Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Osmanlı zamanında tüm ülkede isyan çıkmış. Arnavutlar, Sırplar, Boşnaklar, Araplar hepsi hareketlenmiş. Osmanlı hükümeti ve padişah endişeli bir şekilde gelişmeleri takip ederken ülkede sadece bir bölgede isyan çıkmadığı görülmüş.
       Padişah ve vezir bu işe şaşırmışlar...
       Vezir padişaha demiş ki:
     Â- EÄŸer bu bölgedeki insanları isyan ettirebilirsek diÄŸerlerinin neden isyan ettiÄŸini bulmuÅŸ oluruz...
       Padişah fikri beğenmiş. Veziri o bölgedeki insanları isyan ettirmekle görevlendirmiş.
       Bir kasaba pilot bölge seçilmiş.
       Bu kasabanın ortasından bir nehir geçiyormuş. Ve tek bir köprü varmış. İnsanlar işe gidip gelmek için sabah, akşam bu köprüyü kullanıyorlarmış. Vezir köprünün bir ayağına izbandut gibi bir adam yerleştirip her geçenden "bir akçe" almasını söylemiş.
       Aradan bir ay geçmiş; kasaba halkından hiçbir tepki gelmemiş.
       Vezir köprünün diğer başına da adam koyup, akşam eve dönen insanların "bir akçe" vermesini emretmiş. Halkta yine tık yok...
       İki geçişi de ikişer akçeye çıkarmışlar. Halk yine sessiz.
       Padişah veziri çağırıp halkı isyan ettiremediği için azarlamış. Vezirin aklına o an yeni bir fikir gelmiş:
     Â- PadiÅŸahım, bunların artık dayanacak gücü kalmadı. Biraz daha üstlerine gidersek patlayacaklar. Ben diyorum ki köprünün ortasına bir adam koysak... Geleni geçeni ÅŸaapsa o zaman kesin isyan çıkar!..
       Padişah fikri beğenmiş, uygulamaya geçmişler. Aradan bir ay geçmiş, yine ses yok. Padişah artık dayanamamış, maiyetini toplayıp kasabaya gitmiş. Halkı meydana toplayıp sormuş:
       - Benden bir şikayetiniz var mı?
       Arkalardan ezik büzük biri elini kaldırmış. Padişah sormuş:
       - Evet, senin derdin ne? Köprünün başına adam koyup iki akçe almamıza mı kızdın?..
     Â- Yok padiÅŸahım, ne haddimize!..
       - Yoksa köprünün öbür tarafına da adam koyup iki akçe de orada almamıza mı itirazın var?..
     Â- Hiç öyle ÅŸey olur mu yüce padiÅŸahım?
       - Eee, peki ortaya koyduğumuz adamın sizi şaapmasına mı itirazın var?..
     Â- Hayır efendimiz, o nasıl söz?
       - Eee, be adam senin derdin ne?
     Â- Efendimiz hani ortaya bir adam koydunuz ya... Sabahları önünde kuyruk oluyor, beklemek zorunda kalıyoruz. Acaba oraya ikinci bir adam koyabilir miydiniz diyecektim!

`Ä°stiklal'i unutmak!..

       Siyaset Meydanı'nda "2. Cumhuriyetçi" katılımcılardan Kürşat Bumin kendince ilginç bir izlenimini aktardı:
       - Tek bir ismin kutsanıp yüceltilmesine dayalı sıkıcı bir hayatımız var. Mesela.. Bir tarihte bir arkadaşımla İzmir'den İstanbul'a uçacağız. Taksiye bindik, Mustafa Kemal ve Gazi Bulvarı'ndan geçerek havaalanına gittik. İstanbul'da Atatürk Havaalanı'na indik. Yine taksiye bindik. Atatürk Caddesi'nden geçtik. Taksim'e çıktık.. Atatürk Kültür Merkezi'nin önünde indik...
     ÂToktamış AteÅŸ araya girdi:
     Â- Pardon, bir caddeyi unuttunuz: "Ä°STÄ°KLAL" Caddesi!..

Aydın tartışma

       Yugoslavya'da artık espriye dönüşmüş bir atasözü vardır:
     Â"Türkler yaptı!"
       Çocuk vazoyu devirip kırar. Annesi sorar:
     Â- Bunu kim yaptı?
       Çocuktan yanıt:
     Â- Türkler yaptı!..
       Bu esprinin bir Türkiye versiyonu oluştu son yıllarda:
     Â- Kemalistler yaptı!..
     Â
İkinci Cumhuriyetçi adı verilen, nemenem cumhuriyetçi oldukları pek anlaşılmayan bir grup (ki, aralarından birinin açıkladığına göre bunlara liboş entel deniyormuş) deprem zayiatından trafik kazalarına, az gelişmişlikten enflasyona kadar her türlü sakatlığı Atatürk'e, Atatürkçülüğe, Kemalizm'e yükler. Başımıza ne geliyorsa bunlara göre Kemalizm'in ve Mustafa Kemal'in hatalarından ileri gelir. Bir soru hep sorulur kendilerine. Yanıtı alınamaz. Önceki akşam Siyaset Meydanı'nda da sorulan ama yine yanıtı alınamayan soru şudur:
     Â- Tek parti dönemi topu topu 27 yıl sürdü. Türkiye 1950'den bu yana geçen 49 yıldır Kemalist olmayan, aksine Kemalizme karşı hükümetler tarafından yönetiliyor. Menderes - Demirel - Özal çizgisinin Türkiye'yi getirdiÄŸi noktayı Atatürkçülere fatura etmenin mantığı nedir?..
       İkinci Cumhuriyetçi yanıt veremediği soruları atlar. Yine bildiğini okur.
       İslam devleti heveslileriyle omuz omuza hangi cumhuriyeti kurmanın savaşını yaptıkları sorusu da yanıtsızdır.
       Bunlar üniversite hocası... Ama öğrencilerinin sorduğu sorulara yanıt veremiyor, sıkışınca yöneticiden öğrenciyi susturmasını istiyorlar.
     ÂFuller Hoca ile Fethullah Hoca'nın vaazlarına ayet gibi sarılan, "ılımlı islam"ın bu kravatlı mücahitleri, öğrencilerden de aynı tavrı bekliyor. Göremeyince sinirleniyor. Arada bir de ders alıyorlar onlardan...
       Örneğin aralarından biri "Tek bir adamın Samsun'a ayak basmasının neden bayram olduğunu" anlamadığını söylerken öğrenci diyor ki:
     Â- 19 Mayıs tek bir adamın Samsun'a ayak bastığı gün deÄŸil bir milletin Ä°stiklal Savaşı'nı baÅŸlattığı gündür...
       Hoca yeni bir gerçeği (!) böylece öğrenmiş oluyor.
       Siyaset Meydanı'na katılan ama konuşma fırsatı bulamayan öğrencilerden biri dün telefonda şu tahlili yapıyor:
     Â- ABD, Türkiye'nin kimliÄŸini deÄŸiÅŸtirmek istiyor; Atatürkçü, bağımsızlıkçı kimliÄŸin yerine "ılımlı islam" adı altında "teslimiyetçi" bir kimlik yerleÅŸtirmek istiyor, ikinci cumhuriyetler bu doktrinin taÅŸeronluÄŸunu yapıyor. Programda bunları söyleyecektim ama söz sırası bana gelmedi. Ne dersiniz?
       Diyecek ne kaldı?..



Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr