Nihat Ali Özcan

Nihat Ali Özcan

naozcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ukrayna’-daki siyasi ve askeri gelişmeleri canlı yayınlarla izlemeye devam ediyoruz. Ülke üç parçaya bölünmüş görünüyor. Bir kısım topraklar fiilen Rusya’nın kontrolünde. Bazı bölgelerde hükümet etkisini sürdürüyor. Geri kalan bölümde ise kameralar eşliğinde bir hâkimiyet tiyatrosu izliyoruz.
Oyun farklı karakterlerdeki eylemlerden oluşuyor. Karşılıklı, kontrollü sivil protestolar. Mizansen gibi görünen küçük çaplı askeri-polisiye operasyonlar. Askeri/yarı askeri gruplar arası pasifist güç gösterileri. Tabii ki bol bol siyasi açıklamalar.
İçerideki bu tuhaf ve alışılmadık olayların yanı sıra dışarıda da rekabet var. ABD, AB ile Rusya bir yandan diplomatik görüşmeleri sürdürürlerken bir yandan da askeri manevralardan, ekonomik, diplomatik yaptırımlardan söz ediyorlar.

Üç derste “örtülü operasyon”
İçerideki tablo savaş ya da iç savaş manzarası değil. Ancak yine de çok önemli siyasi, askeri, ekonomik, diplomatik sonuçlara tanıklık ediyoruz. Merakımız, önemli sonuçlar doğuran olayların karakterini, amacını ve nasıl gerçekleştiğini anlamaya yönelik.
Batı yanlılarının başkent Kiev’de başlattıkları protesto ve çatışmaların ardından Rus yanlısı Yunakoviç iktidardan düştü ve ülkeden kaçtı. Bu noktada Batı kendi “örtülü operasyonunun” işe yaradığını ve olayların öngörüldüğü biçimde seyrettiği hissine kapıldı.
Kısa süre sonra bu kanaatin yanlış olduğu ortaya çıktı. Rusya, yeni hamlelerle gidişatı değiştirdi. Görünen o ki Putin Sovyetler Birliği istihbarat servisi KGB’de çalıştığı günlerden kalma ders notlarını yeniden gözden geçirdi ve oyunun kurallarını hızla değiştirdi.
İlk olarak ayaklanmanın karakterini değiştirecek operasyonlara başladı. Stratejisini Ukrayna’nın üç farklı bölgesine göre düzenledi. Kiev, yeni yönetimin elinde kalırken, Kırım, kameralar eşliğinde, devletler ya da devlet dışı gruplar arası çatışmaya mahal kalmadan “örtülü operasyonla” Ukrayna’dan koparıldı. Ülkenin doğusu ise, yeni yönetimin öncelikli meşguliyet alanı olarak seçildi. Rejim için bu bölge, “yangında öncelikle kurtarılacak stratejik alan” haline getiriliverdi. Kırım konusu geri plana düştü. Muhtemelen de gaz ihtiyacının artacağı kara kışa kadar tablo böyle kalacak.

Eski defterler, yeni tecrübeler
Elbette Ukrayna olaylarını ve sonuçlarını daha uzun süre tartışacağız. Eski KGB albayı Putin’in profesyonel geçmişinin şekillendirdiği ilginç bir “örtülü operasyon” hikâyesini de unutmayacağız.
Rusya, Ukrayna ile sıcak bir savaşa girmedi. Fakat politik tabloyu kendi lehine değiştirdi. Bunu propagandadan, ekonomik yardıma/tehdide, sokak eylemlerinden terörizme ve yarı askeri grupların desteklenmesine kadar bir dizi “örtülü hareketlerle” yürüttü. Tek mermi atmadan çok iyi senkronize olarak, kararlı bir biçimde hedefine ilerledi.
Anlaşılan Putin sadece soğuk savaş döneminin “örtülü operasyonlar” ders notlarını karıştırmakla kalmamış aynı zamanda renkli devrimler ve Arap Baharı’ndan da epey esinlenmiş. Sonuçta örtülü operasyonlardan sabıkalı Batı dünyasına, “tereciye” tere satarak işini yapmış görünüyor.
Konu, “tere” satın almak istemeyen herkes gibi Türkiye’yi de ilgilendiriyor. MİT, yeni yasanın kendisine verdiği “örtülü operasyon” yetkisini kullanırken bu tecrübeleri göz önünde bulundurmalı. Sadece yaparken değil, hedef/kurban ülke olmamak için de.