemenin faydası var. Mehmet Bey’de, kalp damarlarında darlık olabileceğini düşündüren göğüste sıkıntı, çabuk yorulma gibi belirtiler olsaydı, ya da ilk doktor muayenesinden ve kan tahlillerinden sonra damar darlığı riski çok yüksek bulunsaydı efor testi çok aydınlatıcı olurdu.



‘Kansız anjiyo” GEREKLİ Mİ?

Gereksiz test gereksiz tedaviyi getirir


Bilgisayarlı tomografi, aynı anda çok sayıda yüksek çözünürlüklü röntgen filmi çeken bir cihaz. Masada yatan kişi röntgen kameralarının bulunduğu büyük simidin içinden hızla geçerken tekrar tekrar çok sayıda film çekilir. Bilgisayar, filmlerden 3 boyutlu her yönden bakabileceğimiz sonsuz sayıda resim yaratır.


Bilgisayardan çıkan resimler kalbin üstündeki koro-ner damarları ve dallarını en ince ayrıntılarına kadar gösterir. Damarlara her yönden bakabildiği-miz ve kesit yaparak inceleyebildiğimiz için yalnız damarın içinde akan kanı değil, duvarda olup biteni de göre-biliriz. Yerinde yapıldığında çok yararlı bir testtir.

Mehmet Bey’e bir de halk arasında “kansız anjiyo” diye adlandırılan bilgisayarlı tomografi ile anjiyografi yapılmış. Hem de normal sonuçlanan bir efor testinden sonra. Halbuki, bu testin kalp hastası olmayan, hastalık düşündürecek bir şikâyeti olmayanlarda tarama amacıyla uygulanması kuraldan çok istisna olmalı. Bu inceleme de daha önce yapılan testlere ek bir yarar sağlamıyor. Bu yöntem kullanılarak yapılan bir tarama sonunda insanların daha sağlıklı olduğunu gösteren bir kanıt da yok. Kısacası, Mehmet Bey’e yapılan efor testi de, kansız anjiyo da yerinde yapılmış incelemelerde olması gereken 2 özelliğe sahip değil.



Pahalı testler ne zaman yapılmalı?

Gereksiz test gereksiz tedaviyi getirir



Sol aşağıdaki resimlerde içi röntgende görünen maddeyle dolu, normal bir damar, ortada, birkaç parlak kalsiyum birikintisinin göründüğü, sağda ise yoğun kireçlenmenin olduğu bir damar görülüyor. Kalsiyum birikintileri ne kadar çoksa, azıp damarı tıkamaya aday damar sertliği plağı sayısı da o kadar çok demektir. Bunlar, damarı daraltsın-daraltmasın tehlikelidir. Önlem alınması gerekir. Sağlıklı hayat tarzının, gerekirse verilecek ilaçlar gidişatı yavaşlatabilir, hatta durdurabilir.

Mehmet Bey’e yapılan pahalı incelemelerin gerekli olduğu durumlar yok mu? Tabii ki var. Gerek efor testi gerekse bilgisayarlı tomografiyle yapılan koroner anjiyografi, birincisi kalbin hücrelerine yeterli kanın ulaşıp ulaşmadığını, ikincisi kalbe kan götüren damarların anatomisini gösteren, yerinde kullanıldığında çok yararlı olan testlerdir.
Bazen başka testlere de gerek duyulabilir. Örneğin, sağlıklı bir yaşam tarzı olsa da kalp hastası olmasını kolaylaştıran bazı risk faktörleri taşıyan, ailesinde genç yaşta kalp krizi ve anı ölüm hikâyesi olan bir kişide kolesterol düşürücü ilaç tedavisine başlamak düşünülüyorsa, karar verebilmek için kalpte damar sertliği belirtileri var mı diye damarları görüntüleyen bir test yapmak düşünülebilir.
Bilgisayarlı tomografi kullanılarak, ama damardan röntgende görünür bir madde vermeden çekilen resimler bu konuda yapılabilecek, nispeten basit bir incelemedir. Aynı aletle yapılan “kansız anjiyoya” göre kişiyi hem daha az radyasyona maruz bırakır hem de damardan ilaç vermeye gerek yoktur.
Çekilen resimler kalbi besleyen koroner damarların duvarlarında kalsiyum birikimlerini görmemizi sağlar. Sağlıklı damarda kalsiyum birikintisi olmaz. Damar duvarının kireçlenmesinin nedeni damar sertliğidir. Kireçlenme ne kadar yaygın ve çoksa o kadar çok damar sertliği plağı var demektir.
Doktorun kontrol için gelen kişiyi tanıması, hayat tarzını, alışkanlıklarını, beslenme düzenini, geçmişteki ve o sırada var olan sağlık sorunlarını, ailesinin sağlık hikâyesini öğrenmesi, yapılacak birçok testten daha yararlı sonuçlar verir.
Kalbimize doğru çekap
Doktorun hastasını dikkatle dinleyerek elde edeceği ipuçlarına, dikkatli bir muayene, kan basıncı, tartı, karın çevresi ölçümlerinin eklenmesi, var olan kalp damar hastalıklarından birçoğunun teşhisine imkân vermesinin yanı sıra damar sertliği riski hakkında da epeyce fikir verir.
Doktor muayenesine ek olarak yapılacak kan tahliliyle açlık kan şekeri, kan kolesterol düzeylerinin saptanması ve çekilecek EKG, çoğu kişide kalp sağlığını korumak için yeterli bilgiyi sağlar. Eğer kan basıncı, şeker ve kolesterol değerleri ideal sınırlardaysa kan tahlillerini her yıl tekrar etmeye gerek yoktur. Belli aralıklarla doktora gitmenin en büyük yararı yapılacak testler ve taramalar değildir. Doktorla yapılacak konuşma ve kişinin kalp damar hastalığı yapan ve birçok sağlık sorununa yol açabilecek olan özelliklerini anlaması çok önemlidir.
Bu sorunlarla nasıl mücadele edebileceğini öğrenmesi ve başarmak için şevk ve azim kazanmış olarak yeni bir hayat tarzına başlaması en büyük kazancıdır.



Son söz:
Sağlık hizmetinin kalitesi, gereksiz testlerin azlığı, gereklilerinin çokluğuyla ölçülür.