Zamanın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, İzmir Körfezi’nden beter kokan Haliç için “Gözlerim gibi masmavi olacak” demişti.
Hayal görüyor sanmıştık. Fakat Haliç’i aynen gözleri gibi yaptı.
Şimdi de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, evden çıkıp Körfez’de yüzmeyi vaat ediyor.
Mümkün müdür?
Tabii ki mümkün ama bence çok zor.
* * *
Burhan Özfatura’nın birinci döneminde Büyük Kanal Projesi hayata geçirildiğinde, Körfez’in temizleneceğine inanmıştık, umutlanmıştık.
Söze, “Matematik sever misiniz?” sorusuyla başlayayım.
Sanırım çoğumuz sevmez. Fakat matematik dehalarına karşı inanılmaz bir saygımız, sempatimiz, hayranlığımız vardır, öyle değil mi?
Bilimin temel taşlarından biri olan matematikte dehalar keşfedilsin, diye bir köy kuruldu, Şirince’de...
Matematik Köyü... Köy içinde bir köy...
Köyün patronu, Aziz Nesin’in oğlu Prof. Ali Nesin.
Taş evleri, dar ama serin sokakları, çardakları, amfitiyatrosu var köyün...
Televizyonu yok, yüksek sesle konuşmak, müzik dinlemek yasak.
Kordon İşadamları Derneği Başkanı Ömür Şanlı, Ege’de Sonsöz muhabiri Erkan İyigüngör’e verdiği röportajda içini dökmüş. Satırı satırına iki kez okudum.
İlginç notlar çıkardım.
Mesela EXPO ile tehdit ediyor. Ömür Şanlı diyor ki:
“Bu tartışmalar, EXPO tarafından arşivleniyor. Böyle kavgalı bir kent, EXPO’ya seçilemez.”
Anlaşılan, 2015’i kaybetmemiz, bu kavgalar yüzündenmiş!
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ömür Şanlı ve arkadaşlarıyla iyi geçinirse, 2020 garanti demek ki!
Madem öyle, hala ne duruyorsun Sayın Kocaoğlu?
Ne büyük keyiftir, ince belli cam bardakta tavşan kanı çay içmek Kordonboyu’nda...
Ya da bol köpüklü bir kahveyi höpürdetmek...
Günbatımını seyrederken buğulu kadehten içilen biranın, aslan sütünün tadı da bir başkadır.
Alsancak Vapur İskelesi’nden başlayıp taa Konak Pier’e kadar salına salına yürümek, insanın ömrünü uzatır.
Hiçbir şey yiyip içemesen de sevgilinle el ele dolaşırsın avare avare...
Demem o ki, Kordonboyu hayattır, mutluluktur, bir sevdadır.
* * *
Geçen pazar günü saat 22.20’de, Seferihisar gişelerinden İzmir yönüne doğru otoyola girdik.
Narlıdere gişelerinden çıktığımızda saat 23.10 idi.
Yani 10 dakikalık yolu 50 dakikada geçtik.
Bu gecikmeyi, inanın hiç kafaya takmadım.
Kızım direksiyonda, ben sağ koltukta... Belki de ondan rahatım, kim bilir.
Fakat en sağ şeritten giderken, yan tarafımdaki ‘emniyet şeridinden’ vızır vızır geçen araçları gördükçe ufaktan ufaktan gerilmeye başladım.
Emniyet şeridini kullananların ardı arkası kesilmeyince, 155 Polis İmdat’ı aradım.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2001 yılında, Yassıcaada’yı günübirlikçi tatilcilere sundu.
İlerleyen yıllarda, İzmir’e 1.5 saatlik uzaklıktaki adaya çeşitli yatırımlar yaptı.
Güneşlenme alanları hazırlandı, şezlonglar kuruldu, büfe açıldı.
Soyunma odaları, duşluklar oluşturuldu. Cankurtaran, doktor, hemşire görevlendirildi.
Yolcularla birlikte adaya gidip gelen sağlık ekibi, gemide de sağlık hizmeti veriyor.
İzmirliler, her yaz Yassıcaada’ya sabah vapur sefasıyla gidiyorlar, akşam da güle oynaya dönüyorlar.
Böylesine keyifli bir tatili kim istemez ki...
Türkiye, son yılların büyük bir şike skandalıyla çalkalanıyor.
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın şike skandalı kapsamında tutuklanması, operasyonun önemini açıkça ortaya koyuyor.
Fenerbahçe küme düşürülecek mi, yoksa yerinde kalacak mı?
Her gün onlarca insandan duyduğum bu soruyu bir kenara bırakalım.
Hangi takımlar şike yapmış, hangi futbolcular maşa olmuş ve hangi yönetici bu işlere bulaşmış, bu soruları da es geçelim.
Fenerbahçeli binlerce taraftar, sokaklara dökülmüş, isyanda...
O görüntüleri de karartalım.
İzmir, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne 26 milletvekili gönderdi.
11’i AKP’den...
61. hükümetin 26 kişilik kabinesinde İzmir Milletvekili iki bakan buluyor:
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay...
Fakat kabinede İzmirli tek bakan bile yok.
Yapılan tercihler, AKP’nin İzmir’e ne kadar değer verdiğini açıkça gösteriyor aslında.
Kim, kimdir, ne kadar İzmirlidir, bir bakalım.