CHP’nin kendi kendine verdiği zararı, inanın hiçbir parti vermedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’lı AK Parti bile...
CHP’de kazanlar, hep fokur fokur kaynamakta.
Sorunun biri bitiyor, diğeri başlıyor.
Şimdi de imzacılar var sahada...
622 il delegesinden 400’ünün imzasını almak hedefiyle yola çıkan İzmirli imzacıların tek isteği, İl Başkanı Tacettin Bayır’ı yemek mi?
Yoksa...
Bir sabah otobüs durağına giderken, bizim apartmanın köşesindeki elektrik direğinde yuvarlak bir çelik kutu gördüm.
Yeni takılmış olmalıydı. Bir gün önce akşam eve giderken, termosifonu andıran o koca metal kapaklı şey yoktu orada.
Gördüğüm, tabii ki baz istasyonuydu.
Merak ettim, direğin dibindeki taksi durağında oturan taksici komşulara sordum. Aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- Arkadaşlar, bu nedir? Ne zaman takıldı?
- Dün akşam birileri geldi, sabaha karşıydı. Dört kişilik ekip direğe bir şeyler taktılar. Baz istasyonu mu neymiş!
- Peki, hiç itiraz etmediniz mi? Keşke, gerekli gereksiz kullandığınız kornalarınızı çalıp mahalle sakinlerini uyandırsaydınız.
Milliyet Ege yazarı Hilmi Gültay ağabeyimizin esas yazı alanı, trafik.
Onun bahçesine her girişimde, içimde bir suçluluk duygusu oluşurdu.
Hilmi ağabeye karşı ayıp ettiğimi düşünürdüm.
Meğer benim, hatta başka yazarların trafik konulu yazılarını görünce, çok mutlu olduğunu söylüyor sevgili büyüğümüz.
“Seviniyorum, çünkü” diyor ve ekliyor:
“Trafikteki kurallara inat, kuralsız yaşayanları bilgilendirmek lazım. İnsanlar pisi pisine yollarda ölüyorlar. Bu konuda çaba harcayan herkes, başımızın tacıdır.”
Bugün, yine Hilmi ağabeyimizin bahçesine gireceğim, izniyle.
Türkiye ile Yunanistan arasında düşmanlık falan yok aslında.
Hatta, bizim dost bildiğimiz ülkelerin insanlarından daha samimi olduklarını söyleyebilirim. Son gelişme, bu gerçeği pekiştirir cinsten.
HHH
Malum, Ege kıyıları, Yunan adalarını komşu kapısı yaptı.
Seferihisar, Ayvalık, Kuşadası, Çeşme, Foça, Dikili ve Akçay’dan yaz boyunca gemiler kalkıyor, Yunan adalarına... Bayram tatilinde gemiler ful çekti.
Bu ziyaretlerle bir nevi, ekonomisi berbat durumdaki Komşu’ya ilaç olduk.
Ekonomisi ha bugün ha yarın batacak diye beklenen Yunanistan, İzmir’in turistik desteğini karşılıksız bırakmadı.
İzmir’de bugün herkes Göztepe-Karşıyaka maçını konuşacak.
1981’deki 80 bin kişinin izlediği maçı tribünden izlemiş, saha kapattıran olayların yaşandığı 2004’teki son randevuya tanıklık etmiş biri olarak, bugünkü buluşmanın, iki camia için de milat olmasını arzu ediyorum.
Peki, Karşıyaka ve Göztepe camiaları bugünün, gerçekten milat olmasını istiyorlar mı?
Sorunun yanıtını, bu akşam Atatürk Stadı’nda alacağız.
Umarım, o ışığı görürüz.
* * *
Karşıyaka ve Göztepe arasında sahadaki rekabetinin dışarıda dostlukla sürdüğünü anlatan masal gibi anılar dinledik, yıllarca...
Daha iki gün önce Milliyet Ege’de manşet attık.
“Sorunları sevgiyle çözün” diyordu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu...
“Kol kırılır, yen içinde kalır” sözünü hatırlatıyordu.
“Partiyi yıpratıcı beyanatlar vermeyin” diyordu.
“Milletin gözü önünde kavga etmeyin” diye tembihliyordu.
Kılıçdaroğlu’nun bu mesajlarından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun, Kocaoğlu ile sıkıntıları olan ilçe belediye başkanlarının haberi oldu da...
Bir CHP İl Başkanı Tacettin Bayır’ın haberi olmadı.
Gazetelerde manşetler ortak:
Bucalı muhaliflerden çılgın projeler!
Buca Belediyesi Meclis üyeleri Doç. Levent Köstem, ekonomist Adnan Öztekin, makine mühendisi Güngör Kaya, mimar Erkut Tamay’ı kast ediyorlar.
İnsanın adı çıkacağına canı çıksın, diye boşuna dememişler.
Sık sık Başkan Ercan Tatı ile karşı karşıya geldiler ya...
Muhalifler aşağı, muhalifler yukarı...
“Muhalif”in sözlük karşılığı, bir tutuma, bir görüşe, bir eyleme karşı olan, aykırı olan...
Kanun ve yönetmeliklere uyacağımıza, kanun ve yönetmelikleri kendimize uydurmayı pek iyi biliriz. Bu konuda kimse elimize su dökemez.
Mesela, futbolumuz şike skandalıyla çalkalanırken, birilerini kurtarmak adına yine kılıflar hazırlanıyor.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun şike skandalı yüzünden kimseyi üzmeye niyeti yoktu ama UEFA’dan mızıkçı biri geldi, oyunu bozdu gitti!
Bir aksilik olmazsa, kalpleri kırılanların gönüllerini alacağız, küçük bir talimat değişikliğiyle...
Evet; Futbol Disiplin Talimatı’nın, bazı kulüplerimizin ihtiyacı (!) doğrultusunda değiştirilmesi düşünülüyor!
Eğer partiler de bu düşünceye destek verir, TBMM’den geçip kanunlaşırsa, işte o zaman Türk futbolu rahat bir soluk alacak! Şikeciler de...
Şike yapmak serbest olacak çünkü! Teşvik primi vermek, suç olmaktan çıkarılacak!