Â
Kiminle evleneceğine nasıl karar verilir?..       - Seninle aynı şeylerden hoşlanan birisini bulmalısın. Mesela spordan hoşlanıyorsan o da hoşlanmalı ve sen seyrederken sana yiyecek birşeyler hazırlamalıdır. (
Alan, 10 yaşında)
      - Büyümeden önce kiminle evleneceğine karar veremezsin. Buna aslında Allah önceden karar vermiştir. Senin onu bulman gerekir. (
Kirsten, 10 yaşında)
     Â
Evlenmek için hangi yaşta olmak gerekir?      - 23 yaşında... Çünkü o yaşa kadar o kişiyi çok eskiden beri tanıyor olursun. (
Camille, 10 yaşında)
      - Evlenmek için hiçbir yaş doğru değildir. Aptallar evlenir. (
Freddie, 6 yaşında)
     Â
Yabancı bir kişi, iki kişinin evli olduğunu nasıl anlar?       - Eğer her ikisi de aynı çocuğa bağırıyorsa onlar evlidir. (
Derrick, 8 yaşında)
     Â
İnsanlar buluştuklarında ne yaparlar?      - Buluşmalar eğlencelidir. Bu insanların birbirlerini tanımak için kullanmaları gereken bir fırsattır. Hatta dinlemeye dayanırsan, oğlanlar birşeyler anlatıyor olabilirler. (
Lynnette, 8 yaşında)
      - İlk buluşmada her iki taraf birbirine sadece yalanlar söyler. Bu yalanlar yüzünden de ikinci defa buluşmaya karar verirler. (
Martin, 10 yaşında)
     Â
İlk buluşmanızda durum kötüye gider ve ikinci defa buluşmak istemezsiniz ne yaparsınız?      - Eve gider, ölü taklidi yapar, ertesi gün tüm gazetelerin ölenler kolonunda çıkmaya çalışırdım. (
Craig, 9 yaşında)
     Â
Birisini öpmek ne zaman doğrudur?      - Öptüğünüz kişi zenginse... (
Pam, 7 yaşında)
     Â
Bir evliliğin iyi gitmesi için ne yapmak gerekir?      - Karının güzel gözükmesi gerekir. (
Ricky, 10 yaşında)
Pembe haber...
      Çocuğun kültürel oluşumunun daha anne karnında şekillenmeye başladığını gösterir pek ilginç bir örnek... Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden Doç.
Melike Sayıl, TV'deki pembe dizilerle ilgili bir araştırmanın sonucundan söz ediyor:
     Â
- Anneleri gebelik süresince pembe dizi izleyen ve izlemeyen bebekler karşılaştırılmış... Diziyi izleyen annelerin bebekleri dizi müziğini duyar duymaz pür dikkat ekrana yapışırken... Dizi izlemeyen annelerin bebekleri umursamayıp bildiğini okumuş...      Doğacak çocuğunun ruhsal ve düşünsel gelişimini önemseyen anne adaylarının dikkatine... Beğeni ve yönelimler işte taaa oralarda biçimleniyor...
      *
"Bir insanın toplumdaki deÄŸeri, onun duygularının, düşüncelerinin ve davranışlarının diÄŸer insanların hayatını iyileÅŸtirmeye ne kadar yönlendirilmiÅŸ olduÄŸuna baÄŸlıdır."     Â
Einstein Köydeki hazine
      Köy enstitülerinin 60'ıncı kuruluş yıldönümü kutlanıyor... Anadolu'nun makus talihini değiştirme amaçlı bir uygarlık projesi olarak 17 Nisan 1940'ta eğitime başlayan köy enstitüleri, 1954 yılında devrin iktidarı tarafından
"sakıncalı fikirler yaydığı" gerekçesiyle kapatılmıştı.
      Yarım yüzyıl sonra, bugün... Köy enstitülerinde
"ne vasıfta" eğitim verildiğini anlayabilmemize yardımcı olacak pek ilginç bir haberi Anadolu Ajansı
"Eğitim Anıtı'ndan hazine çıktı" başlığıyla geçti:
      "Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nün yıllarca kilitli kalan müzesinde Türk resim sanatının en büyük ustalarının eserlerinden oluşan bir koleksiyon bulundu. Enstitünün altın çağında öğrencilere ders veren büyük ustaların yaptığı bu çok kıymetli eserler Cumhuriyet Eğitim Müzesi'ne nakledildi. Bulunan koleksiyonda büyük ressamlar
Hikmet Onat, Şefer Akdik, Hamit Görele, Eşref Üren, Zafer Gençaydın, Arif Kaptan ve
Eren Eyüboğlu'nun resimleri yer alıyor..."
      Köy enstitüleri, faaliyette olduğu süre içinde bu nitelikte öğretmenler eliyle onbinlerce
"yeni öğretmen" yetiştirmişti...
      Bu kalite fazla geldi!..
Devletçi akıl..!
      Devlet enerji alanından çekilmek istiyor. O yüzden artık enerji santrallarını
"Yap İşlet Devret" modeliyle özel sektöre yaptırıyor. Acaba akılcı mı davranıyor? Arkadaşımız
Zülfikar Doğan bu politikanın garabetini geçenlerde bir açık oturumda şöyle anlattı:
     Â
- Son yıllarda işbaşına gelen iktidarlar, yap - işlet - devret modeliyle pek çok termik santral inşaatını ihaleye çıkardılar, çıkarmaya da devam ediyorlar. Bu ne demek? Şu demek; ihaleyi kazanan şirketler ekonomik ömürleri 20 - 25 yıl kadar olan bu santralları inşa edip işletecekler. Ekonomik ömürleri dolduğunda, yani işe yaramaz hale geldiklerinde, "Alın artık siz işletin!"
diyerek devlete devredecekler. O tarihlerde bir de bakacağız ki, enerji sektörü neredeyse tümüyle yine devletin eline geçmiş olacak. Devlet bu defa hurda santralları işleteceğim diye uğraşıp duracak...
      Bu bir özelleştirici politika mı? Devletçi politika mı? Gelin karar verin...
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr