Denizde kış

2 Ocak 2011

Halkımız misafirperverdir. Özellikle kış aylarında yelkenli bir tekne ile bir beldeye yanaştığınızda bu misafirperverliği çok daha candan sergiliyorlarTekneyle dolaşmak ve denizin tadını çıkarmak için ille de bahar aylarını ya da yaz mevsimini beklemeye gerek yok. Elbette hava durumunu almak kaydıyla her mevsimde denizde dolaşmak ve keyif almak mümkün. Özellikle kış aylarında yelkenli bir tekneyle bir limana yanaştığınızda, limandakilerin sizi daha içten karşıladığına tanık oluyorsunuz.
Teknemin Ataköy’de bağlı olduğu bir yılbaşı öncesinde “Neden Trilye’ye gitmiyoruz?” dedim. O zamanlar özellikle de kış aylarında İstanbul’da teknesi olanlar ya Heybeliada ya Boğaz ya da Sivriada’ya doğru çıkıyor ve sonra tekrar marinaya geri dönüyordu. Trilye, Bandırma’nın çevresindeki Kapıdağı yarımadasındaki güzelim koylara giden tekne pek yoktu.

Başkanın lokantasında kutlama yaptık31 Aralık günü öğle saatlerinde Ataköy’den çıkıp 34 mil ilerideki Trilye’ye doğru yelken bastık. Hava bulutlu, hafif yağmur çiseliyor ama 25 mil esen rüzgarla da tekne dalgaların üzerinde keyifli keyifli ilerliyordu. Gün batımı ile birlikte Trilye limanına girdik. Limanda bağlı bulunan Sahil Güvenlik botunun

Yazının Devamı

Vergi kalktı, amatör denizci yandı

26 Aralık 2010

Amatör teknelerden alınan Motorlu Taşıtlar Vergisi geçen yıl “denizcilere müjde” diye kaldırıldı. Ama yerine getirilen harçlar ve cezaların acısı, aradan bir yıl geçtikten sonra anlaşıldı. Vergi yerine getirilen harçların miktarı arttıVergi kalkınca mükellefler sevinir, canları niye yansın?” diye düşünebilirsiniz. Ama burası Türkiye, burada her şey olabilir. Amatör denizcilerin büyük bir çoğunluğu, aralık ayının son 10 gününde Türkiye’nin dört bir yanındaki liman başkanlıklarında harç ve vize gecikme şoku yaşadı.
İşi en baştan özetleyelim.
ABD, AB ülkeleri ve Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika gibi denizci ülkeler özel teknelerden yıllık vergi ya da büyük miktarlarda harç almaz. Aksine kendi bayrakları dünya denizlerinde dalgalansın diye amatör denizcileri teşvik ederler. Türkiye’de 2009 yılının haziran ayına kadar, özel kişilere ait, Türk bayraklı amatör teknelerden Motorlu Taşıtlar Vergisi alındı. Üstelik bu vergi, alınan verginin neredeyse sekiz katıydı.
Uzun tartışmalardan sonra Başbakan Erdoğan da verginin kaldırılmasına yeşil ışık yaktı. Kanun geçtiğimiz yıl 1 Haziran 2009 tarihinden geçerli olmak üzere TBMM’den geçti.
Yeni kanuna göre, özel teknelerden MTV

Yazının Devamı

Bir dünya turu kesmedi, ikincisine çıktı

19 Aralık 2010

2004-2007 arasında 18 metrelik yelkenli teknesi Anouk ile dünya turu yapan Ekrem İnözü tekrar dünya turuna çıktıİş hayatının stresinden bunalan ve kurduğu fabrikayı (Aytaç Et) sattıktan sonra 2004-2007 yılları arasında dünya turu yapan Ekrem İnözü (60), ikinci kez dünya denizlerine açıldı. İlk seyahatini Bayan Ann ile yapan İnözü, ikinci yolculuğa da Karadenizli tayfam dediği Cemile hanımla başladı.
17 Eylül 2010 tarihinde Bodrum’dan yola çıkan Ekrem İnözü, Fransa’da teknenin direği ve yelkenlerini elden geçirdi ve kasım sonunda da birkaç günlüğüne Türkiye’ye geldi. Gökova Körfezi Okluk Koyu’nda buluştuk, sohbet ettik. İşte bu sohbetten satırbaşları:
“2007’nin nisan ayında klasik dünya turu rotasını tamamladığımda, kafamda yeni yolculuğun planlarını yapmaya başlamıştım bile (Klasik dünya turu rotası: Cebelitarık Boğazı, Atlantik Okyanusu, Panama Kanalı, Pasifik Okyanusu, Hint Okyanusu, Kızıldeniz, Süveyş Kanalı ve Akdeniz geçilerek sürekli batıya doğru gidilerek yapılan rota). İlk seyahatin anılarını anlatan “Dünya Varmış” kitabının yazımı, basımı, piyasaya verilişi, Türkiye kıyılarının özellikle de Gökova’nın keyfini çıkarmak derken 3,5 sene geçiverdi.
Yeni yolculuk,

Yazının Devamı

Binlerce yıl öncesini hissediyorsunuz

12 Aralık 2010

Fethiye’deki gezimize devam ediyoruz. Bir taraftan antik dönem tarihi içinde yolculuk ederken, bir taraftan da yağış sonrasında ormanlarda coşan mantar ziyafeti çekiyoruz.Fethiye-Antalya arasında dağlar, ormanlar, dik uçurumlar, geniş kumsallar kat edilerek geçilen Likya Yürüyüş Yolu, antik dönemin önemli bir ticaret yolu idi. 509 kilometrelik bu yol Likya, Pers, Roma, Yunan, Selçuklu ve Osmanlı kültürlerinin izini sürüyor. Bu yolun turizm amaçlı ilk tanıtımı 1980’li yıllarda Hülya Gürkan tarafından başlatılmış, 1999 yılında İngiliz araştırmacı Kate Clow tarafından uluslararası mecrada duyurulmuş. Şimdilerde dünyada yürüyüş tutkunlarının en gözde parkurlarından biri olmuş. Bu yürüyüş yolunu geçmek için kimilerine göre 15 gün, kimilerine göre de 30 gün gerekli... Yol boyunca günde altı-sekiz saat yürünüyor. Bazı geceler köylerdeki pansiyonlarda konaklanılıyor, bazı geceler de çadır kuruluyor. Bizim bu kadar zamanımız olmadığı için otomobille yola çıktık. Likya antik döneminin önemli kentlerinden Xantos, Letoon ve Patara’yı ziyaret ettik. Bu yürüyüş yolu üzerinde, Sdyma, Pınara, Antiphellos, Apollonia, Simena, Myra, Limyra, Olympos, Phaselis gibi antik kentler de bulunuyor.

İl

Yazının Devamı

Gez gez bitmiyor

5 Aralık 2010

Fethiye’ye denizden geldik, tekneleri bağladık, kendimizi çevredeki dağ yollarına vurduk...

Fethiye’yi denizden ziyaret ederken, tekneyi güvenli bir şekilde bağlayıp karadan birkaç günlük gezi planları yapmakta fayda var. Biz teknemizi Karagözler Mevkii’ndeki Yacht Classic Otel’in iskelesine bağladık. Yaklaşık 30 yıldır görmediğim bir arkadaşımla karşılaştım. Ankara’da üniversite yıllarında beraberdik.
30 yıl önce Fethiye’ye yerleşmiş ve turizmcilik yapıyor. “Syessa Ana” kitabının yazarı Birol Ganioğlu... Onun rehberliğinde Fethiye ve
çevresinde hızlı bir tur attık.
Önce Kayaköy’e gittik. Bana göre uzun menzilli bir yürüyüşle (iki saat onlara göre kısa imiş) Af Kula Manastırı’na tırmandık ve harika bir manzaraya tanık olduk. Ardından Yalancı Boğaz ve Gemiler Koyu’na bir de yüksekten baktık. Ölüdeniz’i tepeden seyrettik. Likya Yürüyüş Yolu’nun başlangıç bölümünü tembellik edip otomobille turladık. Kabak Koyu’nda, denizden 400 metre yükseklikte nefis kekik çayı içip manzara seyrettik.
Likya Yürüyüş Yolu’nu ve Likya’nın önemli kentleri Xantos,
Letoon ve Patara ziyaretlerini de ertesi güne bıraktık.

Kayaköy

Yazının Devamı

Göcek’i kurtarırken Hisarönü’nü batırdık

19 Eylül 2010

Uzun yıllar Göcek’te bağlı duran büyük motor yatlar, sezon başında verilen kirlilik alarmının etkisiyle, biraz da yeni yerler görme isteği ile bu yaz Hisarönü Körfezi’ne akın ettiler. Ayrıca çok sayıda gulet ve tur teknesi de Göcek’te uygulamaya giren mavi kart zorunluluğu nedeniyle ceza korkusundan Göcek turlarını iptal etti, Hisarönü Körfezi’ne yöneldi.
Basında yer alan Selimiye, Bozburun, Orhaniye ve Yunanistan’a ait Simi adasını tanıtan yazılar da bölgeye ilgiyi artırdı. Göcek’te kirlilik durdu ama Hisarönü Körfezi’ndeki Selimiye, Bencik, Orhaniye, Bozburun gibi koylarda deniz kirlenmeye başladı.
Büyük motor yatlar, bulundukları koyda uzun bir süre hareket etmiyor ya da yakın koylar arasında dolaşıyorlar. 6 tona kadar ulaşan pis su tanklarında atıklar birikiyor, çevreyi kirletme özelliği daha da artıyor. Gece yarısı arıttıkları pis suları, koy içinde denize boşaltıyorlar. Arıttıklarını sandıkları su, durgun suya sahip koyların üzerinde tabaka oluşturuyor. Sonuç, kirlilik... Oysa yıllardır bu sularda dolaşan yelkenliler gibi körfez dışına çıkıp atıklarını açık denize boşaltsalar sorun olmayacak.



Sadıkoğlu’nun “deniz evi”
Guletler ve günübirlik gezi tekneleri ise her

Yazının Devamı

Göcek bitmedi

5 Eylül 2010

Göcek, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en gözde yat turizmi bölgelerinin başında gelir. Ancak Göcek, bu sezonu sıkıntılı geçiriyor. Turizm gelirlerinde yüzde 40’a varan düşüş yaşanıyor. Göcek Belediye Başkanı Recep Şatır, bu sezon Göcek’te yaşanan sıkıntıları anlatmak amacıyla denizcilik üzerine yazı yazan gazetecileri, Göcek’e davet etti. Hep birlikte Göcek koylarını dolaştık. Göcek’te olan biteni gördük. Belediye Başkanı Recep Şatır ve esnafa göre Göcek’te yaşanan sıkıntının nedeni, Deniz Temiz Derneği Turmepa’nın, sezon başında yaptığı bir açıklama...

Mavi kart korkusu
Turmepa Genel Sekreteri Levent Ballar şöyle bir açıklama yapmıştı: “Göcek’te kirlilik giderek artıyor. Önerilerimiz yerine getirilmezse biz Turmepa olarak Göcek’ten çekiliyoruz.” Bu açıklama ulusal basında geniş yer buldu ve “Göcek’te deniz kirliliği had safhaya ulaştı” diye algılandı. Birçok kişi tarafından Göcek koyları, gezi rotasından çıkarıldı.
Göcek’te işlerin düşmesinin bir başka nedeni de, Özel Çevre Koruma Kurumu’nun yayımladığı, elektronik mavi kart genelgesi oldu. Bu genelgeye göre, teknelerin pis su atıklarının elektronik bir kartla (mavi kart) izlenmesi, pis sularını Turmepa’nın atık alım

Yazının Devamı

Rüzgar dostluk için esti

22 Ağustos 2010

Setur Marinaları tarafından 2000 yılından beri her iki senede bir geleneksel olarak düzenlenen Uluslararası Ege Yat Rallisi’nde yelkenler dostluk rüzgarları ile doldu.
Kuşadası Setur Marina’dan başlayan ralliye katılan yatlar, sırasıyla Samos, Leros, Simi ve Rodos adalarını ziyaret etti ve son olarak Marmaris Netsel Marina’ya bağlandı. Komodorluğunu duayen denizci ve gazeteci yazar Necati Zincirkıran’ın yaptığı ralliye, Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç ile efsanevi denizci Sadun Boro da katıldı.



Bu yıl 52 tekne katıldı
52 tekneden oluşan ralli filosu, uğradıkları her adada, halkın yoğun ilgisi ve misafirperverliği ile karşılandı. Adalarda düzenlenen çevre gezilerinde yatçılar adaları, adaların tarihi ve kültürel değerlerini, doğal güzellikleri ve lezzetlerini keşfetme fırsatı buldular. Ziyaret edilen adalarda ev sahipliğini kimi zaman yerel yönetimlerin, kimi zaman marinaların ve kimi zaman da yerel yat kulüplerinin üstlendiği davet ve eğlencelerde, ralli yatçıları ada halkıyla coşku içinde kaynaşıp geç saatlere kadar dans ettiler, birlikte sirtaki yaptılar, kasap havası ve çiftetelli oynadılar.
Ralli sonunda Netsel Marmaris Marina’da verilen kapanış davetine Vehbi

Yazının Devamı