Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Galatasaray yönetiminde uzun yıllar görev yapmış Mimar Doğan Hasol'la maçı konuşuyoruz dün öğle saatlerinde...
     Â- Atmosferi nasıl buluyorsunuz?
       - Konu çok abartıldı. Halbuki futbolcuların sakin olması gerekiyor. Bunun bir spor karşılaşması olduğunu akıllarından çıkarmamaları gerekiyor. Ama atmosfer böyle değil. Eksik olmasın, medyamız da işi olağan sınırların dışına taşıdı. TV'leri hayretler içinde izliyorum. Sporla ilgisi olan - olmayan tüm medya orada. Büyük olay olmasını neredeyse bekler gibi bir halleri var.
     Â- Futbolcular medyanın "yakın markajında" rahat oynayabilir mi dersiniz?
     Â
- Yakın takip futbolcuları kötü etkiler. Maç dışındaki konularla kafalarını yormak son derece yanlış. Altı yıl yöneticilik yaptım, biz bile uçaktan inişte futbolcularla ayrı otobüslere biner, ayrı otellere gider, temastan kaçınırdık. Oyuna konsantrasyon dışındaki konu ve olayların onları hiç ilgilendirmemesi lazım. Dilerim bu markaja rağmen çıkıp oynasınlar. Bakın, staddan canlı yayın yapılıyor. Çocuklar antremanda, gazeteci arkadaşlar kenarda birbirleriyle röportajda!. 80 tane parlamenter de kalkıp giderse olay sporla değil siyasetle ilgili demektir! Bir de düşünebiliyor musunuz, parlamenterler biletsiz gidiyor. Gittikleri yer İngiltere!.. Kapıda "Nerede biletiniz?" diye sorulacak ve bakalım n'olacak?.. Sırf bu bile yeni bir olayın çıkmasına neden olabilir.
     Â- Bütün bunlar takımı yalnız bırakmamak, futbolcuları "motive" etmek adına yapılıyor?
     Â
- Çok yanlıştır. Benzer yanlışları Fenerbahçe maçlarında da çok yaptık. Takımı böylesine koşullandırmak hiç doğru değil. Feldkamp ilk geldiğinde yönetime demişti ki: "Fener maçları sizin için çok önemliymiş. Oyuncu başına 500 milyon prim tahsis edin, Fener'i sahaya gömeyim!" Yönetim Kurulu'nda itiraz ettim, "N'olur" dedim, "Fener maçını öbür maçlardan farklı kılmayın!" Arkadaşlar, "Antrenörün isteği, kırmayalım!" dediler. "Peki" dendi ve o maçı kaybettik. Çocuklara normal görevleri dışında "çok önemli" görevler yüklemeyi doğru bulmuyorum... Eğer bütün bu namüsait şartlarda da tur atlamayı başarırlarsa... Koskocaman bir bravo...

Åžaibeli mizah

     ÂVarlık Özmenek dostumuz neÅŸeli günündeydi... Söz cumhurbaÅŸkanlığı seçiminden açılıp nasıl bir aday düşündüğü sorulunca gülerek:
     Â- Åžaibeli olsun, dedi...
       Nedeni sorulunca da bir anısını nakletti:
       Alman milli takımının fırtına günleriydi... Almanlar dişli bir rakiple oynuyor ve zorlanıyorlar. Forvetteki beş oyuncunun dördü dökülüyor. Fritz Walter tek başına harikalar yaratıyor. Ama galibiyete yetmiyor. Antrenör Sepp Herberger birden bir değişiklik yaptı. Fritz Walter'i oyundan aldı. Ve Almanya yanlış hatırlamıyorsam maçı kazandı. Ertesi gün yaptığı değişikliğin nedeni sorulduğunda da şöyle dedi:
     Â- Fritz o kadar iyi oynuyordu ki onun yüzünden diÄŸer forvet oyuncularının oyunu bozuluyordu. Onun yerine vasat bir futbolcu alınca takıma denge geldi.
       Varlık gülerek ekliyor:
     Â- Åžaibesiz bir cumhurbaÅŸkanı siyasette dengeyi bozabilir...

Anıtmezar bedeli n'oldu?

       Anımsanacaktır...Turgut Özal için yaptırılan anıt mezarın parası devlete fatura edilmiş, kamuoyundan gelen tepkiler üzerine Mesut Yılmaz yaklaşık 2 milyon dolar tutan paranın ANAP teşkilatı tarafından Hazine'ye geri ödeneceği sözünü vermişti.
       Aradan yıllar geçti... Verilen bu söz yerine getirildi mi acaba? Okurlarımızdan gelen merak sorularını ANAP Mali İşler Başkanı Şadan Tuzcu'ya aktardık. Yanıt:
     Â- Siyasi Partiler Yasası'na göre bir partinin hangi gerekçeyle olursa olsun devlete para ödemesinde bulunması suçtur. Yasa böyle olunca biz de sorunu bulduÄŸumuz bir formülle çözdük. MaÄŸdur ANAP'lılara yardım amacıyla kurulmuÅŸ olan 20 Mayıs Vakfımız, anıt mezar için yapılan harcamaya eÅŸdeÄŸer bir harcama yaparak Malatya'da okul inÅŸa ettirdi ve bu okulu devlete bağışladı.

Bilgiç baba

       Çocuk ders çalışıyor, Baba ıslık çalarak ortalarda geziniyor. Çocuk bir ara soruyor:
       - Afrika ne taraftadır Baba?
       Baba her zamanki gibi çok bilgili pozlarda:
     Â- Fazla uzakta olmamalı...
       - Nerden biliyorsun?
     Â- Bizim ÅŸirkette bir zenci var. Hergün iÅŸe bisikletle gidip geliyor.

SaÄŸlam kafa (2)

       Okurumuz Hasan Fehmi Namlı, "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur" sözüyle ilgili tartışmalara ışık tutmak amacıyla bilgi veriyor:
     Â- Atatürk'e ait olduÄŸu ileri sürülen saÄŸlam kafayla ilgili sözün aslı Latince olup "Mens sana corpore sana SÄ°T", yani "KeÅŸke saÄŸlam vücutta saÄŸlam kafa da bulunsaydı" ÅŸeklindedir.
       Okurumuza teşekkürler...

       ***
       Keşke Cimbom'un yanında olduğumuzun binde biri kadar başka değerlerimizin de yanında olabilseydik!..
      Cihan Demirci

       ***

Açıklama

       CHP kaynaklarına dayanarak Güneydoğu'da kimi köy isimlerinin son yıllarda Türkçeleştirildiğini yazmıştık. CHP kaynakları bir yanlış anlama olduğunu bildirdiler. Bu köy adları son yıllarda değil çok eski yıllarda (1950'den de önce) değiştirilmiş. Bilgilerinize...



Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr