Hayali ihracatçı
Mehmet Niyazoğlu'ndan para aldığı ortaya çıktığında
Köksal Toptan kendisini;
     Â
- Ne var bunda?.. Herkes alıyor... sözleriyle savunmuştu.
     Â
Can Ataklı bu evlere şenlik savunmaya dün köşesinde şu yanıtı vermiş:
     Â
- Herkes alıyor da siz yakalandınız...       ***
      Posta'dan arkadaşımız
İdris Akyüz, dünkü yazısında Türkiye'de siyasetin finansmanında sadece nakdi yardım olmadığını, bunun yanında olanak tahsisatları da bulunduğu belirttikten sonra bunları şöyle anlatmış:
      ...Örneğin merhum
Turgut Özal'dan başlayalım...
Özal başbakanlığı sırasında yaz tatilinin bir bölümünü genellikle merhum işadamı
Ağa Ceylan'ın tesislerinde geçirirdi... İşadamı
Ali Rıza Çarmıklı'nın
"Nirvana" adlı yatıyla tura çıkardı.
     Â
Cavit Çağlar yıllarca
Süleyman Demirel'in finansörlüğünü yaptı. Ona uçağını tahsis etti. Ve bilindiği gibi
Çağlar ailenin bir ferdi olarak
Demirel'in o ünlü fotoğraf karesine girdi.
      Aynı şekilde
Ali Osman Sönmez'in uçağı DYP Genel Başkanı
Tansu Çiller'in emrindeydi. Daha sonra da
Tansu Hanım onu milletvekili yaptı.
      ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz'a uçak tahsis edenlerin sayısı ise bir hayli kabarık...
Zorlu Holding, Bayındır Holding, İhlas Holding, Bursalı işadamı
Yalçın Sünnetçioğlu, Trabzonlu işadamları
Sadri Åžener ile
Ä°lhan Karadeniz ve MNG Holding...
     Â
Necmettin Erbakan da bu kategoride... O da yaz tatiline gittiği zaman Antalya'da işadamı
Ahmet Aydın'a ait Falez Oteli'nde kalırdı.
      ...Uçağını, yatını, otelini tahsis eden işadamları
"babalarının hayrına" mı yapıyor bu işi? Hiç mi beklentileri yok? Bu ilişkiler ağı en azından bir
"nüfuz ticareti" sayılmaz mı?
Ahlak yasası
      Hayali ihracatçıdan bağış alan
Köksal Toptan'ın itirafı sonrasında Başbakan
Ecevit TBMM'de bekleyen bir
"Ahlak Yasası"ndan söz etti. ANAP milletvekili
Bülent Akarcalı dün arayarak bu konuda bilgi verdi:
      - Ben geçen yasama döneminde bu konuda bir yasa teklifi hazırladım. Benden sonra diğer partiler de birer tasarı hazırladılar. Bu tasarılar Anayasa Alt Komisyonu'nda birleştirildi. Tek bir yasa yapıldı. Ancak erken seçimle birlikte bu yasa kadük oldu. Bu yasama döneminde Anayasa Komisyonu Başkanı
Ertuğrul Yalçınbayır tasarıyı yeniden komisyona getirdi. Ancak DSP'li ve MHP'li milletvekilleri de dahil... Çoğunluk bu yasaya karşı çıktı. Yasa tasarısı Anayasa Komisyonu'nda reddedilerek Genel Kurul'a indi. Şimdi orada bekliyor. Siyasi liderler samimi iseler ve sahip çıkarlarlarsa bu tasarının yasalaşmaması için sebep yoktur...
Paralar nerde?
      17 Ağustos depreminin acı sloganı
"Orada kimse var mı?" idi... Depremin birinci yılında sloganlaşan soru ise şu:
"Yardımlar nereye gitti?"      Depremin yıldönümü gecesinde ekranlara yansıyan hazin görüntüler ve yakınmalar arasında en çok sorulan soruydu bu... Hala çadır alamamış yurttaşlar konuşuyordu ekranda. Pek çoğu için durum bir yıl öncesinden farklı değildi. Ve bunca iç ve dış yardım ile deprem vergilerinin nereye gittiğini haklı olarak merak ediyorlardı. Mimarlar Odası Başkanı
Oktay Ekinci, iki ay önce yayınlanan ve gözlerden kaçan bir Kanun Hükmünde Kararname'den söz etti... Bu kararname ile Sayıştay ve diğer denetim kurulları devreden çıkarılmış. Hesaplar Başbakanlıktan üç uzmanın denetimine bırakılmıştı. Saklıyordu iktidar deprem yardımlarını. Acaba neden? Yardımlar maaş ödemelerine veya bütçe açıklarına sarfedildiği için mi?
     Â
Oktay Ekinci bir başka ilginç bilgi verdi:
     Â
- Türkiye dünyada en çok silah harcaması yapan ülkeler sıralamasında 13'üncü sırada yer alıyor...      Depremzedeye çadır bulamayan Türkiye 8 yılda 30 milyar dolarlık silah harcaması planlıyor. Amerikan silah şirketleri ellerini oğuşturmakta.
      Depremzede hiç değilse bunlardan ders çıkarsa...
Bill Clinton'un oralara
Erkan Bebeği sevmek için değil malı götürmek için lobi yapmaya geldiğini algılasa... Bu da bir kazanç olurdu...
Aklanın
      CHP eski milletvekili
Rahmi Kumaş, çok sayıda milletvekilinin bağış aldığına ilişkin yazımız üzerine aradı:
     Â
- Ben siyasi hayatım boyunca tek kuruş bağış almadım, zaten teklif eden de olmadı, dedi...
      Diğer milletvekilleri de kendilerini aklamalı bu konuda.
Hasan Pulur sütununu bu konuda açıklama yapacak milletvekillerine açtı. Hadi bakalım...
İhale gerçeği...
      Kalıcı konut ihalesi alan firmalar arasında Marmara depreminin zanlılarından Yüksel ve Ceylan İnşaat da var... Bayındırlık Bakanı
Koray Aydın, tepkilere cevaben, bu firmaların ihaleye girmesini engellemenin yasal olarak mümkün olmadığını söylüyor;
"Haklarında açılmış davalar sonuçlanmadığı için ihaleye girip alıyorlar" diyor...
      İnşaat mühendisi okurumuz
Oğuz Ölçe arayıp küçük bir not düştü:
      - Evet, Bakan Bey'in söylediği doğrudur: Bu aşamada ihaleye girmeleri engellenemez... Ama girdiler diye ihalenin onların üstünde kalması da gerekmez... İhalede son söz Bayındırlık Bakanlığı'nın... Bu firmaların malum sicillerini ve kamuoyu duyarlılığını gözeterek tercihi başka firmalardan yana kullanma hakkına sonuna kadar sahipti Bakanlık..
FP'liler aranıyor!
      Depremzede hanımefendi televizyon yayınında bağırıyor:
     Â
- Bizim milletvekillerimiz nerede? Kocaeli'nin 10 milletvekili var, hiçbiri ortada yok...      Milletvekilleri depremi izleyen haftalarda gelir gibi yapmışlar. Birkaç kez yuhalanınca bir daha gelmez olmuşlar.
      Son seçimde Kocaeli ve Sakarya'da en çok oyu Fazilet Partisi aldı. Hadi milletvekilleri bölgeye gelmiyor. FP'nin parti olarak bölgenin dertlerini en yüksek sesle duyuran parti olması gerekmez mi?.. Hiç oralı değiller.
      Hoş, depreme
"Takdir - i ilahi" dedikten sonra belki de bölgeye yardım etmeyi Tanrı iradesine karışmak gibi görüyorlardır.
      *Ülkemiz politikacıları kayıt sırasında “bağış" alan okullar gibi... Ama hiç olmazsa insan okuldan bir şeyler öğreniyor!..
      Cihan Demirci
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr