Sizce Öcalan, kaç adım ilerisini görebilir?

29 Nisan 2014

Yerel seçimlerin hemen ardından Türkiye, cumhur-başkanlığı seçiminin dip dalgalarını derinden hissetmeye başladı. Seçimde etkili olabileceğini düşünen tüm aktörler devredeler.
Seçim sürecini fırsata çevirmek isteyen tüm aktörler gibi PKK cephesi de oldukça faal. Hamleler bir yandan uzun vadeli politik hedefler ile uyumlu, öte yandan da güncel taktik sorunları kazanıma çevirmeye odaklı.

Unvan sorunu: Müzakereci mi, terörist mi?
Pazar günü Öcalan’ın İmralı’da “ziyaretçileri” vardı. Bu ziyareti diğerlerinden ayıran en büyük özellik, bu sefer ziyaretin yasa koruması altında gerçekleşmesiydi.
Ancak ziyarete yasallık kazandıran düzenlemenin MİT yasası içinde yer almış olması Öcalan’ı pek memnun etmemiş olmalı. Çünkü yasa onu umduğu gibi “müzakereci” olarak değil, “terörist” olarak tanımlıyor. Ama yine de hiç yoktan iyidir.
Bütün bunlara rağmen Öcalan, her gün pozisyonunu güçlendirmeyi deniyor. Bunu da siyasi gelişmeleri okuma yeteneğine, tecrübelerine ve konunun yakıcılığına dayanarak yapmaya çalışıyor.

Yazının Devamı

İstihbaratın siyasallaşması ve objektiflik

25 Nisan 2014

İstihbaratın siyasallaşması, istihbarat disiplinin temel konularından birisidir. Siyasallaşan istihbarat, siyasi karar alıcıları “stratejik sürprizlerden” koruyamaz.
Siyasi liderler eksik, hatalı ve objektif olmayan istihbaratı esas alan kararları ile önemli hatalar yapabilirler.

Açıkgöz profesyoneller
Bazı siyasi liderler isteyerek veya farkında olmadan istihbaratı siyasallaştırabilirler. Kendi kararlarını doğrulayacak, destekleyecek istihbarat üretilmesi için teşkilata doğrudan ya da dolaylı mesaj verirler. Profesyonel istihbaratçılar bu mesajı hemen alırlar. Gereğini de profesyonelce yerine getirirler. Ne işitmek istiyorlarsa onu “gerçek bu” ambalajında sunarlar.

Objektif olmak/olmamak

Yazının Devamı

Örtülü operasyonlar cevap bekleyen sorular

22 Nisan 2014

Milli İstihba-rat Teşkilatı’nın yapısını güçlendiren, yeni görevler veren ve mali imkânlar sağlayan yasa TBMM’den geçti. Cumhurbaşkanı Gül’ün imzası bekleniyor.
Yasa farklı açılardan ele alınabilir. Güvenlik, hukuk, kurumlar arası ilişkiler, dış ve iç politika gibi. İstihbarat disiplini açısından ele alındığında ise değişikliklerin ve yeni görevlerin Türkiye ve MİT için bir dönüm noktası olduğunu söyleyebiliriz.
Yeni yasa, MİT’e istihbarat üretmek için ihtiyaç duyduğu bilgi ve verilere daha kolay ulaşabileceği düzenlemeler getiriyor. Yine kurumu, çalışanlarını istihbarata karşı koyma konularında tahkim ediyor. Ayrıca, bazı önemli eksiklikleri olsa da denetim yollarını açıyor. Son olarak pahalı bir devlet faaliyeti olan istihbarat üretimine yeni ve önemli mali kaynak sağlıyor.
Yeni yasanın en dikkat çekici yönü MİT’e “örtülü operasyon yapma” görev ve yetkisini vermesidir. Örtülü operasyonların özellikleri, görevlendirme kararının Bakanlar Kurulu tarafından verilecek olması konuyu tartışmalı hale getirmektedir. Böyle bir yetkinin verilmesi, Bakanlar Kurulu’nun bu kararı kolayca alacağı, MİT’in uygulayacağı anlamına gelmez.

Beş kategori örtülü operasyon
İstihbarat

Yazının Devamı

Ukrayna ve örtülü operasyonlar

18 Nisan 2014

Ukrayna’-daki siyasi ve askeri gelişmeleri canlı yayınlarla izlemeye devam ediyoruz. Ülke üç parçaya bölünmüş görünüyor. Bir kısım topraklar fiilen Rusya’nın kontrolünde. Bazı bölgelerde hükümet etkisini sürdürüyor. Geri kalan bölümde ise kameralar eşliğinde bir hâkimiyet tiyatrosu izliyoruz.
Oyun farklı karakterlerdeki eylemlerden oluşuyor. Karşılıklı, kontrollü sivil protestolar. Mizansen gibi görünen küçük çaplı askeri-polisiye operasyonlar. Askeri/yarı askeri gruplar arası pasifist güç gösterileri. Tabii ki bol bol siyasi açıklamalar.
İçerideki bu tuhaf ve alışılmadık olayların yanı sıra dışarıda da rekabet var. ABD, AB ile Rusya bir yandan diplomatik görüşmeleri sürdürürlerken bir yandan da askeri manevralardan, ekonomik, diplomatik yaptırımlardan söz ediyorlar.

Üç derste “örtülü operasyon”
İçerideki tablo savaş ya da iç savaş manzarası değil. Ancak yine de çok önemli siyasi, askeri, ekonomik, diplomatik sonuçlara tanıklık ediyoruz. Merakımız, önemli sonuçlar doğuran olayların karakterini, amacını ve nasıl gerçekleştiğini anlamaya yönelik.
Batı yanlılarının başkent Kiev’de başlattıkları protesto ve çatışmaların ardından Rus yanlısı Yunakoviç iktidardan

Yazının Devamı

İstihbarat dünyası ve hoş geldin partisi

15 Nisan 2014

Yerel seçim öncesi hükümet, Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nda değişiklik için düğmeye bastı. Seçim sonrasında konu hızla Meclis’e getirildi. Artık Meclis, kamuoyu ve medyada tartışmalar devam ediyor.
Hükümet, değişen iç ve dış güvenlik ortamında stratejik ve taktik sürprizlerden kaçınmak için istihbarat hizmetlerinin etkili ve geniş çaplı üretilmesinin gerektiğine inanıyor. Ayrıca ülke çıkarlarının olduğu yerlerde “politik ve güvenlik ortamını biçimlendirmek” istiyor. Bunun için de MİT yasasında değişikliklerin şart olduğunu düşünüyor.
Resmi ve “ağ” muhalefetin yeni duruma itirazları var. Hükümetin endişelerinin geleneksel iç ve dış “stratejik sürprizler”den kaynaklanmadığını ileri sürüyorlar. Asıl amacının toplumu ve muhalefeti gözetlemek, baskı altına almak, baskılamak olduğu iddiasındalar.
Konunun önemine, eleştirilerin boyutuna ve tarafların iddialarına bakınca önümüzdeki günlerde de tartışmaların artarak devam edeceğini söyleyebiliriz.

MİT yasası ve itirazlar
Yeni yasaya içeriden ve dışarıdan itirazlar var. Bu amaçla kullanılan araçlar ve argümanların benzerlikleri kadar farklılıkları da söz konusu.

Yazının Devamı

MİT yasası ve tartışmaların boyutu

11 Nisan 2014

Kurumların etkili çalışma-ları, başarılı olmaları büyük oranda değişen koşullara adapte olabilme yeteneklerine bağlıdır. Konu ile ilgili yüzlerce kitap, makale bulabilirsiniz. Öyle ki birçok uzman “öğrenen organizasyonlar” nasıl inşa edilir sorusunun cevabını aramaya devam ediyor.
Elbette bu sadece şirketlerin değil aynı zamanda devlet kurumlarının da sorunu. Bu bağlamda ordular ve istihbarat örgütleri de işlerini daha iyi yapabilmek için sürekli örgütsel, yasal, teknik ve zihinsel değişim içinde olmaları gerektiğini biliyorlar. Kendilerini kuşatan dünyaya odaklanıyorlar.

Sürpriz ve değişim
Hükümetin, Milli İstihbarat Teşkilatı’nda büyük değişikliklere gidiyor olması bu çerçevede anlaşılabilir bir durum. Yeni sürprizlerle karşılaşmak istemiyor. Dünya, bölge ve Türkiye değişiyor. Güvenlik riskleri, devletlerin/grupların ilgi alanları, tehditler, teknoloji ve yasal çerçeve her geçen gün farklılaşıyor.
Bugün küresel sistemin nereye gittiğini tam olarak ortaya koymak mümkün değil. Suriye’den, Kırım’a, İran’dan doğu Akdeniz’e bölgesel gelişmeler de belirsizliklerle dolu. Devletlerarası savaş ihtimali azalırken, devlet dışı aktörler tarihin hiç tanıklık etmediği kadar

Yazının Devamı

PKK penceresinden yerel seçimleri okumak

8 Nisan 2014

Yerel seçim gündem-den çıkmadan cumhurbaş-kanlığı seçim sürecine girdik. Üstelik bazı şehir ve kasabalarda seçimlerin yenilenmesi kararı konuyu bir süre daha gündemde tutacak. Özellikle AKP ve BDP’nin yarış halinde olduğu yerlerde. Dikkat çeken husus, tekrarlanan yerel seçimlerin cumhurbaşkanlığı seçim sürecini manipüle edebilecek, siyasi gerilimi artırabilecek fırsat alanı ve bahaneler üretecek nitelikte olması.
Sonuçta cumhurbaşkanlığı seçim süreci ötelenmiş PKK ve nereye gideceği belli olmayan Suriye olaylarının etkisine açık.

Etkili araç şiddet olunca
Hükümet açısından PKK ile ilişkilerin “mevcut hali” ile devamı öncelikli bir konu. Çünkü seçime az bir süre kalmışken şiddet ve teröre yönelecek PKK, halkın kanaatlerini kolaylıkla etkileyebilir. Bu nedenle de hükümetin PKK ile ilişkilere odaklanması gerekiyor. Bu gereklilik ancak seçim sonuçlarını PKK’nın hedefleri, stratejisi ve mantığı açısından doğru yorumlamamakla yerine getirilebilir.
Yerel seçimlerde Türkiye, politik alanı etkileyebilecek üç farklı aktörün mücadelesine tanıklık etti. Bu bağlamda sonuçları da üç farklı biçimde ele almak gerekir. Birincisi demokrasinin ana aktörü olan legal

Yazının Devamı

Cumhurbaşkanlığı yolunda Başbakan Erdoğan

4 Nisan 2014

Seçim sonuçları zihinler-deki birçok soruya cevap vermiş oldu. Ancak bazı belirsizlikler devam ediyor. Merak edilen konuların başında da kimin cumhurbaşkanı olacağı geliyor.
Tartışmasız bugün için en güçlü aday Başbakan Erdoğan. Son tahlilde karar da ona ait. Ancak Başbakan Erdoğan’ın kararını etkileyebilecek bazı hususlar da yok değil. Genel tabloya bakarak Başbakan Erdoğan’ın kararını etkileyebilecek faktörleri dört başlık altında toplayabiliriz.

PKK faktörü
Cumhurbaşkanlığı sürecinde Başbakan Erdoğan çözüm sürecine ilişkin önüne iki hedef koyabilir. BDP’nin oylarını almak ve PKK’nın şiddete dönerek toplumu manipüle etmesinin önüne geçmek. Geçmiş tecrübeler bu hedeflerin mümkün olduğunu gösterse de bazı zorluklar içerdiği de bir gerçek.
Bunun için PKK ile yürütülen “çözüm sürecinin” mevcut hali ile kış sonuna kadar sürdürülmesi önem kazanıyor. Sessizliği ve disiplini sağlayabilecek olan ise Öcalan’dır. Öcalan, seçim sonrasına ötelediği taleplerinde ısrarcı olabilir. Ya da Başbakan Erdoğan’ın adaylığını açıklamasını fırsat alanı olarak değerlendirebilir. Bir yandan talep çıtasını yükseltirken, bir yandan da zaman baskısını artırabilir.

Yazının Devamı