Bayramda yollar yine kan gölüne döndü.
Onca uyarı boşunaydı.
İşte Ege Bölgesi’nin dört günlük bilançosu:
210 kaza, 22 ölü, 335 yaralı.
İzmir’e 180 kilometre uzağa, Nazilli’ye, memleketime gittim bayramın ikinci günü akşam saatlerinde... Ertesi akşam da döndüm.
Otoyolda 110-120 kilometre hızla giderken yanımdan fırtına gibi geçen, bir anda gözden kaybolan arabalardan başım döndü.
Şehir merkezlerinden geçişler tam bir kabustu.
Şu Buca Belediyesi’ni çözemedim gitti.
Tutarsızlıklar, saçmalıklar bitmek bilmiyor.
Malumunuz, bayram öncesi belediye, ilçedeki muhtarlara iftar yemeği verdi.
Sıradanlaşan iftar buluşmalarından biri olduğunu düşünmüştüm ama öyle değilmiş meğer.
Meğer iftar yemeği, destek yemeğine dönüşmüş.
12 muhtar, Belediye Başkanı Ercan Tatı ile pek çok konuda karşı karşıya gelen CHP’li Meclis üyelerine mektup yazmışlar.
Altına da imzalarını atmışlar.
Malum, 2015 EXPO’su için en uygun yer olarak İnciraltı gösterildi.
Planlar hazırlandı, İnciraltı’ndaki mülk sahipleri heyecanlandı.
Sözü uzatmayalım, 2015’i kaybettik.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 2015’in favori alanı İnciraltı’nın EXPO 2020 için uygun olmadığını beyan edince, yeni bir yer arayışına başlandı.
Yarımada önerildi.
Her belediye başkanı, EXPO’nun kendi ilçesinde yapılmasını istedi.
“Ya tutarsa” hesabı...
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İzmir’in oylarıyla TBMM’ye giden bir milletvekili.
Kendilerinin ne kadar İzmirli olduğu tartışılırken, Urla’dan ev aldığını öğrendik.
Kendini daha iyi “İzmirli” hissedebilmek için bunu yapmış olmalı.
Kirada otursanız bile, eğer şartlara uyarsanız İzmirli sayılırsınız da, İzmir’den ev almakla İzmirli olunmuyor ama...
Ne diyelim, güle güle otursun.
* * *
Bakan Yıldırım, AKP’nin son genel seçimlerde İzmir’de gerçekleştirdiği çıkışın devamını yerel seçimlerde getirmeye yönelik işe yarayacak hiçbir fırsatı kaçırmıyor.
İzmir’de sağlık sağlık hizmetlerinin, pek çok ile göre çok daha üst kalitede olduğu tartışılmaz.
Alanlarında çok başarılı, şöhretleri bırakın İzmir’i, Türkiye’nin dışına taşmış doktorlarımız var.
Hasta kabul anlamında en yoğun iller sıralamasında ilk üçte yer alması bile, İzmir’in sağlık hizmeti açısından çok şanslı olduğunu anlatmaya yeter de artar.
Türkiye’nin dört bir yanından hasta yağıyor İzmir’e...
Talep fazla olunca, yeni hastaneler açmak, mevcutlarının kapasitelerini artırmak gerekiyor elbette.
* * *
Nitekim İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Özkan, bu konuda önemli açıklamalarda bulundu.
Buca’nın son dönem tarihini, “Cemil Şeboy’dan önce”, “Cemil Şeboy dönemi” ve “Cemil Şeboy’dan sonra” diye üç ayrı kategoride değerlendirmek lazım.
C.Ş’den önceki Buca’nın halini bilenlerdenim. Hayatımın 10 yılı orada geçti çünkü...
Kendi halinde bir ilçeydi 1994 öncesi...
Daha sonra, DSP, BTP ve AKP’den üç dönem belediye başkanlığı yapan Cemil Şeboy, ilçenin çehresini değiştirdi.
* * *
Binaların arasında sıkışan Heykel dışında bir meydanı yoktu Buca’nın...
Şeboy, Çevik Bir Meydanı’nı açtı, kent merkezine yeni bir hava getirdi.
İnciraltı, İzmir’in kıymetlisi...
Bir bakıyorsunuz İnciraltı, EXPO için en uygun yer...
Sonra bir bakıyorsunuz, “Yok yok, burası uygun değil” diye demeç patlatıyor bir devlet büyüğü...
İnciraltı’nda 110 kaçak ve ruhsatsız yapı bulunuyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı kurum “yıkılsın” diyor; bakanlık ise “yıkıl karşımdan” diye hiddetleniyor!
Böyle olunca, papatya falı açmak şart oluyor elbette.
* * *
Türkiye Cumhuriyeti’nde ölülere oy kullandırıldığını (!) biliyorduk da ölülere reçete yazıldığını nereden bilebilirdik ki...
Meğer benim ülkemde, ölüye reçete yazan doktorlar, mezardaki insana ilaç veren eczacılar varmış da bizim haberimiz yokmuş.
Bu olayı ortaya çıkaran kişi, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İzmir Müdürü Mustafa Keskin...
Son 9 ay içerisinde ölen 11 bin kişiyle ilgili yapılan araştırmada, 61 kişiye, öldükten sonra reçete yazıldığını ortaya çıkardı.
“Devlet malı deniz, yemeyen keriz” sloganıyla hareket eden onca devlet büyüğü, onca bürokrat varken, Mustafa Keskin gibi devletin menfaatlerini koruyan biri, doğal olarak gözümüzde kahramanlaşıyor.
Açtım telefonu, tebrik ettim kendisini...
“Sırada nasıl bir operasyon var?” diye sordum.