Karbon avcısı “Çatı bahçeleri”

7 Kasım 2021

Kent yaşamını doğayla uyumlu kılmak için “hasar azaltıcı” çözümlerden biri “yeşil çatı.” Böylelikle çatıyı karbon avcısına dönüştürmek, hava kirliliğini azaltmak, şehre estetik bir görünüm kazandırmak, hatta tarım yapıp gıda üretmek dahi mümkün

"Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul.” Tabii Yahya Kemal Beyatlı’nın bu meşhur dizeyi yazdığı 1948 yılında, İstanbul tepeden bakıldığında da büyüleyiciymiş. Bugün ise kenti kuş bakışı seyretmek, oldukça iç karartıcı. Çünkü artık İstanbul’un silüetinde “efsunlu güzellikler” değil, kilometrelerce uzanan gri apartmanlar, yeşili yutmuş plazalar, gökdelenler ve yollar var.

Aradan geçen yarım asırda kent âdeta beton denizine döndü. Ve o beton, içinde yaşayanları da boğmaya başladı. Betonlaşma kaynaklı “ısı adası” etkisi nedeniyle bazı günler nefes almak bile güçleşiyor. Tabii bu durumu tersine çevirmek artık çok güç. Ancak kent yaşamını doğayla uyumlu

Yazının Devamı

Zeytinyağı 101

31 Ekim 2021

Zeytinde hasat zamanı. Tam da zeytinyağı reklamları her yanı sarmaya başlamışken gelin, ‘erken hasat’ın, ‘taş baskın’ın’ ‘yüksek polifenol’ün ne demek olduğuna ve gerçek zeytinyağının nasıl anlaşılacağına birlikte bakalım.

Zeytinyağı, bilinen en sağlıklı bitkisel yağ. Barındırdığı fenolik bileşenler sebebiyle bazı çevreler zeytinyağına ilaç gözüyle bakıyor. Hatta, her gün zeytinyağı içenler dahi var. Tabii içilenin gerçekten zeytinyağı olup olmadığı çok önemli. Çünkü zeytinyağı aynı zamanda, ‘tağşiş’ diye tabir edilen sahtecilikle en çok anılan yağ çeşidi. Doğal zeytinyağına, maliyeti daha düşük pamuk, aspir, kanola gibi yağların eklenip, renklendirici ve aromalarla, zeytinyağı benzeri satıldığını Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıkladığı tağşiş listelerinden biliyoruz. Her açıklandığında da bu listelerde zeytinyağı başı çekiyor. O nedenle zeytinyağının gerçeğini tüketmek çok önemli.

Peki raftaki yağda sahtecilik yapılıp yapılmadığını nasıl anlayacağız? Bunu fark

Yazının Devamı

Ispanağa karışan ‘zehirli güzel’

24 Ekim 2021

Zehirlenme vakaları yüzünden ıspanak kamyonları halden geri çevriliyor, tarlada ıspanak hasat edilmiyor. Oysa zehirlenmelerin faili ıspanak değil, suçlu güzelavrat otu! Orijinal adı da; “atropa belladonna”. Bu isim, ecel tanrıçası Atropos’tan geliyor “Bella donna” da İtalyanca “güzel kadın” demek

Ispanak 2 yıl sonra yine zehirlenme vakalarıyla gündemde. Karadeniz’de art arda ıspanak yiyenlerin fenalaşarak hastanelere başvurması sonrasında, herkes ıspanak yemekten korkar hale geldi. Daha önce de aynısı olmuştu. O dönem Beypazarı’ndan hasat edilen ıspanaklar, tüm Türkiye’de zehirlenmelere yol açmıştı. Şimdilerde de pazara benzer bir endişe hâkim. Ispanağıyla ünlü İzmir Menemen’den İstanbul Hali’ne giden kamyonların, “Artık ıspanak satılmıyor” diye geri gönderildiğini öğrendim. Tarlalardaki hasat da bir süre için durmuş. Pazardaki korkunun tarlaya yansıması böyle.

Tabii aslında zehirlenmeler ıspanaktan kaynaklı değil. Hasat sırasında ıspanağa karışan yabani bitki; güzelavrat otunun

Yazının Devamı

Midyede güven sorunu

17 Ekim 2021

Midyedeki olası virüs ve bakteriden kaynaklanabilecek hastalıklarda ağır metal birikimi ve toksin kaynaklı zehirlenmeler başı çekiyor. Peki, ne yapabiliriz?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj her ne kadar görünmez hale geldiyse de endişeler sürüyor. Özellikle deniz ürünü tüketenler, kirliliğin balık, midye, karides gibi deniz canlılarına sirayet edip etmediği hususunda kaygılı. Tabii midyede kaygı çok daha fazla. Denizi süzüp filtreleyerek beslendiği için birçok kişi midye yemekten imtina ediyor.

Diğer taraftan müsilaja çözüm de yine midyeyle aranıyor. Geçtiğimiz günlerde, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın denizi temizleyebilmek için Marmara Denizi’ndeki midye çiftliklerinin sayısını artıracağını öğrendik. Hatta bunun için proje çalışmalarına da başlanmış. Tabii o çiftliklerden çıkacak midyelerin, gıda olarak tüketilip tüketilemeyeceği önemli bir kriter. Zira son dönemde hem su bilimleri uzmanları hem de sağlıkçılar, midye tüketiminin önemli riskler taşıdığına dair net

Yazının Devamı

Zehirsiz sofra yerelle mümkün

10 Ekim 2021

Büyük bir potansiyel var bu topraklarda. Yeter ki yerelin gücü ve dinamizmini destekleyecek bir politika ortaya konulsun. Nasıl üretildiği belli olmayan gıdalar yerine; üreticisini tanıdığımız, kullandığı tohum ve gübreyi bildiğimiz, zehirler konusunda hassas çiftçilerden alışveriş edebiliriz

Yediği nar nedeniyle bir çocuğun ölmesi, tarım zehirlerinin yol açtığı tehlikelerin boyutunu ortaya koydu. Son birkaç haftadır biz de bu köşede, o zehirlere ilişkin tespit ve araştırmalara yer veriyoruz. Haliyle yazıları okuyup endişelenen birçok okur, çözümü soruyor. Elbette kesin çözüm, analiz ve denetim. Ancak bu noktada ciddi eksiğimiz olduğu açık. Bu nedenle sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişmek için en akılcı alternatif yerelleşmek. Yani yerelden beslenip yerel üreticiyi desteklemek.

Nerede, kimin, nasıl ürettiği belli olmayan gıdalar yerine; üreticisini tanıdığımız, kullandığı tohum ve gübreyi bildiğimiz, zehirler konusunda hassas çiftçilerden alışveriş edebiliriz. Böylelikle hem o üreticiyi desteklemiş

Yazının Devamı

Çölyak tarım zehrinden mi?

3 Ekim 2021

Başta çölyak olmak üzere bazı bağırsak hastalıklarının buğdaydaki glüten proteininden ziyade, tahıl üretiminde bolca kullanılan glifosattan kaynaklanabileceğine dair görüşler var

Sofralarımıza kadar ulaşan tarım zehirleriyle ilgili yazdığım yazılara sizlerden çok sayıda katkı ve yorum geldi. Bazı okurlar, pestisit maruziyetinin kansere neden olduğunu hatırlatıyor ve bunların yasaklanması gerektiğini belirtiyor. Elbette kanserojen etkileri, kesinleşen kimyasallar zaman içinde yasaklanıyor. Bugüne kadar 188 tarım zehrinin kullanımı, insan ve çevre sağlığına yönelik zararları kesinleştiği için hem Avrupa’da hem de ülkemizde sonlandırıldı. Ancak kısıtlama ve yasağa karşı, bazılarının tarlalarda hâlâ kullanıldığını da görüyoruz.

Tabii diğer yandan, o yasak kararları gelene kadar, zehirlenenler için iş işten geçmiş oluyor. Ayrıca çevreye saçılan o kimyasalların on yıllarca parçalanmadan suda ve toprakta kalabildiği de unutulmamalı! Zaten yer altı ve yer üstü sularımız bu nedenle yasaklı zehirlerle dolu. Maalesef pestisitler

Yazının Devamı

Serada zehir üçe katlanıyor

26 Eylül 2021

Türkiye, meyve-sebzedeki zehir kalıntısında maalesef dünya lideri! Tarım ilacı denilen zehir toprağa, suya, arıya, kuşa, ineğe; her organizmaya sirayet ediyor. Üstelik sera üretiminde pestisit kullanımı 3’e katlanıyor

 

4 yaşındaki bir çocuğu öldüren pestisitlerin bizi nasıl zehirlediğini anlatmaya devam edelim. Bir çocuk yediği nardaki tarım zehrinden öldü. Ve ölümün nardaki tarım zehirlerinden kaynaklandığı rapora yazıldı. Çalışmalar 64 çeşit tarım zehrinin (pestisit) yediğimiz sebze ve meyvelerle vücudumuza sirayet ettiğini gösteriyor.

Karşı karşıya kaldığımız en önemli soru, hangi gıdada ne oranda tarım zehri kalıntısının bulunduğu! Maalesef bu sorunun kesin bir yanıtı yok. Çünkü ilgili bakanlık kalıntı analizlerine dair sonuçları paylaşmıyor. O yüzden, akademik çalışmaların yanı sıra “AB gıda alarm sistemi”nde yer alan Türkiye verilerini inceleyerek, tarladaki duruma dair bilgi edinebiliyoruz. Mesela yakın zamanda Environmental Science and Pollution Research’te yayınlanan bir araştırmaya baktığımızda, Ege

Yazının Devamı

Narda ölümcül zehir

19 Eylül 2021

Zehir kokteyli gibi sebze ve meyveler hâlâ soframıza gelebiliyor. En akılcı ve kesin çözüm, tarladan sofraya etkin denetim. Üretici, denetlenip cezalandırılacağını bilirse kimyasalları kullanamaz ve biz de güvenle sebze meyve yiyebiliriz

Normalde yer yerinden oynamalıydı. Günlerce tarım zehirlerini konuşmalıydık. Öyle ya, bir çocuk yediği nardaki tarım zehrinden öldü. Ama bu bile soframızdaki zehirleri yeterince tartışılır kılmadı maalesef. Oysa o zehir hepimize ulaşıyor. Bunu bu köşede defalarca yazdım. Daha 6 ay önce 64 çeşit tarım zehrinin (pestisit) yediğimiz sebze ve meyvelerle vücudumuza sirayet ettiğini gösteren çalışmaya dikkat çekmiştim. O yazıda, narda da 11 çeşit pestisit saptandığı vardı. İşte belki de o zehirlerden biriydi 4 yaşındaki Saliha’yı öldüren.

Belki gözünüzden kaçmıştır. Ailesinin tek çocuğuydu Saliha. Tüp bebek tedavisiyle yıllar sonra dünyaya geldiği için Kayseri Yeşilhisar ilçesinde yaşayan ailesi üzerine titriyordu. 30 Ekim 2019 günü yatmadan önce tüm

Yazının Devamı