Mesut çarparsa...

4 AÄŸustos 2000


       Milyonlarca insanın önceki gece televizyonlardan üzüntüyle izlediÄŸi olayı dün bir gazetemiz "Talihsiz kaza" baÅŸlığıyla vermiÅŸ... Tuzla Tersanesi'nde bir geminin denize indirilme törenine katılan Mesut Yılmaz'ın makam arabası tören alanından ayrılırken olayı izleyen Pendik gazetesi Ä°stihbarat Åžefi Necip Yozgatlı'ya çarpıyor... Acı içinde kıvranan Yozgatlı'ya etraftakiler yardım etmek için koÅŸarken asıl talihsiz görüntü ekrana geliyor. Makam aracının ÅŸoförü hiçbir ÅŸey olmamış gibi gaza basıyor ve oradan uzaklaşıyor. Arka koltukta oturan Berna Yılmaz camdan merakla ne olup bittiÄŸini anlamaya çalışırken, Mesut Bey arabadan inip en azından kazazedeye geçmiÅŸ olsun demek bir yana, başını çevirip bakmıyor bile... Hızla olay yerinden uzaklaşıyor...
       Acaba bu aldatıcı bir görüntü mü?.. Yoksa kameramanlar es geçti de Mesut Yılmaz daha sonra geriye dönüp arkadaşımızla ilgilendi mi?.. Ya da en azından telefon edip, geçmiÅŸ olsun, dedi mi?..
      Necip Yozgatlı'yı bulup soruyoruz. Yanıt:
      - Hayır. Ne kazadan sonra geri dönüp ilgilendi ne

Yazının Devamı

Köyden haber...

3 AÄŸustos 2000


       Trakya'da 50 bine yakın üreticinin katıldığı çiftçi eyleminden sonra Anadolu köylüsü de eyleme hazırlanıyor... Orta Anadolu'daki 7 ilin Ziraat Odaları BirliÄŸinin baÅŸkanlığını da yürüten Sivas Ziraat Odası BaÅŸkanı Ahmet Ataman, "Ankara'ya yürümeye hazırlanıyoruz" diyor telefonda...
      - Sebep?
       - Ãœlkenin tarım politikası tümüyle IMF kontrolüne teslim edildi. Köylüye IMF talimatlarına göre tarım yaptırmaya çalışıyorlar. Bakın mesela Sivas, ÅŸeker pancarı üretiminde bir numara idi eskiden... Ama IMF direktiflerine uyarak kota uygulaması baÅŸlatıldı. Eskiden 50 dekar alana pancar eken çiftçi ÅŸimdi 10 dekardan fazla ekemiyor. "Fazla ürün getirirsen parasını vermem" diyor devlet...
      - Bir de buÄŸday meselesi var galiba?
       - Sormayın... BuÄŸdayın kilo maliyeti 110 - 115 bin lira.. Buna raÄŸmen çiftçi elindeki buÄŸdayı sırf "peÅŸin para gelir de borçlarımı öderim" diye 80 bin liradan tüccara satıyor... Ofis peÅŸin para vermiyor çünkü.. Ziraat Bankası'na (500 milyon - 1 milyar lira dolayında) borcu

Yazının Devamı

Sezer'e destek...

2 AÄŸustos 2000


       CumhurbaÅŸkanı Ahmet Necdet Sezer'in yaptığı rektör atamaları, bugüne kadarki her icraat ve davranışında olduÄŸu gibi, basından büyük destek gördü... Peki akademik çevreler acaba Sezer'in tercihleri hakkında ne düşünüyor? Rektör atamalarını nasıl bulduÄŸunu dün Tüm Öğretim Ãœyeleri DerneÄŸi (TÃœMÖD) BaÅŸkanı Prof. Tahir HatipoÄŸlu' na sorduk. Dedi ki:
       - Karadeniz Teknik ve Gazi Ãœniversitesi baÅŸta olmak üzere birkaç üniversiteye yaptığı atamaların hoÅŸumuza gittiÄŸini söyleyemeyiz. Ancak genel olarak bakıldığında, Sayın Sezer'in bugünkü koÅŸullar içinde yine de olabilecek en düzgün atamaları yaptığı inancındayız. Özellikle Samsun 19 Mayıs Ãœniversitesi'nde eski rektörü atamamasını çok olumlu buluyoruz. 9 Eylül, Sivas Cumhuriyet Ãœniversitesi gibi üniversitelere yaptığı atamalardan dolayı da kendisine özellikle teÅŸekkür ediyoruz.
       ***
       Ãœniversitenin bütün kesimleri Sezer'in en doÄŸrusunu yaptığı fikrinde mi?
       Hayır... Çankaya ile YÖK arasındaki çekiÅŸmeyi tarafsız

Yazının Devamı

Hırsızlara özel

1 AÄŸustos 2000


       ABD'de "hırsızlara özel" internet sitesi kurulmuÅŸ.. "TheBurglers.com" adlı sitenin yaratıcısı Jan Petersen site ile ilgili ÅŸu bilgileri veriyor:
       - Çalınan bir mal sigortalıydı diyelim... Sahibi sigortadan sadece parasını alabilir. Oysa bazı mallar var ki, sahibinin gözünde manevi deÄŸeri parasal deÄŸerinden çok daha fazla.. Hırsızlar iÅŸte bu tür malları sitemiz aracılığıyla yasal sahiplerine para karşılığı satabilme olanağı bulacaklar... Böylece mal sahibi, asla kavuÅŸamayacağı malına para ödeyerek de olsa yeniden sahip olacak. Çalınan malın parasını sigortadan alacağı için maddi açıdan da büyük kayba uÄŸramayacak. Hırsız da malı asıl sahibine satarak vicdanını rahatlatmış olacak...

Saydamlık çağrısı...
       Ciddi bir sivil toplum örgütü olan "Toplumsal Saydamlık Hareketi DerneÄŸi" geçen ay CumhurbaÅŸkanı'nı ziyaret ederek ülke çapında yolsuzluÄŸun ve usülsüzlüğün önlenmesi için bir dizi önlem önermiÅŸti. Dernek bu hafta CumhurbaÅŸkanı'na yeni bir çaÄŸrıda bulundu... Okuyalım:
       " CumhurbaÅŸkanı ve BaÅŸbakan kendisinin ve 1. derece

Yazının Devamı

Şaplı fıkralar

9 Temmuz 2000


       Ä°ki ihtiyar, oturmuÅŸ sohbet ediyorlar... Biri diÄŸerine:
       - HüsamettinciÄŸim, hatırlıyor musun, asker ocağında bizim yemeklere ÅŸap katarlardı.
      - Yaa, hatırlamaz olur muyum, demiÅŸ Hüsamettin, etkisini ÅŸimdi göremeye baÅŸladım.
       ***
       Ana babanın üç aylık çocuklarına "Kahve" ismini taktığını gören dostları ÅŸaşırmış:
       - Neden çocuÄŸa bu adı verdiniz?

Yazının Devamı

Cehennem anteni!

8 Temmuz 2000


       Ankara'da Yargıtay'da baz istasyonu felaketi yaşandığı haberleri üzerine arkadaşımız Aydın Arıcıoğlu, Yargıtay Genel Sekreteri Uğur İbrahim Hakkıoğlu'nu arıyor. Sayın Hakkıoğlu bitişiklerindeki Türk Telekom bahçesine 5 yıl önce baz istasyonu yerleştirilmesinden sonra beş Yargıtay üyesinin kanserden öldüğünü, iki üyenin de halen ağır kanser tedavisi gördüğünü anlatıyor... Acaba bütün bunların müsebbibi baz istasyonu mu? Hakkıoğlu diyor ki:
     Â- Baz istasyonlarının 24 metre çaplı bir daire içinde radyasyon yaydığı bilimsel gerçek.. PeÅŸpeÅŸe yaÅŸamını yitiren üyelerimiz, Yargıtay binasında radyasyon yoÄŸun "daire" içinde görev yapıyorlardı. Bu da kuÅŸkuları pekiÅŸtiren bir durum..
       Yargıtay Başkanlığı, Başbakanlığa başvurarak yanıbaşlarındaki GSM baz istasyonunun kaldırılmasını istemiş... Hala yanıt bekliyorlar...

Bazcı belediye
       Kadıköy Belediyesi, insan sağlığına zararlı radyoektif dalgalar yaydığı gerekçesiyle ilçe dahilindeki cep telefonu baz istasyonlarını sökeceğini açıkladı. Şu anda ilçedeki istasyonlar saptanıyor...
       Derken Üsküdar Belediyesi'nden ilginç bir telefon ihbarı geliyor:

Yazının Devamı

Uzun ömürler

7 Temmuz 2000


       Ä°nsanın gen haritasının deÅŸifre edilmesi yolundaki çalışmalar ileriye dönük umutlar yarattı. Åžimdi herkes insan ömrü 200 - 300 hatta 1000 yıla çıktığında ne gibi deÄŸiÅŸimler olacağını tartışıyor... Uzun yaÅŸamanın mutluluklarını duyumsuyor...
       ABD'den yazan Hüseyin Sevay adlı genç okurumuz ise önemli bir noktaya deÄŸiniyor... Daha uzun yaÅŸama sevinçlerinin yüzeyselliÄŸine bakarak diyor ki:
      - "Daha uzun yaÅŸayalım, daha saÄŸlıklı yaÅŸayalım" gibi beklentilerin yerine hayatta "daha derin ve kalıcı bir anlam" arayışında olsak daha iyi olmaz mı?
       Yani sadece yaÅŸamak yerine adam gibi yaÅŸamayı düşünmeli... Belki o zaman 60 - 70 yıl da yetecek... Ve insanın dünyaya geldiÄŸine deÄŸecek...

F tipi cezaevi...
       İçini gezen gazeteciler (ve daha önce hapis yatmamış olanlar) "Valla insanın ÅŸurada birkaç hafta yatası geliyor" gibi övgüler döşeniyor. İçinde yatacak olanlar ise "Ölürüz de girmeyiz o ölüm hücrelerine" diyor, baÅŸka bir ÅŸey demiyor. Aslında cezaevlerinin insaatı tamamlanmış. HerÅŸey olup

Yazının Devamı

Sosyalizm deyip...

6 Temmuz 2000


      "Sosyalizm deyip geçmeyin..." Türker Alkan Hoca'nın Radikal'deki dünkü yazısının baÅŸlığı böyleydi...Türker Hoca, gazetelerde hemen hergün banka batıranlara, yaÄŸmalayanlara, ÅŸirketlerini halka açıp dolandıranlara, ihalelerde üçkağıt yapanlara, devleti sömürenlere iliÅŸkin bir sürü haber okuduÄŸumuzu ama bunları okuduktan sonra hemen hiç kimsenin, "Aha, bak kapitalizm dediÄŸin düzende neler oluyor; ne dolaplar dönüyor, halk nasıl sömürülüyor" demediÄŸini... Bu olaÄŸanüstü soygunları kiÅŸisel ahlak sorunu olarak gördüğünü... Ä°nsanlar farklı davrandığı zaman sorunların çözüleceÄŸini düşündüğünü vurguladıktan sonra şöyle devam ediyor:
       "...Öte yandan bir devlet kuruluÅŸu hantal çalıştığında, bir kamu görevlisi iÅŸi savsakladığında, özellikle bir KÄ°T zarar ettiÄŸinde basıyoruz kalayı: Ä°ÅŸte sosyalizm böyle sefil bir sistemdir...
       (..) Neden kapitalist düzenin iÅŸleyiÅŸindeki aksamaları bireylerin hatalarına baÄŸlarken, sosyalizm hakkındaki deÄŸerlendirmelerimizde daha çok sistemi suçlama eÄŸilimindeyiz dersiniz? Bana öyle geliyor ki, bu çifte standart uygulamasında ideolojik bir

Yazının Devamı