Buca’nın halleri

Buca’nın son dönem tarihini, “Cemil Şeboy’dan önce”, “Cemil Şeboy dönemi” ve “Cemil Şeboy’dan sonra” diye üç ayrı kategoride değerlendirmek lazım.
C.Ş’den önceki Buca’nın halini bilenlerdenim. Hayatımın 10 yılı orada geçti çünkü...
Kendi halinde bir ilçeydi 1994 öncesi...
Daha sonra, DSP, BTP ve AKP’den üç dönem belediye başkanlığı yapan Cemil Şeboy, ilçenin çehresini değiştirdi.
* * *
Binaların arasında sıkışan Heykel dışında bir meydanı yoktu Buca’nın...
Şeboy, Çevik Bir Meydanı’nı açtı, kent merkezine yeni bir hava getirdi.
* * *
Toplam 11 minibüsün, 40 dakika arayla sefer yapan otobüsün yolcu taşıdığı Evka 1, tam bir mahrumiyet bölgesiydi.
Şeboy, o bölgeye “Yedi Göller”i kurdu, sosyal mekanlar açtı, bölgeyi mahrumiyetten kurtardı.
İrili ufaklı 7 tane göl, şırıl şırıl akan sular, yemyeşil bir doku, Buca Tenis Kulübü tesisleri ile çok şık oldu Evka 1...
Vadiye inşa edilen Buca Arena Stadı, o bölgenin nazar boncuğu...
* * *
Gölet de Şeboy’un eseridir.
Bucalılar, hatta İzmir’in dört bir köşesinden insanlar, kafa dinlemek için oraya koştu.
Ortada bir göl, amfitiyatro, restoran, yeşil koca bir alan... Arka tarafta çam ormanları...
* * *
Forbes Caddesi, Sevgi Yolu’na dönüştürüldü.
Sanatsal heykeller, masklar, figürlerle süslendi her taraf...
* * *
Bugün Bucalılar, eğlenmek, bir şeyler yiyip içmek için artık Alsancak’a gitmeye gerek duymuyor.
Çünkü Şeboy döneminde ilçede alternatif mekanlar arttı.
İlçenin her semtine kalıcı pek çok hizmet götürüldü.
Özetle C.Ş’den öncesi ve C.Ş. dönemi böyleydi.
* * *
Ya C.Ş’den sonrası?
Bu soruyu, eski Başkan Cemil Şeboy’a sordum:
“Buca’da neler oluyor? Sizin yaptıklarınızın üstüne bir şeyler yapıldı mı?”
Aldığım cevap çok netti:
“Bırakın benim koyduğum taşların üstüne taş koymayı, onları korumayı bile beceremediler. Benim bıraktığım eserler birer birer yok ediliyor. Çok üzülüyorum.”
Bir dokundum, bir ah işittim. Şimdi söz eski Başkan Cemil Şeboy’da:
“Gölet, Gölet olmaktan çıktı. Çok lazımmış gibi lunapark kurdular. Koca koca TIR’lar, altyapıyı mahvetmiş. Kim bilir kaça onarılır. Çimler bozulmuş. Hayvanları kümeslere tıkmışlar.
Yedi Göller’de su akmıyor artık. Kanallar kurumuş. O bölge, giderek çirkinleşiyor.
Sırf ben yaptım diye, Fil Heykeli’ni kaldırmak istediler. Sonra tepki görünce, ‘Havuzun bakımı için kaldırmıştık’ deyip, yerine koydular. Forbes’teki hayvan heykelciklerini kaldırdılar.
Nereye gitsem, vatandaşlar boynuma sarılıyor, dert yanıyor. Vatandaş, ayağına hizmet getiren bir belediye istiyor. Ben, ziyaretlerimde sorunları not ettirir, başkan yardımcıma havale eder, sonucu sorardım. Şimdi herkes koltuğunda oturuyor.”
Bunlar Cemil Başkan’ın anlattıkları...
Şimdi de Buca’da yaşayan vatandaşları dinleyelim:
“Belediye Başkanı Ercan Tatı, seçimlerde CHP’li de olsa AKP’li de olsa, kendisine muhalefet yapan herkesle uğraşıyor. Destek veren esnafa uyarı cezası bile verilmiyor. Fakat muhalifse, işyeri ruhsatlı da olsa, çeşitli bahanelerle ceza üstüne ceza yiyor, kapatmayla tehdit ediliyor.
Belediyenin karşısında ruhsatsız oto yıkama servisi var. Yetkililer, o manzarayı seyrediyor.
Kaynaklar tarafındaki bahçelerdeki restoran ve kafeler ruhsatsız. Onlara da göz yumuluyor. Çifte standarın alası var Buca’da...”
İşte Cemil Şeboy’dan sonraki Buca’nın hali böyle.
Acaba Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı, bu iddialara ne cevap verecek, merak ediyorum.