Malum, 2015 EXPO’su için en uygun yer olarak İnciraltı gösterildi.
Planlar hazırlandı, İnciraltı’ndaki mülk sahipleri heyecanlandı.
Sözü uzatmayalım, 2015’i kaybettik.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 2015’in favori alanı İnciraltı’nın EXPO 2020 için uygun olmadığını beyan edince, yeni bir yer arayışına başlandı.
Yarımada önerildi.
Her belediye başkanı, EXPO’nun kendi ilçesinde yapılmasını istedi.
“Ya tutarsa” hesabı...
Bu kez Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Gökhan Erkan çıktı ortaya.
“Buca Kaynaklar” dedi.
Kaynaklar’ı, yönetim kurulu kararı ile öneren Erkan, rant kaygılarının, yapılaşma baskılarının, arsa spekülasyonun bertaraf edilmesini istedi.
“Neden Kaynaklar?” sorusuna uzun uzun yanıtlar verdi.
İyiniyetli olduklarından eminim.
Fakat kendilerine katılmadığım bir nokta var.
“EXPO’nun, lobi faaliyetleriyle kazanılacağı varsayımından vazgeçilmeli.”
Yani yer, lobiden çok daha önemli, demek istiyor.
Bakan da öyle düşünüyor olmalı ki, yer beğenemiyoruz.
İnciraltı mı, Urla mı, Buca mı?
Yoksa başka bir yer mi?
Oysa, bundan önceki organizasyonu lobi yetersizliği yüzünden kaybettiğimizin farkında olmalıydı Gökhan Erkan...
50 bin dolarlık rüşvetleri veremediğimiz için bazı ülkeler oylarını Milano’ya sattı.
İnciraltı’nın kötü ve yetersiz olduğu düşüncesine kesinlikle katılmıyorum.
Biz yer kavgası yaparken, elin oğlu EXPO 2020’yi de alıp gidecek.
Bu organizasyonun İzmir’e kazandırılması için yıllardır uğraş veren Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Vakit daralıyor, sunumlar gecikiyor” diye uyarıyor her fırsatta...
Yılmaz Temizocak ve diğerleri de gecikmeden duydukları rahatsızlığı, kapıdaki tehlikeyi dikkat çekiyor.
Kurullara kimler girsin, kimler girmesin, onu konuşuyoruz.
Anlayacağınız, havanda su dövüyoruz.
EXPO’nun yapılacağı yeri bile tespit edemeyen İzmir’in bu yarışta iddialı olma ihtimali her geçen gün azalıyor.
Haydi silkelen İzmir...
Bari bu treni kaçırma!
Gerçekleri görebilmek
Her ne kadar basketbolda, voleybolda, atletizmde uluslararası büyük başarılar kazanan bir ülkede yaşıyor olsak da, bizde “spor” denince, akla önce “futbol” geliyor.
O da çok kirlendi maalesef.
Onu temizleyecek ne bir federasyonumuz var ne de mangal yürekli bir devlet adamımız.
Fakat Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu üyesi, İzmir’in eski İl Emniyet Müdürü Lütfü Tomuş, sarı lacivertli camiadaki gelişmeleri değerlendirirken, farklı hesaplar peşindekilere ders verdi adeta...
Efsane müdür, Fenerbahçe’nin yetkili organları futbolcularmış gibi onlara danışılarak “Bank Asya 1. Lig’de oynamak istiyoruz” açıklamasını, yönetimin acizliği olarak görüyor.
Nihat Özdemir’in istifasının da, buradaki hatasından kaynaklandığını düşünüyor. Tomuş, “Futbolcularla ve sorumsuz taraftarlarla etrafa çamur atarak karar alınamaz ve bu düşünceler kulübü bağlamaz” diyor ve ekliyor:
“Kriz yönetimi oluşturulmasını teklif ettik ama kabul görmedik. Fenerbahçe, hiç kimsenin babasının çiftliği değildir. Bu çıkmazdan, taraftarlarımızı sokağa dökerek değil, soğukkanlılıkla, hukukçularımızla ve kongre üyeleriyle dayanışma halinde çıkabiliriz. Tribünlere oynayarak değil.“
“Siz kim oluyorsunuz da Fenerbahçe’ye böyle bir ceza veriyorsunuz?” diye çıkışanlar, sanırsınız ki Lütfi Tomuş’tan daha büyük Fenerbahçeli...
Fenerbahçe’yi sözde korumaya çalışırken komik duruma düşenlerin, Lütfi Tomuş’u örnek almalarını öneriyorum.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024