Amatör teknelerden alınan Motorlu Taşıtlar Vergisi geçen yıl “denizcilere müjde” diye kaldırıldı. Ama yerine getirilen harçlar ve cezaların acısı, aradan bir yıl geçtikten sonra anlaşıldı. Vergi yerine getirilen harçların miktarı arttı
Vergi kalkınca mükellefler sevinir, canları niye yansın?” diye düşünebilirsiniz. Ama burası Türkiye, burada her şey olabilir. Amatör denizcilerin büyük bir çoğunluğu, aralık ayının son 10 gününde Türkiye’nin dört bir yanındaki liman başkanlıklarında harç ve vize gecikme şoku yaşadı.
İşi en baştan özetleyelim.
ABD, AB ülkeleri ve Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika gibi denizci ülkeler özel teknelerden yıllık vergi ya da büyük miktarlarda harç almaz. Aksine kendi bayrakları dünya denizlerinde dalgalansın diye amatör denizcileri teşvik ederler. Türkiye’de 2009 yılının haziran ayına kadar, özel kişilere ait, Türk bayraklı amatör teknelerden Motorlu Taşıtlar Vergisi alındı. Üstelik bu vergi, alınan verginin neredeyse sekiz katıydı.
Uzun tartışmalardan sonra Başbakan Erdoğan da verginin kaldırılmasına yeşil ışık yaktı. Kanun geçtiğimiz yıl 1 Haziran 2009 tarihinden geçerli olmak üzere TBMM’den geçti.
Yeni kanuna göre, özel teknelerden MTV alınmayacak, buna karşılık özel tekneler Liman başkanlıklarından Bağlama Kütüğü Ruhsatnamesi alacaklardı. Özel tekneler zaten Liman başkanlıklarına kayıtlıydı ve hepsinin birer Özel Yat Kayıt Belgesi vardı. Belgenin adı değişti ve “harç”a tabi oldu.
Öyle bir harç geldi ki...
ABD’de devlet özel teknelere bir mülkiyet belgesi veriyordu ve bunun için bir kereye mahsus 15 dolar civarında bir harç tahsil ediyordu. Örnek aldıklarını söyledikleri Amerika’da 15 dolar (22 TL) civarında olan bu harç bedelleri bizde tekne boyuna göre, 200 liradan başlayıp 3200 liraya kadar çıkıyordu. MTV kalkmıştı ama amatörlerin kullandığı yelkenli teknelerin harç bedelleri artmıştı.
Üstelik bu harçlar bir kereye mahsus da alınmayacaktı. Özel teknelere her sene ruhsatlarına vize işlemi ve vize harcı ödemeleri zorunlu hale getirilmişti. Bununla da kalınmadı, yeni uygulama ile öyle cezalar getirildi ki, teknelerinde Türk bayrağını dalgalandıran amatör denizcilerin bir tek korsan ilan edilip kazığa geçirilmediği kaldı. Çıkarılan kanun “Amatör denizcilere müjde” diye kamuoyuna duyuruldu.
Eski-yeni arasındaki fark
Tüm özel tekneler geçtiğimiz yıl aralık ayının son günlerinde yeni ruhsatlarını aldılar. Bu ruhsatların vize süresi bugünlerde doldu. Kimi vize harcını zamanında yatırdı ama vizeye bir gün geç geldi. Kimi hem vize harcını hem de vize işlemini birkaç gün geciktirdi. Hepsi nasıl olsa “Henüz yeni yıla girmedik” diye düşünüyordu. Ama yanıldılar. Liman başkanlıklarında acı bir sürpriz onları bekliyordu.
Eskiden 80 beygir gücünde makineye sahip olan, 20 yaşında, 15 metrelik yelkenli bir tekne 600 lira MTV’yi iki taksitte ödüyordu. Şimdi MTV yerine tek taksitte peşin olarak 880 lira harç ödüyor.
Eskiden 600 lira MTV ödeyen amatör denizci bir gün ya da bir ay geciktiğinde aylık yüzde 2,5 gecikme faizi ödüyordu. Taksitli ödediği için aylık ödeyeceği gecikme cezası 7,5 (yedibuçuk) lira idi. Şimdi 12-20 metre arasındaki bir tekne sahibi, bir gün dahi gecikse 1720 lira ceza ödeyecek. Ayrıca 880 lirayı da ödemek zorunda. Bir gün gecikme durumunda ödeyeceği toplam vize harcı 2640 lira...
Amatör denizci, eskiden MTV’yi geciktirdiğinde sadece vergi borçlusu durumundaydı, denizde dolaşabiliyordu. Şimdi vize harcını geciktirince denizde sefere çıkması da yasaklandı.
Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin dört bir yanındaki liman başkanlıklarına vize yenilemeye giden amatör denizcilerin önemli bir bölümü bir gün gecikmeden kaynaklanan ağır cezalarla karşı karşıya kaldı. Liman başkanlıklarındaki görevliler “Parayı biz almıyoruz, maliye alıyor” diyerek denizcileri sakinleştirmeye çalıştı.
Bir amatör denizci olarak benim, bu kanuna öncülük eden Ak Parti Milletvekili Mehmet Domaç ve CHP Milletvekili Hüsnü Çöllü’ye şu sorum var: “Gerçekten amatör denizcilere müjde mi verdiniz?”
“Balık Avı Hikayeleri”
Cüneyt Alpay hikaye-anı tarzı kaleme aldığı kitabında, kentli bir insanın balık avlama tutkusunu anlatıyor. Yazarın Boğaz’da başlayan balık avcılığı serüveni, giderek yoğunlaşan ve yetkinleşen bir tutku halinde Saros ve Kuzey Ege’de gerçekleştirdiği levrek avı maceraları ile zenginleşiyor; okura bu işin gizli sırlarını fısıldıyor. Deniz, balık, gezi ve macera tutkunu herkes için zevkle okunacak ve balık avı ile ilgili pek çok şey öğretecek hikayeler...
Yeni başlayanlar için umut,
işin ehli kimseler için minik bir gülümseme vaat eden anılar... 180 sayfa 14 lira... www.denizlerkitabevi.com.
KAPTANIN YILBAŞI SOFRASINDAN
Balıkçı kebabı
Bu hafta yılbaşı gecesi için her tarafta hindi tarifi var. Hindi balığı diye bir balık var ama bir tür süs ve akvaryum balığı. Üstelik zehirli. Bu durumda futbol maçlarında söylendiği türden “bir baba hindi” misali kocaman bir balıktan yılbaşı tarifi verelim. Göcek civarında Balıkçı Kebabı adıyla bilinen ve buğulama tekniği ile pişirilen bu tarifin özelliği gerçekten “bir baba hindi” boyunda balıklarla yapılması. En az iki kilo ve daha fazla levrek, sinarit, lagos gibi balıklardan yapılıyor. Fotoğrafta gördüğünüz iki kilodan fazla bir kaya levreği...
Diğer malzemeler ise şöyle: 4-5 parça kiraz domates, 4-5 parça arpacık soğanı, 5-6 diş sarmısak, zeytinyağı, kekik, maydanoz, kişniş otu, kırmızı pul biber, tane karabiber, 1 çay bardağı balık suyu, 1 defne yaprağı, arzuya bağlı olarak yarım limon suyu, arzuya bağlı olarak bir çay bardağı beyaz şarap...
Balık suyunu elde etmek için: Balıkçıdan başka bir iri balığın kafasını ve omurga kılçığını alın. Bu kafa ve omurga kılçığını biraz kereviz yaprağı, bir havuç ve bir soğan ile birlikte iki bardak suda 30 dakika kadar haşlayın ve suyunu süzün. 1 çay bardağı ya da bol sulu seviyorsanız bir su bardağı balık suyunu kenarda bekletin. Balığın büyüklüğüne göre bir çay bardağı ya da fazlası zeytinyağı içine, deniz tuzu, kırmızıbiber ve kekik atıp karıştırın. Bu karışımı balığın iki yüzüne de sürün. Balığı tepsiye yerleştirin. Balığın içine ve tepsiye ayıkladığınız sarmısaklar, çeri domatesler, maydanoz, kişniş otu ve arpacık soğanlarını yerleştirin. Biraz zeytinyağı ile hazırladığınız balık suyunu ilave edin. Arzu ederseniz bir çay bardağı kadar da beyaz şarap ekleyin. Bir defne yaprağını iki-üç parçaya bölerek tepsinin farklı yerlerine koyun. Tepsinin üstünü folyo ile kaplayın. 180 derecelik fırında 35 dakika kadar pişirin. Sonra folyoyu çıkartıp balığın büyüklüğüne göre 5 ila 10 dakika kadar daha kızarması ve suyunu çektirmesi için pişirin.