Yerel seçim öncesi hükümet, Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nda değişiklik için düğmeye bastı. Seçim sonrasında konu hızla Meclis’e getirildi. Artık Meclis, kamuoyu ve medyada tartışmalar devam ediyor.
Hükümet, değişen iç ve dış güvenlik ortamında stratejik ve taktik sürprizlerden kaçınmak için istihbarat hizmetlerinin etkili ve geniş çaplı üretilmesinin gerektiğine inanıyor. Ayrıca ülke çıkarlarının olduğu yerlerde “politik ve güvenlik ortamını biçimlendirmek” istiyor. Bunun için de MİT yasasında değişikliklerin şart olduğunu düşünüyor.
Resmi ve “ağ” muhalefetin yeni duruma itirazları var. Hükümetin endişelerinin geleneksel iç ve dış “stratejik sürprizler”den kaynaklanmadığını ileri sürüyorlar. Asıl amacının toplumu ve muhalefeti gözetlemek, baskı altına almak, baskılamak olduğu iddiasındalar.
Konunun önemine, eleştirilerin boyutuna ve tarafların iddialarına bakınca önümüzdeki günlerde de tartışmaların artarak devam edeceğini söyleyebiliriz.
MİT yasası ve itirazlar
Yeni yasaya içeriden ve dışarıdan itirazlar var. Bu amaçla kullanılan araçlar ve argümanların benzerlikleri kadar farklılıkları da söz konusu.
Bu bağlamda önümüzdeki günlerde muhalefetin MİT yasasını gündemde tutabileceği en önemli platformun Anayasa Mahkemesi olduğunu söyleyebiliriz. Yasanın Anayasa’ya aykırılığı iddiasının ileri sürülmesi durumunda konu yeniden ele alınacak ve bir süre daha gündemde kalacaktır.
Yasaların ve özgürlüklerin yorumunda hükümetle gittikçe ayrışan, farklı referans noktalarına göre kararlar veren Anayasa Mahkemesi’nin yeni bir tartışma başlatması elbette sürpriz olmayacaktır. Büyük bir ihtimalle de Mahkeme, hükümetten ve Meclis‘ten farklı görüşler ortaya koyacaktır. Ardından yapılacak yeni yorumların ise konuyu farklı bir zemine taşıması kaçınılmazdır.
MİT ve rakip servislerin tutumu
Hükümetin MİT’e yeni misyon yükleme ve kapasite arttırma girişiminin yabancı servisler tarafından da dikkatle izlendiğine emin olabiliriz. İstihbarat dünyasının temel prensibi olan, “Uluslararası ilişkilerde devletler müttefik ve dost olabilirler ancak teşkilatlar asla” düsturu şu anda farklı mahfillerde işletilmektedir.
Yeni yasayı istihbarat disiplini çerçevesinde ele aldığımızda ilgi çekici bir durum ortaya çıkmaktadır. MİT’in görev tanımı değiştirilmekte, yetenekleri artırılmaktadır. Yasa, istihbarat üretimi ve istihbarata karşı koyma kapasitesinin geliştirilmesine imkân sağlamaktadır. En dikkat çekici olan ise MİT’e örtülü operasyon yapma görev ve yetkisinin verilmesidir.
MİT’in istihbarat dünyasındaki rakipleri onun bu yeni görevlerinden kolayca hazzetmeyeceklerdir. Aslında bu yaklaşımın ipuçlarını daha şimdiden görebilmekteyiz.
Suriye’de çok sayıda insanın hayatına mal olan ağır siyasi, hukuki sonuçları olabilecek zehirli gaz kullanımını dolaylı biçimde MİT’in üzerine yıkma girişimlerini bu çerçevede ele almak fantezi değildir. Özellikle de kamuoyu oluşturmak için önemli gazetelerde, dergi ve internette başlatılan tezvirat ve yayınları dikkate alınca. Anlaşılan daha şimdiden potansiyel operasyon alanlarında “psikolojik püskürtme” faaliyetleri başlamış görünüyor. Üstelik içeride de işbirliği yapılacak potansiyel çevreler var iken.