Galatasaray'a sıkı markaj!

21 Nisan 2000


       Galatasaray yönetiminde uzun yıllar görev yapmış Mimar DoÄŸan Hasol'la maçı konuÅŸuyoruz dün öğle saatlerinde...
      - Atmosferi nasıl buluyorsunuz?
       - Konu çok abartıldı. Halbuki futbolcuların sakin olması gerekiyor. Bunun bir spor karşılaÅŸması olduÄŸunu akıllarından çıkarmamaları gerekiyor. Ama atmosfer böyle deÄŸil. Eksik olmasın, medyamız da iÅŸi olaÄŸan sınırların dışına taşıdı. TV'leri hayretler içinde izliyorum. Sporla ilgisi olan - olmayan tüm medya orada. Büyük olay olmasını neredeyse bekler gibi bir halleri var.
      - Futbolcular medyanın "yakın markajında" rahat oynayabilir mi dersiniz?      - Yakın takip futbolcuları kötü etkiler. Maç dışındaki konularla kafalarını yormak son derece yanlış. Altı yıl yöneticilik yaptım, biz bile uçaktan iniÅŸte futbolcularla ayrı otobüslere biner, ayrı otellere gider, temastan kaçınırdık. Oyuna konsantrasyon dışındaki konu ve olayların onları hiç ilgilendirmemesi lazım. Dilerim bu markaja raÄŸmen çıkıp oynasınlar. Bakın, staddan canlı yayın yapılıyor.

Yazının Devamı

Çırağan'da n'oldu?

20 Nisan 2000


       Leeds United BaÅŸkanı Ridsdale, Ä°stanbul'da kaldıkları ÇıraÄŸan Kempinski otelinden yakınmış bu defa da... "Koridorlarda yürürken anlamsız biçimde elekrikler sönüyordu" diyor... Geceyarısı futbolcuların odalarına telefon baÄŸlamışlar; GS taraftarları rahatsız etmiÅŸ futbolcuları... ÇıraÄŸan Halkla Ä°liÅŸkiler Müdürü Gülderen TuÄŸcu sorumuz üzerine dedi ki:
       - Kaldıkları süre içinde ve ayrılırken en küçük ÅŸikayetleri olmadı. Kendileriyle bizzat ilgilenen satış müdürümüzün yanaklarını öpüp teÅŸekkürle ayrıldılar. Ä°ddialar Ä°ngiltere'ye dönüşlerinde gündeme geldi. "Koridorlarda lambalar sönüyordu" denmiÅŸ. Otele saat 15.00'teki geliÅŸlerinden sonra 40 - 45 dakikalık bir elektrik kesintisi oldu. Ve anında jeneratör devreye girdi. Bu kısa süre içinde jeneratör gücüyle bir koridorda diyelim 5 tane lamba yanıyorsa 3 tanesi yanıyor. Olay bundan ibaret. Tümüyle karanlık asla söz konusu deÄŸil. Havalandırmanın çalışmadığı, futbolcuların telefonla rahatsız edildiÄŸi iddiaları da tümüyle gerçek dışı. Futbolcuların oda numaralarını kim, nasıl bilecek de santraldan baÄŸlantı yapmasını isteyecek? Kaldı ki, konuklarımızın

Yazının Devamı

Gelin de aramayın

19 Nisan 2000


     Â"O olsaydı maça giderdi..." "YokluÄŸuna alışamadık..." "O Türkiye'yi dünya devleti yaptı..." gibisinden iri puntolu gazete manÅŸetleriyle anıldı ölüm yıldönümünde Turgut Özal...      ÂOkurumuz Emre Ä°ntepe, Açık Pencere'de yayımlanmış eski bir yazıyı kesip göndermiÅŸ. Turgut Özal yönetiminde "liberal ekonomi" adıyla sahneye konan talan ve sömürü ekonomisinin 10 yıllık bilançosu...
       Bilançoyu çıkaran Özal muhaliflerinden de değil... Tonton'un Maliye Bakanı Ekrem Pakdemirli... Pakdemirli'nin verdiği devlet arşivinden alınma rakamlara göre 1923 - 38 arasındaki 15 yılda (Atatürk dönemi) fiyatlar yüzde 32 oranında düşmüştür. Aynı sürede fert başına gelir artışı yüzde 115'tir.
       1940 - 50 arası (İnönü dönemi) fiyat artışları yüzde 500 olmuş. 2. Dünya Savaşı acılarının yaşandığı bu dönemde fert başına gelir artışı yüzde 12 düzeyinde kalmıştır.
       1950 - 60 (Menderes dönemi) fiyatlar yüzde 124 artar. Fert başına gelir artışı yüzde 48'dir.
       1960 - 70 (Demirel dönemi) fiyatlar yüzde 55 artar. Gelir artışı yüzde 34'tür.
       1970 - 80 Demirel, Ecevit ve biraz da MC damgalı bu dönemde fiyat artışları yüzde 900 olur. Aynı dönemde gelir

Yazının Devamı

Dumanlı anılar...

18 Nisan 2000


       Gazeteci Yüksel BaÅŸtunç, Gazeteciler Cemiyeti'nin hazırladığı "Bizim Gazete"de anılarını aktarıyor... Dünkü bölümden bir küçük anı...
       Amerikan Philip Morris firması, 1987'de sponsorluÄŸunu üstlendiÄŸi Washington'daki MuhteÅŸem Süleyman Sergisi için bir grup gazeteciyi ABD'ye götürmüş...
       ABD'ye varışta bir de bakıyorlar ki Sakıp Sabancı da orada... Sabancı'nın Washington'daki Türk BüyükelçiliÄŸi'nin resepsiyonuna katılmak için geldiÄŸini sanıyorlar önce... Çok geçmeden anlaşılıyor; Sabancı Philip Morris'in ağır konuÄŸudur... El üstünde tutuluyor, kral dairelerinde ağırlanıyor... Elçilikteki resepsiyonda Philip Morris'te görevli bir Türk duruma açıklık getiriyor: "Philip Morris'in Marlboro sigarası için Türk tütününe ihtiyacı var..." Türk tütününü Virginia'da yetiÅŸtirebilmek için sera kurmuÅŸ, iklim uymadığı için becerememiÅŸler.. Türkiye'den tütün getirmek yerine bir Türk ortakla Türkiye'de fabrika kurmayı, Türklere Türk tütününden sigara satmayı düşünürlermiÅŸ...
      "Kendimizi figüran gibi hissetmeye baÅŸladık" diyor Yüksel

Yazının Devamı

Afacana sorular...

16 Nisan 2000


     ÂKiminle evleneceÄŸine nasıl karar verilir?..
       - Seninle aynı şeylerden hoşlanan birisini bulmalısın. Mesela spordan hoşlanıyorsan o da hoşlanmalı ve sen seyrederken sana yiyecek birşeyler hazırlamalıdır. (Alan, 10 yaşında)
       - Büyümeden önce kiminle evleneceğine karar veremezsin. Buna aslında Allah önceden karar vermiştir. Senin onu bulman gerekir. (Kirsten, 10 yaşında)
     ÂEvlenmek için hangi yaÅŸta olmak gerekir?
       - 23 yaşında... Çünkü o yaşa kadar o kişiyi çok eskiden beri tanıyor olursun. (Camille, 10 yaşında)
       - Evlenmek için hiçbir yaş doğru değildir. Aptallar evlenir. (Freddie, 6 yaşında)

Yazının Devamı

Bacı bastırdı...

15 Nisan 2000


       Galatasaray'ın önemli maçlarında tribündeki yerini mutlaka alan... Çoluk çocuk ekranda görünmek için can atan... Galatasaray'ın son Dortmund ve Mallorca maçlarına özel uçakla giden... Galatasaray sayesinde hem keyif hem reklam yapan Mesut Bey, sıkıyı görünce havlu attı... Leeds maçına gitmeyeceÄŸini açıkladı. Tansu Bacı "Ben maça gidiyorum" diyerek iyi bir atak yaptı. Golü attı. 3 puanı yine kaptı. Åžimdi Mesut'a "Elimden tut, seni de maça götüreyim" demesi yakışık almaz ama Küçük Hasan'ı götürebilir. Şık bir jest olur.
       Maça gelince... UEFA kararının olumlu yanlarını görmekten baÅŸka çaremiz yok. Karar Leedes seyircisini teskin edecek, maçın daha sakin bir atmosferde oynanmasını saÄŸlayacak. Karşı tarafın artık taÅŸkınlık yapması için gerekçe kalmadı. Futbolcularımız rahat olabilir. Bu arada biletini Ä°ngiltere'den alarak stada girecek olanlar, UEFA kararına göre, daha önce biletli GS seyircisine ayrılan 1700 kiÅŸilik bölüme alınacak. Ki bu da iyi karar. Genelde Ä°ngiliz stadlarının önünde karaborsa bilet çoktur. Taraftarlar karaborsa biletle (yaklaşık 200 sterlin - 200 milyon TL) bu tribünde yer

Yazının Devamı

Artık uyansak...

14 Nisan 2000


       Olup bitenlerin sportif boyutları çoktan aşıp diplomatik ve siyasi sorun haline geldiÄŸini Hükümet'e hatırlatmak da Fatih Terim'e düştü. Hükümet olayın daha ilk günlerinde olaya el koymalıydı. Hem özür dilemeli hem Ä°ngiltere'deki vatandaÅŸlarımızın güvenliÄŸini talep etmeliydi. Durumu algılayamadılar. GS yönetimi ha keza... Leeds BaÅŸkanı Ridsdale oyunlar çeviriyor... Açıkgöz iÅŸadamı her pahasına turu geçmek amacında: "Maça GS seyircisi gelmesin" diyor. GS BaÅŸkanı Süren karşı ağırlık koyacak yerde "Ne yapalım gerekirse seyircimizi getirmeyiz" diyerek Ä°ngilizlere destek oluyor. UEFA'nın bizden yana tavır almasını zorlaÅŸtırıyor.
       Birkaç çapulcunun cinayetiyle baÅŸlayıp "medya"nın, "polis"in, "Hükümet"in ve "GS yönetimi" nin acizliÄŸi sonucu içinden çıkılmaz hal alan geliÅŸmeler GS'ın tur ÅŸansını çok zora soktu. Umarız bu zorluÄŸu aÅŸarız...

       ***
       Dünyanın en zor ÅŸeyi baÅŸkalarının düşünmeden söylediklerini düşünerek söyleyebilmektir.
       ALAIN

Yazının Devamı

Kulüp ve taraftar

13 Nisan 2000


       Galatasaray BaÅŸkanı Faruk Süren Ä°ngiliz BBC Radyo 5'in sorularını yanıtlarken şöyle demiÅŸ:
      - UEFA eÄŸer maça Türk seyirci alınmaması yönünde karar verirse biz bu karara saygılı olacağız... Ancak futbolcularımızın maçta, öncesinde ve sonrasında güvenliÄŸi mutlaka saÄŸlanmalıdır.
       Bu sözler Galatasaray yönetiminin son günlerdeki geliÅŸmelerden yeterli dersi çıkaramadığı izlenimini veriyor.
       Åžunu çok açıkça gösterdi Ä°ngilizler bize... Kulüpler futbolcuları kadar seyircilerine de sahip çıkmak zorundadır. Seyircinin yanlış davranışına tepki göstermek de, masum seyircinin can güvenliÄŸini düşünmek de onların sorumluluÄŸuna dahildir. Leeds United, G.Saray Külübüne gönderdiÄŸi biletleri iptal edebilir. Peki Ä°ngiltere'den ve civar ülkelerden bu maça gidecek ve stada girmeye çalışacak yurttaÅŸlarımızın can güvenliÄŸi ne olacak? Faruk Süren'in "Leeds kentinde Türk taraftarın can güvenliÄŸi saÄŸlanmazsa biz bu maça çıkmayız" gibi bir tavır koyması gerekmez miydi?

Güncel söz...
       Sadece spordan anlayan,

Yazının Devamı