Gazeteci
Yüksel Baştunç, Gazeteciler Cemiyeti'nin hazırladığı
"Bizim Gazete"de anılarını aktarıyor... Dünkü bölümden bir küçük anı...
      Amerikan Philip Morris firması, 1987'de sponsorluğunu üstlendiği Washington'daki Muhteşem Süleyman Sergisi için bir grup gazeteciyi ABD'ye götürmüş...
      ABD'ye varışta bir de bakıyorlar ki
Sakıp Sabancı da orada...
Sabancı'nın Washington'daki Türk Büyükelçiliği'nin resepsiyonuna katılmak için geldiğini sanıyorlar önce... Çok geçmeden anlaşılıyor;
Sabancı Philip Morris'in ağır konuğudur... El üstünde tutuluyor, kral dairelerinde ağırlanıyor... Elçilikteki resepsiyonda Philip Morris'te görevli bir Türk duruma açıklık getiriyor:
"Philip Morris'in Marlboro sigarası için Türk tütününe ihtiyacı var..." Türk tütününü Virginia'da yetiştirebilmek için sera kurmuş, iklim uymadığı için becerememişler.. Türkiye'den tütün getirmek yerine bir Türk ortakla Türkiye'de fabrika kurmayı, Türklere Türk tütününden sigara satmayı düşünürlermiş...
     Â
"Kendimizi figüran gibi hissetmeye başladık" diyor
Yüksel Baştunç, "O muhteşem Süleyman Sergisi açılışı, New York, Washington ve Virginia gezileri, hep bir mizansendi. (..) Yıllar sonra Marlboro - Sabancı ortaklığıyla Ege'de bir fabrika kurulunca o gün figüranlık görevini iyi başardığımıza inandım..." Batıl itikat
      Garsonluk yapmaya başlayan
Temel'e lokanta şefi işi anlatır:
      - Dolu tabakları sağdan verip boş tabakları soldan alacaksın...
     Â
Temel sorar:
     Â
- Neden, batıl itikatınız mı vardır? Kıyak denetim!
      Türkiye Şoförler Otomobilciler Federasyonu'nun bir ilgilisi anlatıyor:
     Â
- İçişleri, Maliye ve Sanayi bakanlıklarından 7 müfettiş, 9 ay önce federasyonumuza gelerek denetim başlattılar. Bu beyler çok geçmeden federasyon binasındaki bazı odaları kendilerine makam odası yaparak yerleştiler. Ardından federasyonun bazı araçlarını kendi işlerinde kullanmaya başladılar. Yemekleri bizim yemekhanede yiyorlar. Arada bir usulsüz işlem saydıkları konularda savcılıklara suç duyurusunda bulunuyorlar. Çok ilginçtir, bu duyurular savcılardan önce Zaman gibi, Yeni Şafak gibi belli çizgideki gazetelere ulaşıyor. Biz meraktayız. Acaba bu denetim sonsuza kadar uzayacak mı? Ne zaman bitecek? Yeni bir soruşturma konusu olur korkusuyla soramıyoruz. Onlar da çok sevdikleri bu denetimi tatlı tatlı sürdürüyorlar. Nesin'e destek...
     Â
Aziz Nesin'in Çatalca'da kurduğu Çocuk Evi'nde yaşayan ve tüm öğrenim masrafları Nesin Vakfı'nca karşılanan kimsesiz çocuklara yardım amaçlı kampanya sürüyor... Deprem felaketi sonrası kitap satışları ve bağışlardaki belirgin düşüş, Çocuk Evi'ni zor duruma sokmuş...
Ali Nesin, tüm Aziz Nesin dostlarına çağrı yapıyor:
     Â
- Aziz Nesin kitaplarından satın alarak veya bağış yaparak Vakfa destek olabilirsiniz...       (Nesin Vakfı hesap numaraları: Yapı Kredi Çatalca Şubesi 1030154 - 9
      Ziraat Bankası Çatalca Şubesi 30440 / 624.1)
Müzik yasağı...
      Bkanlar Kurulu geçen yılın ekim ayında bir yönetmelik imzaladı. Bu yönetmeliğin
"Müzik yayını sınırlaması" başlıklı 43'üncü maddesine göre:
     Â
"Gürültüye hassas bölgelerde gürültü rahatsızlığı verecek şekilde 24:00 - 7:00 saatleri arasında müzik yayını yapılamaz." Dikkat edilirse "rahatsızlık verecek" şekildeki gürültü yazak. Rahatsızlık vermeden müzik serbest.
      Peki itiraz niye? Eğlence mutlaka çevreye rahatsızlık mı vermeli?
`CHP Anadolu'da...'
      Biz gazetecilerin
"Altan Abi"si, CHP'lilerin
"Genel Başkanı" Altan Öymen, kamuoyunun pek çok kesiminde seslendirilen
"CHP nerede? Neden sesi soluğu çıkmıyor?" eleştirilerini biraz haksızlık, biraz da insafsızlık olarak nitelendiriyor. Dünkü sohbetimizde bunun nedenini şöyle anlattı:
      - Bizim sesimizi ulusal basında ve ulusal ölçekte yayın yapan televizyonlarda gerçekten yeterince duyamıyorsunuz. Bunda basının bizi görmezlikten gelmesinin de payı var, belki bizim sesimizi yeterince duyuracak yol ve yöntemleri bulamamış olmamızın da... Ama şunu çok rahatlıkla iddia ediyorum ki CHP Anadolu'da var, halkın arasında var. Ben ve arkadaşlarım sürekli Anadolu'yu geziyor, toplantılar yapıyor, halkın sorunlarını halkın ağzından yerinde dinliyoruz. Örneğin son bir ayda partimiz yöneticileri Güneydoğu Anadolu'ya tam üç kez gittiler. Deprem bölgesine bizden daha çok giden başka bir parti yok. Arzu ettiğiniz bir ile gidin, partilerin il merkezlerini ziyaret edin. Göreceksiniz ki en faal parti CHP'dir. Her ilde çeşitli komitelerimiz var. Bu komiteler çeşitli konularda sürekli toplantılar yapıyor, sorunları tesbit edip bunların ne şekilde çözüleceğini araştırıyorlar. Genel Merkezimizde oluşturduğumuz gölge kabine ve enerji gibi, yolsuzluk gibi çeşitli masalar vasıtasıyla olayları günü gününe takip ediyor, tesbitlerimizi çeşitli yollarla örgüte ve kamuoyuna duyurmaya çalışıyoruz.
      CHP bu kadar çalışıyor da dışardan görünmüyorsa... Ortada medyanın ilgisizliğini de aşan kimi sorunlar var demektir. İncelenmesi temennisiyle...
      ***
      23 Nisan’da Baba’nın koltuğuna oturacak çocuk bir daha kalkmazsa Cumhurbaşkanlığı sorunu da çözülür!..
     Â
Cihan Demirci      ***
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr